Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Akgiray: Türkiye'de sermaye piyasası bilinci çok düşük

Akgiray: Türkiye'de sermaye piyasası bilinci çok düşük

  • SPK Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, Türkiye'de finansal okur-yazarlığın çok düşük seviyede olduğunu belirtti

Giriş: 23 Kasım 2010, Salı 15:10
Güncelleme: 23 Kasım 2010, Salı 15:10

BURSA (A.A) - 23.11.2010 - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, Türkiye'de finansal okur-yazarlığın çok düşük seviyede olduğunu belirterek, ''Dolayısıyla şimdiki halka arz seferberliğinin yanında yatırımcı bilinçlendirme, yatırımcı bilgilendirme ve finansal okur-yazar seferberliği başlatmak istiyoruz'' dedi.

Prof. Dr. Akgiray, ''Halka Arz Seferberliği Bursa Zirvesi''nde yaptığı konuşmada, bugün çok önemli bir faaliyetin içinde bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

SPK'da 1,5 yıldır görevde olduğunu ve bu sürece bazı gözlemlerde bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Akgiray, şöyle konuştu:

''Türkiye'de sermaye piyasası bilinci, yani başka bir deyişle finansal okur-yazarlık çok düşük seviyede. Halka açık şirketlerimizin yöneticilerinin birçoğu bile halka açık olmanın ne anlama geldiğini, ne kadar değerli bir şey olduğunu bilmiyor. Bunu tespit ettik. Bunu söylerken de hiçbir çekincem yok. Genel olarak Türkiye genelinde finansal okur yazarlığımda eksiklik olduğu aşikar. Hele hele bu işe çok sonradan başlayan fakat bizi bugün kat kat geçmiş olan ülkelere baktığımızda bu tespit çok doğru. Dolasıyla şimdiki halka arz seferberliği yanında yatırımcı bilgilendirme ve finansal okur-yazar seferberliği başlatmak istiyoruz.''

Akgiray, bunun için ilköğretim okullarında bir kompozisyon yarışması yapmayı düşündüklerini ifade ederek, ''Kazanana iyi para vereceğiz. O zaman öğretmenler yazar. Benim ortanca kızım da iyi kompozisyon yazar'' diye espri yaptı.

Türkiye'nin dünya genelinde parlayan bir yıldız konumunda olduğunu vurgulayan Akgiray, bunun da iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Akgiray, Türkiye'nin, OECD raporunda kriz sonrası büyüme hızı artan tek, kriz döneminde kredi notu artırılan çok az ülkeden biri olduğuna değinerek, Türk ekonomi tarihinde bugüne kadar böyle bir şeyin olmadığını anlattı.

Halka açılmanın şirketler için, finansman kaynağı, sermaye piyasalarına kolay erişim, ortaklara likidite sağlama, kurumsallaşma ve ticari şöhret ve itibar gibi faydaları olduğunu belirten Akgiray, dünyanın en zengin kişilerinin şirketlerinin halka arzıyla büyüdüklerine işaret etti.

-İMKB BAŞKANI ERKAN-

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Hüseyin Erkan da konuşmasında, çok önem verdikleri zirvenin ikincisini Bursa'da yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını bildirdi.

Sermaye piyasasının gelişiminin ülkelerin ekonomik gelişim süreci içinde önemli rol oynadığını dile getiren Erkan, şöyle devam etti:

''Şirketlerimiz, ülkemizin milli servetleridir. Şirketlerimizi yaşatan, başarıyla faaliyetleri sürdüren sizler, ülkemizin gelişmesine katkı sağlıyorsunuz. Ülkemize vergi ödeyerek tüm ülkeye hizmet getirilmesine yardımcı oluyorsunuz. Çalışanlarınıza ekmek veriyorsunuz, onların geçimlerini sağlıyorsunuz. Bunun için şirketlerimizi gerçekten milli servet olarak görelim. Böyle düşündüğünüz zaman şirketlerinizin devamlılığını da düşünürsünüz. Şirketlerimizi sürdürülebilir hale getirelim. Ülkemizde halka açılan şirketlerin kurumsallaştıklarını çok rahatlıkla görebiliyoruz. Dünyadaki süreç de böyle.''

