Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İngiltere'de kritik Brexit oylaması yarın

İngiltere'de kritik Brexit oylaması Salı günü

İngiliz parlamentosu hükümetin AB ile vardığı Brexit anlaşmasını Salı oylayacak

Giriş: 14 Ocak 2019, Pazartesi 19:31
Güncelleme: 15 Ocak 2019, Salı 06:12

İngiliz parlamentosu, hükümetin Avrupa Birliği (AB) ile vardığı ülkenin AB'den ayrılması (Brexit) anlaşmasını salı günü oylamaya hazırlanırken, ülkenin önündeki seçeneklerin her biri ayrı kriz niteliği taşıyor.

İngiliz parlamentosu, aralıkta son anda ertelenen Brexit anlaşmasını salı günü oylayacak.

Başbakan Theresa May, yeterli desteği bulamayacağını görerek oylamayı bir ay ertelemiş olsa da kamuoyunda salı günüki oylamada da sonucun değişmeyeceği kanısı yaygınlığını koruyor.

May'in liderliğini yaptığı Muhafazakar Parti içinden 100 kadar milletvekili ile May'in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda'nın Demokratik Birlik Partisinin (DUP) 10 milletvekilinin, oylamada muhalefet partileri ile hareket ederek ret oyu vermesi bekleniyor.

Normal süreç

May'in salı günü oylamayı kazanması halinde ülke 29 Mart'ta AB'den resmen ayrılmış olacak ancak başlayacak 2 yıllık geçiş süreci boyunca İngiltere pek çok bakımdan fiili AB üyesi olarak kalacak.

Geçiş süreci boyunca İngiltere ile AB gelecekteki siyasi, ekonomik ve güvenlik ilişkilerinin çerçevesini belirleyecek kapsamlı bir anlaşmayı müzakere edecek. Bu kapsamda, İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır oluşmasını engelleyecek bir formül de geliştirilecek.

İngiltere ile AB, görüş birliğine vararak bu geçiş sürecini 2 yıl daha uzatabilecek. Tüm bu süreçte nihai bir anlaşmaya varılamaması ve iki İrlanda arasındaki sınır sorununa çözüm getirilemesi durumunda, anlaşmanın tartışma yaratan "tedbir maddesi" devreye girecek.

"Tedbir maddesi"yle İngiltere'nin bütünü, belirsiz bir süre için AB ile Gümrük Birliği içinde kalacak. İngiltere'nin tek yanlı olarak çekilemeyeceği bu düzenleme içinde ülke bazı AB kurallarına da tabi olmayı sürdürecek. "Tedbir maddesinin" AB ile daha yakın bir ilişki içinde kalmasını öngördüğü Kuzey İrlanda ile İngiltere arasında mal dolaşımında ise "düzenleyici kontroller" yapılacak.


Taraflar hedeflenen kapsamlı serbest ticaret anlaşması üzerinde anlaşmaya varana dek İngiltere pek çok yönüyle fiili AB üyesi olarak kalacak ancak Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere birliğin karar ve yönetim kademelerinde temsil hakkını yitirecek. 



Öte yandan, tarafların gelecekteki ilişkileriyle ilgili varacakları anlaşmanın İngiliz parlamentosu ve Avrupa Parlamentosuna ilaveten 27 üye ülkenin parlamentolarınca da onaylanması gerekecek. 



"Tedbir maddesi" devreye girerse İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılık ihtimalini de ortadan kaldıracak. 


Brexit anlaşmasına göre İngiltere ile AB vatandaşları karşılıklı olarak yaşadıkları ülkelerdeki kazanılmış haklarını koruyacak ancak nihai olarak iş gücünün serbest dolaşımı bitecek. İngiltere ve AB arasında vizesiz seyahat ise devam edecek. İngiltere ayrıca AB'ye geçmişteki taahhütlerinden kaynaklanan yaklaşık 40 milyar sterlinlik bir ayrılık ücreti ödeyecek.

İtirazlar



Brexit Anlaşması özellikle "tedbir maddesi" yüzünden İngiltere'de hem sert Brexit yanlıları hem de ılımlı Brexit yanlıları ile AB'de kalınmasından yana olanların tepkisini çekiyor. 



Sert Brexit yanlıları anlaşmayla İngiltere'nin AB'nin uydu devletine dönüşeceğini ve Kuzey İrlanda'nın da ülkeden kademeli kopacağını savunuyor. 



Bu kişilere göre İngiltere AB'ye ödeyeceği ayrılık ücreti ile elindeki en önemli müzakere kozunu da yitirmiş olacak. 



Sert Brexit yanlıları, AB'nin tedbir maddesinin kaldırılmasını engelleyerek İngiltere'yi Gümrük Birliği içinde mahsur bırakacağını iddia ediyor. Bunlara göre AB üyesi ülkeler de tedbir maddesini İngiltere ile ikili sorunlarının müzakerelerinde koz olarak kullanmaya yönelebilecek.



Ilımlı Brexit yanlıları ile AB yanlıları da anlaşmanın İngiltere'yi, üye sıfatıyla yönetiminde söz sahibi olduğu AB'nin pasif parçası haline getireceği eleştirisini yöneltiyor. 



