Prof. Yeldan: Merkez Bankası'nın doğru adım attığı görüşündeyim
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, MB'nın zorunlu karşılıkları artırarak doğru yönde adım attığı görüşünde olduğunu söyledi
ANKARA (A.A) - 24.01.2011 - Hülya Atakul Gündüzalp - Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, Merkez Bankasının zorunlu karşılık oranlarının yükseltilmesi yönündeki kararını değerlendirirken, ''özellikle kriz sonrası toparlanma döneminde piyasa hareketlerini başıboş bırakmanın, çok büyük istikrarsızlık tehlikeleri yaratabileceğini ve bu tür müdahalelerin gerekirse daha da şiddetlenerek Merkez Bankasının tutumunun piyasalara açıkça anlatılması ve sağlam durulması gerektiğini düşünüyorum'' dedi.
Yeldan AA muhabirine yaptığı açıklamada, gerek son enflasyon raporunda gerekse Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın çeşitli açıklamalarında Türkiye'nin en acil sorunu olarak ''finansal istikrarsızlığın'' ifade edildiğini ve bankanın finansal istikrarsızlığı ilk elden takip edeceğinin vurgulandığını belirtti.
Prof. Dr. Yeldan, ABD Merkez Bankasının (Fed) önümüzdeki günlerde yaratacağı 600 milyar dolarlık kaynak ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden İrlanda, hatta belki Portekiz gibi ülkelere yönelik olarak gerçekleştirilen mali destek politikalarının uluslararası küresel para piyasalarında ''muazzam'' bir likidite bolluğuna yol açacağını ve spekülatif unsurları ağır bu sıcak paranın da Türkiye gibi ülkelere akmasının söz konusu olduğunu söyledi.
Türkiye gibi genç ve finansal sitemi göreceli olarak sığ bir ülkenin bu denli bir sıcak para akımını hazmetmesinin çok kolay olmadığına dikkat çeken Yeldan, ''Bu giriş çıkışların çok büyük çalkantılara yol açması, girdiği ekonomilerde ulusal paranın aşırı değerlendirmesi, çıktığı durumlarda ise birden bire döviz kurunda aşınmaya neden olması kaçınılmaz olacak. Merkez Bankası bu tür döviz kurundaki iniş çıkışların, giriş çıkışların da nihayetinde fiyat istikrarsızlığına yol açacağını öngörüyor ve uyarıyor'' diye konuştu.
Bu durumun önüne geçmek için kullanılacak aletler arasında çeşitli alternatifler bulunduğunu belirten Yeldan, bunlardan ilkinin sermaye hareketlerinin kontrol altına alınması olduğunu, ancak Merkez Bankasının birçok defa açık olarak ''bu adımı atmak istemediğini'', bunun Türkiye'nin koşullarına uygun olmadığını ifade ettiğini hatırlattı.
-''İKİNCİ ALTERNATİF FİNANSAL İŞLEM VERGİSİ''-
İkinci alternatifin de literatürde Tobin Vergisi olarak adlandırılan ''finansal işlem vergisi'' olabileceğini anlatan Yeldan, şöyle devam etti:
''Tobin Vergisi olarak ifade edilen çok cüzi miktarda bir vergi olabilir veya Brezilya'nın kullandığını, Tayland'ın yakın zamanda koyduğu yüzde 12-14'lere varan KDV türü bir finansal işlem vergisi olabilir. Merkez Bankası buna da çok sıcak bakmıyor, bunun da sonuçlarının çok sert olabileceğini ve başka türlü sıkıntılara neden olabileceğini düşünüyor.''
Geriye ''tozlu raflar''daki zorunlu karşılık oranlarını devreye sokmanın kaldığını dile getiren Prof. Dr. Yeldan, ''Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erdem Başçı'nın Türkiye Ekonomi Kurumundaki sunumunda Bankanın yakın dönem geleceğe bakış açısını net yansıtan bir cümlesi vardı (faiz hareketlerindeki oynaklık döviz hareketlerindeki oynaklık kadar önemlidir) demişti. Bu yüzden bu ikisini bir arada, dereceli olarak yumuşak, fazla istikrarsızlık göstermeyen bir düzlemde, bir patikada korumayı hedefliyor banka'' diye konuştu.
Merkez Bankasının zorunlu karşılık oranlarını bu şekilde yükselterek, bir yandan yurt dışından gelecek sermaye hareketlerine göreceli olarak daha düşük faiz sunulurken bir yandan da yurt içi kredi talebinin canlanmasının önüne geçmek için kredi maliyetini yükseltme yoluna yöneldiğini belirten Yeldan, bankanın yurt içinde düşük faizden kaynaklanan kredi iştahı kabarması olmasın, tüketim patlamasıyla enflasyonist baskılar hareketlenmesin diye yurt içinde zorunlu karşılık oranlarıyla kredi havuzunu daraltmaya çalıştığını ifade etti.
''Çok hassas çok ince bir nokta bu'' diyen Erinç Yeldan, birçok iktisatçı analistin bu dengenin daha büyük dengesizlikler yaratabileceğini ve sıcak para girişlerinin engellenmesinin mümkün olmadığını belirterek, Merkez Bankasının doğrudan doğruya bu işten vazgeçmesi gerektiğini savunacaklarını kaydetti.
Kendisinin görüşünün ise özellikle kriz sonrası toparlanma döneminde piyasa hareketlerini başıboş bırakmanın çok büyük istikrarsızlık tehlikeleri yaratabileceği yönünde olduğunu belirten Yeldan, bu tür müdahalelerin gerekirse daha da şiddetlenmesi, Merkez Bankasının tutumunun piyasalara açıkça anlatılması ve sağlam durulması gerektiğini düşündüğünü bildirdi.
Erinç Yeldan, ''Merkez Bankasının 1 ila 4 puan arasındaki seçimi yeterli olmayabilir veya önümüzdeki günlerde öyle gözükebilir. Bu çok sert olarak da değerlendirilebilir. Uluslararası küresel sermayenin kaprisleri bunu nasıl değerlendirecek bunu bilemiyoruz ama doğru yönde bir adım atılmıştır diye düşünüyorum'' dedi.
Eğer bu tedbirler yetmez ise ''görüyorsunuz sıcak para ile mücadele etmek mümkün değil o yüzden bu işten vazgeçelim'' denilmemesi, daha ciddi tedbirler düşünülmesi gerekeceğini vurgulayan Yeldan, ''yani havlu atmamamız gerekir düşüncesindeyiz'' dedi.
''Sermaye hareketlerini engelleyelim, her türlü yabancı sermayeyi Türkiye'den uzaklaştıralım'' gibi bir görüşlerinin olamayacağını belirten Yeldan, sözlerini ''İyi düşünülmüş bir adım olması, bir adım atıldıktan sonra da hemen cayıp bunun tersine daha liberal bir sisteme geri dönmemek lazım. Merkez Bankasına bu konuda çok büyük baskılar geliyor. Bankanın tehlikeli ve yanlış bir yolda olduğunu düşünen kesimler bu işten vazgeçilmesini telkin ediyorlar, ancak ben bunun aksini düşünüyorum'' şeklinde tamamladı.