Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Kudatgobilik: Türkiye'nin gelişmesi sanayiye bağlı

Kudatgobilik: Türkiye'nin gelişmesi sanayiye bağlı

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Türkiye'nin gelişmesinin sanayiye bağlı olduğunu kaydetti

Giriş: 24 Kasım 2010, Çarşamba 15:20
Güncelleme: 24 Kasım 2010, Çarşamba 15:20

KOCAELİ (A.A) - 24.11.2010 - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, ''Türkiye'nin gelişmesi sanayiye bağlı. Türkiye Sanayi mamulünü imal etmeyi ve ihraç etmeyi başardı. Bu iki felsefe Türkiye'nin yegane çıkarıdır'' dedi.

Kudatgobilik, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısına yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geçen 10 yıllık sanayi büyümesinde pek çok ülkeyi şaşırtacak bir performans sergilediğini söyledi.

ABD'de başlayan kriz tüm dünyayı etkisi altına aldığını, bunun Türkiye'de de bir miktar duraklamaya neden olduğunu ifade eden Kudatgobilik, şöyle konuştu:

''Ama tekrar zıplamaya başladık. Bunu başaran sizlersiniz, sanayidir. 2010 yılının birinci çeyreğinde yüzde 10,4, ikinci çeyrekte yüzde 11, eylül ayında yüzde 10,4 büyüme gerçekleşti. 2008 yılının belki büyük günlerine ulaşmadık ama Türkiye olarak bu yılı yüzde 7 ile 8 arası büyümeyle tamamlayacak. Avrupa Birliği (AB) bu sene yüzde 1 büyüyecek. Dünyanın üçüncü büyük ekonomik partneri durumunda olan Avrupa yüzde 1 büyüyecek. Biz yüzde 7-8 büyüyeceğiz. Bu az bile. Çünkü hedeflerimiz daha büyük.''

''Türkiye'nin gelişmesi sanayiye bağlı. Türkiye iki şeyi ispat etti, sanayi mamulünü imal etmeyi ve ihraç etmeyi başardı. Bu iki felsefe Türkiye'nin yegane çıkarıdır'' diyen Kudatgobilik, sanayi mamülü üretip ve ihraç etmenin Türkiye'nin ekonomik olarak GSMH'ini zıplatan hakiki maddedir. Dünya kalitesinde ve dünya fiyatında üretim yapmamız gerekir. Sanayinin önüne engel koyacak işler yapmak yanlıştır'' şeklinde konuştu.

Tuğrul Kudatgobilik, şöyle devam etti:

''Avrupa işi durdu, durmaması gerekir. Bu entegrasyonu büyütmemiz lazım. Avrupa'nın bir numaralı sosyal ortağıyız, siyasi ortağı da olmamız gerekir. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisiyiz, 2020'de 5. büyük ekonomisi olacağız. 2023'de dünyanın 14. büyük ekonomisi olacağız. Bugün 15'ciyiz. Siyasetle sivil toplumun bir ahenk içinde çalışması, takım olması gerekir.

Türkiye Avrupa ilişkileri yürümüyor, kaplumbağa hızıyla yürüyor. Bunu söyleyince Egemen Bağış kızıyor, 'tenkit ediyor' diyor. Ben sizi değil, sizin prensibinizi tenkit ediyorum. Başmüzakereci tayin edileceği zaman, sayın Başbakana Başmüzakereci'nin iki yardımcısının olmasını teklif ettik. Bunlardan biri Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşunun temsilcisi, sanayici olmasını, ikincisinin ise bir kadın olması teklifiydi. 'Avrupalı, bir sanayicinin, bir de kadının sözünden anlar. Bunu yaparsanız müzakere süreci bam başka bir hızla ilerler' dedik. Başbakanımız, güzel fikir olduğunu kabul etti, ama 2 sene geçti hala bir gelişme yok.''

Türkiye'nin ihracatının yüzde 55'ini sanayicilerin yaptığını dile getiren Kudatgobilik, sözlerini şöyle sürdürdü:

''24 bin 800 çok uluslu şirket var. Bunların çoğu Avrupalı. Türkiye'de çok güzel işler yapıyor. Avrupa'ya gittiğimde 'yalnızca Türk sanayicisini değil, senin sanayicini de temsil ediyorum' diyorum. Avrupa'yı biz yukarı taşıyoruz. Türk sanayisi, Avrupa sanayisiyle artık entegral halde. Türkiye artık ekonomik olarak Avrupa'ya hazır diyorlar. Ekonomik ve Sosyal Konsey başta olmak üzere bu konularda sivil toplumla el ele çalışılırsa Türkiye'nin faydasına olur.''

Kudatgobilik, MESS'in Türkiye'nin en büyük grup toplu sözleşmesini imzaladığını, gelecek iki senede yapılacak tüm toplu sözleşmelere bunun örnek olacağını kaydetti.

MESS'de 3 grupta 300 sanayici bulunduğu dile getiren Kudatgobilik, şöyle konuştu:

''Bu sanayiciler bin 200 fabrika meydana getiriyor. TİSK'deki üye sayımız ise 9 bin 700 sanayici. 145 bin kişiyi ilgilendiren, 1 Eylül 2010'dan 24 aylık sözleşme imzaladık. Bu sözleşmeyle çıplak ücretlere 5,35 zam verdik, sosyal yardımlarla tüm artış 6,19'a geldi. Toplu sözleşme öncesi bir işçinin bir saatlik çıplak ücreti 5,61 lira, bize maliyeti ise 10 lira 89 kuruş oluyordu. Yeni sözleşmeyle bir işçinin bize maliyeti 11 lira 61 kuruşa geldi. Avro olarak baktığımızda da saat ücreti maliyet 5,89 avro civarında. AB'de ortalama 33-35 avro civarında. Biz 6 avronun altındayız. Önümüzdeki iki yıl enflasyon kadar artış olacak. Önümüzdeki 24 ayın sanayiciler için sulh mecburiyetini temin ettik. Artık kimse yazılan akdin dışında ne altında ne üstünde sapamaz. Bu sürede işçilerin de herhangi bir ekstra talebi söz konusu olmayacak. Çalışma süresinin 38 saate indirilmesi isteniyordu. Avrupa'da bu süre 36 saat. İmzaladığımız sözleşmeyle 45 saatlik çalışma haftasına devam etme kararı almış olduk. Türkiye'nin sanayi gücünün çalışmaya ihtiyacı var.''