İstifa

salı günüki oylamayla AB referandumu sonrasında David Cameron’ın istifasıyla göreve gelen Theresa May’in, terör saldırılarının ve Brexit’in damga vurduğu başbakanlığı sona erebilir. Bakanlarını bir yana iterek sorumluluğunu tek başına üstlendiği Brexit müzakerelerinin meyvesi olan anlaşmanın reddi üzerine May istifayı seçebilir.

May'in Brexit yaklaşımı aralarında dışişleri bakanı, çalışma bakanı ve 2 Brexit bakanının da olduğu 10'dan fazla bakanın istifasına yol açmıştı.

Gensoru

Önceki yıl yapılan erken seçimde parlamento çoğunluğunu kaybederek azınlık hükümeti kurmaya mecbur kalan May’e son darbeyi ana muhalefetteki İşçi Partisi vurabilir. Partinin lideri Jeremy Corbyn Brexit anlaşmasının reddi halinde, May hükümeti hakkında gensoru önergesi vereceklerini açıkladı.

Hükümetin gensoru ile düşürülmesi halinde muhalefet partilerini yeni bir hükümet kurması da parlamento aritmetiği içinde mümkün olmadığından, ülke erken seçime gidecek. Corbyn son erken seçimdeki başarısını yinelerse, İngiltere 10 yıl sonra yeniden bir İşçi Partisi hükümetiyle yönetilmeye başlayabilir.

AB’den tavizler

Mevcut anlaşmanın reddi üzerine May Brüksel'e giderek AB'den özellikle "tedbir maddesi" konusunda taviz almaya çalışabilir. May'in tedbir maddesinin geçici olduğuna dair yasal teminat alması halinde, anlaşmanın yeni bir oylamada parlamentodan destek alması mümkün olabilir.

Ancak İngiliz parlamentosu geçen hafta aldığı bir kararla May’in milletvekillerine 3 gün içinde alternatif planını sunmasını zorunlu hale getirdi. Bu, May’in AB’den herhangi bir taviz almasına yetecek süreye sahip olmadığını anlamına geliyor.

Anlaşmasız ayrılık

Theresa May yaz aylarından itibaren bürokrasiye AB'den anlaşmasız ayrılık senaryosuna hazırlık talimatı vermişti. Bu kapsamda sınır kontrolleri, kritik ithalat kalemlerinde stok yapılması ve iç güvenlik alanlarında çeşitli adımlar atıldı. Bu planları hayata geçirmek için de 2 milyar sterlinlik bir kaynak ayrıldı.

Ancak İngiliz parlamentosu geçen hafta hükümetin bütçe yasasında yaptığı değişiklikle May’in Brexit konusundaki harcama yetkilerini milletvekillerinin onayına bağladı. Bu, May’in ülkeyi kaosa sürüklemeden anlaşmasız Brexit kararı almasını önemli ölçüde zorlaştırdı.

Brexit ertelenebilir

Son haftalarda basında yer alan iddialara göre İngiliz hükümetinin AB yetkilileriyle kapalı kapılar ardında ülkenin AB'den resmi ayrılık tarihini ötelemeyi müzakere ediyor. Anlaşmanın reddi halinde, Brexit'in yeni müzakerelere imkan verecek bir süre için ertelenmesi gündeme gelebilir. Üyelerin AB'den ayrılmasını düzenleyen Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin öngördüğü süre normal koşullarda 29 Mart'ta dolacak.

Başbakan May son açıklamalarında sert Brexitçi milletvekillerini anlaşmaya destek vermeye ikna için bu ihtimalin altını çizdi. May'in sert Brexitçilere yönelik bu taktiği, "Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" diye nitelendiriliyor.

Brexit iptal edilebilir

Avrupa Adalet Divanı geçen ay İngiltere'nin Brexit sürecini düzenleyen 50. maddeyi tek taraflı olarak durdurabileceğine hükmetmişti. Bu kapsamda İngiliz parlamentosu Brexit’i iptal kararı alabilir. Ancak ülkenin AB üyeliği halkı tam ortadan bölmüş durumda olduğundan, seçmenin iradesini parlamentonun iptal etmesi önemli toplumsal olaylara yol açabilir.

Yeni referandum

Parlamento Brexit’i iptal etmek yerine ülkenin bu konuda yeni bir referanduma gitmesi için karar alabilir. Ülkede Macar asıllı ABD’li iş adamı George Soros’un mali destek sağladığı gruplar uzun süredir böyle bir referandum için kampanya yürütüyor. Buna eski başbakanlardan Tony Blair’in de aralarında olduğu siyasi figürler destek veriyor. Londra'da ekim ayında yapılan Brexit karşıtı gösteriye de yaklaşık 700 bin kişi katılmıştı.

May, Brexit anlaşmasının parlamentoda 11 Aralık'ta yapılması planlanan oylamasını bir gün önce aldığı kararla ertelemişti.

İngiltere 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 oy oranıyla AB'den ayrılma kararı almıştı.