Advertisement
HABERLER ABONE OL

Avdagiç, İTO’nun Ocak ayı olağan meclis toplantısında, ekonomiye ve kredi faiz oranlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ocak ayında İstanbul Ticaret Odası’nın kuruluşunun 137. kuruluş yıldönümünü idrak ettiklerini belirten Avdagiç, Odanın 14 Ocak 1882’de Mehmet Ali Paşa Han’da 12,5 liraya kiralanan bir mekanda yapılan sade bir törenle resmen hizmete başladığını hatırlattı.

Günümüzde Türkiye’nin ekonomik olarak cendereye alınmak istendiği bir dönemin yaşandığını belirten Avdagiç, "Yine Türkiye’de yerli üretimi baltalamak için çalışıyorlar. Yine Türkiye’yi yabancı ürünlerin sadece pazarı yapma gayretinde olanlar var. 137 yıl önce biz buna karşı koyduk. Sultan Abdülhamid döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli başarılar da elde ettik. Şimdi de aynı şekilde çalışıyoruz." diye konuştu.

Ekonomi yönetiminin son dönemde devreye aldığı uygulamalara dikkati çeken Avdagiç, Ziraat Bankası şemsiyesi altında tüm kredi kartı borçlarının toplanmasının, tüketiciye nefes aldıracağını söyledi. 

 - "Hükümet tam zamanında önlem aldı"

Avdagiç, bu önlemin 684 bin kişiyi ilgilendirdiğini anımsatarak, "Aileleriyle birlikte yaklaşık 3 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz. Elimizdeki rakamlar, 2018 yılının ilk 10 ayında bireysel kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişi sayısının 684 bin 220 kişi olduğunu gösteriyor. Bireysel kredi kartı borcu, Ekim 2018 döneminde bir önceki yılın aynı ayına göre 102,8 milyar lira olmuş durumda. Bu rakamın yüzde 6’sı, yani 6,1 milyar lirası ise takibe düşmüş bulunuyor. Bu rakamlar da gösteriyor ki, kredi kartı borçları, ciddi bir soruna dönüşecek düzeye gelmişti. Hükümet tam zamanında önlem aldı." ifadelerini kullandı.

Borcunu ödemeyenler ile borcunu ödeyememiş olanları, doğru ve adaletli bir şekilde ayırt etmek gerektiğini anlatan Avdagiç, Ziraat Bankası’nın burada doğru ayrımı yapacağından emin olmak istediklerini kaydetti. 

 - "Sigorta prim teşviki uygulaması artırılarak devam ettiriliyor"

Hükümetin, ekonomik sıkıntılardan en çok etkilenen küçük işletmelere Halkbank aracılığıyla destek vereceğini hatırlatan Avdagiç, şöyle konuştu:

"Halkbank, 350 bin esnafa 22 milyar lira kredi veriyor. Destek kredisinin 10 milyar TL’si ilk üç ayda; geri kalan tutarı ise yılın tamamında kullandırılacak. Ben bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. 

Esnafımıza verilen bu desteğin, 10 Ocak’ta Hazine ve Maliye Bakanımız tarafından açıklanan Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli KOBİ kredileriyle birbirini tamamladığını düşünüyorum. Bunun yanında sigorta prim teşviki uygulaması artırılarak devam ettiriliyor."

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, 13 bankanın katılımıyla 20 milyar liralık KOBİ Değer Kredisi’ni açıkladığını anlatan Avdagiç, "Bana göre reel sektörün kaynak bakımından rahatlatılması ve teminatsız finansman, bugün en 'değerli' destektir." dedi. 

"İş dünyası olarak hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın açıkladığı tedbirleri, hem de Hazine ve Maliye Bakanımızın ifade ettiği tedbirleri, tüketiciye nefes, esnaf ve KOBİ’lerimize can suyu veren kaynak ve istihdama destek olarak görüyoruz." diyen Avdagiç, iş dünyası olarak önce sosyal sebeple, sonra ekonomiyi hızlandıracak olması yönüyle tüketicinin alım gücünü artıracak her türlü tedbirin yanında olduklarını dile getirdi.

Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve ekonomi yönetimine teşekkür ederek, hükümetin reel sektöre yönelik kapsamlı finansal önlemler aldığını yineledi. 

 - "Sürece bankalarımız da ayak uydurmalıdır" 

KOBİ’lerin ve işletmelerin krediye ulaşmalarını kolaylaştırmaya çalışılan bir dönemin yaşandığını anlatan Şekib Avdagiç, şunları kaydetti:

"Ekonomi yönetimimiz başta Odamız olmak üzere reel sektörün temsilcilerinden gelen sese kulak veriyorlar. Ancak bu sürece bankalarımız da ayak uydurmalıdır. İş dünyası olarak bizim tüm uyarılarımıza rağmen bankalarımızın önce kendilerini düşünmekten vazgeçmeleri gerekiyor. 'Önce de can, sonra da can' diyorlar.

Bu noktada somut bir örneği daha sizinle paylaşmak istiyorum; TL kredi faizi iniyor, ama toplam kredilerinin yaklaşık yüzde 40'ını, ticari kredilerin neredeyse yüzde 50’sini oluşturan Döviz kredi faizleri, nedense bir türlü aşağıya gelmiyor. Biz iş dünyası olarak bunu anlamakta zorlanıyoruz. Aklımıza gelen tek açıklama, herhalde unuttular. Bankalara hatırlatalım istedik. 

Bakınız; dolar mevduata bankaların verdiği faiz yaklaşık yüzde 5. Oysa dolar kredisi faizi yüzde 10 – 13 aralığında. Yani arada büyük bir makas, büyük bir açıklık hala devam ediyor. Bankalarımızı acilen bu yönde adım atmaya çağırıyoruz. Çünkü bu ihracatçı için de büyük engel. Fonlama maliyetlerinin bu noktada yüksek seviyede seyretmesi, ihracatçının da uluslararası arenada rekabet gücünü ciddi manada azaltıyor. Onların rakipleri çok daha düşük faizle döviz kredisi kullanıyor."