Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Gül: Küreselleşmenin hızına ayak uyduramayan toplumlar kaldıkları yerde düşmektedirler

Gül: Küreselleşmenin hızına ayak uyduramayan toplumlar kaldıkları yerde düşmektedirler

  • Cumhurbaşkanı Gül, küreselleşmenin hızına ayak uyduramayan ülke ve toplumların kaldıkları yerde düştüklerini söyledi

Giriş: 03 Aralık 2010, Cuma 11:54
Güncelleme: 03 Aralık 2010, Cuma 11:54

İSTANBUL (A.A) - 03.12.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uluslararası ilişkilerin daha da yoğunlaştığı ve geliştiği günümüzde siyasi, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda işbirliğini sadece hükümetler arası mekanizmalarla yürütmenin devrinin çoktan geçtiğini belirterek, ''Hükümetler, devletler altyapıyı oluşturacaklardır. Ama bunun arkasını getirecek olanlar da hükümet dışı aktörlerdir'' dedi.

Gül, Uluslararası İşbirliği Platformu'nun İstanbul Swiss Otel'de düzenlendiği Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, artık küresel bir köy haline dönüşen dünyada bilgi, sermaye ve insanların, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı hareket ettiğini belirterek, küreselleşmenin getirdiği bu nimetlerin, layıkıyla kullanılmadığı takdirde ciddi riskler oluşturduğuna işaret etti.

Yeni küresel şartları doğru okumayan, bu süreçte kendilerini tecrit eden ülkelerin, kalkınma ve özgürlük yarışında geride kalmakla gelecek nesillerin istikbalini şimdiden ipotek altına aldıklarını söyleyen Gül, ''Diğer bir deyişle, küreselleşmenin hızına ayak uyduramayan ülke ve toplumlar, bisikletin pedalını çeviremeyen sporcular misali, kaldıkları yerde düşmektedirler. Bu bakımdan bu büyük yarış içerisinde herkesin vargücüyle en iyi şekilde yerini alması gerekmektedir. Bununla birlikte söz konusu yarışı başarıyla sürdürebilmek sadece bir ülke ya da halkın münferit çabalarıyla mümkün olmaktan çıkmıştır'' diye konuştu.

Bugün güvenlikten teröre, ekonomik istikrardan sürdürülebilir çevreye kadar pek çok sorunun ancak kapsamlı ve etkili bir uluslararası işbirliğiyle mümkün olduğunu vurgulayan Gül, bu yöndeki en başarılı işbirliği örneklerinin öncelikle bölgesel düzeyde başlamasının da kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Gül, şöyle devam etti:

''Bölgesel düzeyde güvenlik, istikrar olmadığı sürece bölge içerisinde ekonomik işbirliği, ticaret de tabii ki olmayacaktır. Dolayısıyla bunlar büyük meseleler ve çok kapsamlı bir şekilde hem ülkeler hem şirketler hem bireyler bazında alınması gereken çok önemli konulardır. Uluslararası ilişkilerin daha da yoğunlaştığı ve geliştiği günümüzde siyasi, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda işbirliğini sadece hükümetler arası mekanizmalarla yürütmenin de devri çoktan geçmiştir. Hükümetler, devletler altyapıyı oluşturacaklardır. Biraz önce söylediğim büyük meseleleri, güvenlik meselelerini yapacaklardır. Hukuki alt temeli oluşturacaklardır. Rayları döşeyeceklerdir, anlaşmaları imzalayacaklardır ama bunun arkasını getirecek olanlar da hükümet dışı aktörlerdir. Bunlar sivil toplum kuruluşlarıdır, iş dünyasının organizasyonları, dernekleridir, iş dünyasının büyük şirketleridir, üniversitelerdir, bilim adamlarıdır. Sadece hükümetlerden beklememek gerekmektedir.''

Türkiye'nin jeostratejik konumu ve tarihi tecrübesi itibariyle ait olduğu Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya, Akdeniz ve Orta Asya coğrafyası ve ötesinde barış, istikrar ve refahın gelişmesine katkıda bulunmak için azami ölçüde gayret gösterdiğini belirten Gül, dış politikayı bu çerçevede yürüttüklerini, bir taraftan dış politika, bir taraftan güvenlik algılamaları ve istikrara verdikleri önemin bu çerçevede olduğunu kaydetti.

-''HERŞEYİN İLK ADIMI BİR ARAYA GELMEK...''-

Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede İstanbul'u siyasi, ekonomik, finansal ve ekonomik bir hub haline getirmek için son yıllarda birçok etkinliğe evsahipliği yapıldığını ifade etti.

En önem verdiği girişimler arasına bugün himayesinde kurulan Uluslararası İşbirliği Platformu'nun da girdiğini söyleyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bugün ilk toplantısını gerçekleştirdiğimiz Uluslararası İşbirliği Platformu, ekonomik, siyasi, bilimsel ve kültürel alanda devlet adamlarını, kanaat önderlerini, önde gelen işadamlarını ve genç liderleri bir araya getirmeyi, diyalog ve işbirliği anlayışını pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Burada hazır bulunan pek çok ülkeden gelen siz değerli katılımcıları gördüğümde, platformun kuruluş amaçları doğrultusunda büyük ve güçlü bir ilk adımı attığını da farkediyorum. Birçok şey tanışmakla, diyalogla, oturup konuşmakla başlıyor. Arkası sonradan geliyor. Hiç tanımadığınız, karşılıklı bilgiye sahip olmadığınız ne ülkeyle, ne şirketle, ne de kişilerle iş yapabilirsiniz. Herşeyin ilk adımı bir araya gelmek, konuşmak ve birbirinin farkında olmak, birbirinin potansiyelini görmek ve nerede birbirimizi tamamlayabiliriz bunu beraber gözlemlemektir. O açıdan bu toplantıyı çok değerli görüyorum.''