Erkan, dünya genelinde yaşanan krizin arkasından 2009 yılında 277, 2010 yılının eylül ayı sonuna kadar ise 737 şirketin halka arz edildiğini belirterek, bu rakamların hala geçmiş yılların ortalamalarının altında olduğunu bildirdi.

-TSPAKB BAŞKANI ÖZTANGUT-

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) Başkanı Nevzat Öztangut ise Türkiye'nin gelişen ülkeler arasında yıldız niteliğinde görünen bir ülke olduğunu vurguladı.

Bu yönüyle bakıldığında bu ilgiyi, bu trendi kaçırmamak gerektiğine inandıklarını ifade eden Öztangut, şunları söyledi:

''2010 yılı sermaye piyasasında halka arzlar için çok doğru bir yıldı. 2011 yılı da aynı şekilde olacak. Biz bunu mayıs ayında yaptığımız seferberliğin ilk adımındaki basın toplantısında söylemiştik. Ancak şunu söylemek istiyorum; halka arz çalışması bugün karar verildiğinde yarın olacak bir iş değil. Biz aracı kurum olarak şirketlerle çalışmaya başladığımızda 6 ay sonra halka arzı gerçekleştirebiliriz. Dolayısıyla önümüzdeki yıl için bir halka arz planlaması yapılıyorsa buna bugünden karar verip harekete geçip ve hazırlıklara başlamak lazım.''

Öztangut, halka arzın sadece bir finansman değil, aynı zamanda aile şirketlerini de geleceğe taşıyan bir proje olduğunu kaydetti.

-TOBB YÖNETİM KURULU ÜYESİ PARSEKER-

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Parseker de, Türkiye'de tasarruf eğiliminin çok uzun yıllardır dünya ortalamasının altında seyrettiğinin bir gerçek olduğunu belirtti.

Bu nedenle yeterli sermaye birikimi sağlanamadığı için büyümenin finansmanında hep dış kaynağa ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Parseker, ''Gelişmiş ülkelerde girişimciler şirketlerine 1 birim sermayeye karşı 1 birim borç koyarken, biz bir birim sermayeye karşın 3 birim borçla çalışmaya alıştık'' diye konuştu.

Parseker, küresel ölçekte rekabet edebilen şirketler ve markalar yaratmak, inovatif yatırımlar yapmak, kurumsallaşıp şirketlerin ömürlerini uzatmanın ciddi kaynak işi olduğunu anlattı.

Şirketleri halka arz ederek bu finansman kaynağına düşük maliyetle ulaşmanın mümkün olabileceğini dile getiren Parseker, ''Halka arz, dünyada hala pek çok gelişmiş ülkede özel sektörün finansmanının en önemli araçlarından biri'' dedi.

Parseker, Hindistan'da 2001 yılında bin olan halka açık şirket sayısının 2007 yılında 6 bini aşarak ABD'yi geçtiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Geçen yıl gelişmiş ülke borsalarında işlem gören ortalama şirket sayısı 2 bin 734, gelişmekte olan ülkelerde ise 363. Aynı yıl hisseleri İMKB'de işlem gören şirket sayısı ise sadece 315 oldu. Rakamlar, dünya halka arz arenasında ikinci ligin de alt sıralarında olduğumuzu gösteriyor. Borsaların değerinin milli gelire oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 82, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 62 iken Türkiye'de borsamızın hacmi, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) ancak yüzde 38'ine ulaşabildi. 1 milyonu aşkın şirketimizin sadece 339'unun borsada işlem görüyor olması, ülkenin en büyük 500 sanayi kuruluşunun sadece beşte birinin halka açılmış olması kabul edilebilir bir durum değil.''

-BTSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI SÖNMEZ-

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez ise Bursa'da 250'den fazla işçi çalıştıran şirket sayısının 364 olduğunu bildirdi.

Bu şirketlerin tamamının halka açılma potansiyeli taşıdığını düşündüğünü ifade eden Sönmez, ''Halka arzlar sürekli kaynak temini, kurumsallaşma, tanınma ve itibar için önemli bir araç. Halka arz tek başına bir sihirli değnek değil tabii, birtakım yükümlülükler de getiriyor. Ama borsayı daha fazla kullanarak işlerimizi daha hızlı büyütebilme şansı yakalayabiliriz'' diye konuştu.

Konuşmaların ardından, ''Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Sürdürülebilirlik İçin Halka Açılma'' konulu oturumun yapıldığı zirve, yarın sona erecek.