Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

TBMM (A.A) - 07.02.2011 - TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga, Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne taraf olmakla hiçbir fatura ödemediğini, zarara uğramadığını, aksine önemli kazançlar elde ettiğini bildirdi.

Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen Özdalga, Türkiye'nin, Kyoto Protokolü'nü kabul etmesinin üzerinden iki yıl geçtiğini hatırlatarak, iki yıldır protokole taraf bir ülke olduğunu vurguladı. Kyoto Protokolü'nün, iklim değişikliğiyle mücadele için en önemli hukuki belge olduğuna işaret eden Özdalga, şöyle konuştu:

''Pek çok çevre, bu anlaşmanın Türkiye'ye ağır faturası olacağını, sanayimizin Kyoto'nun yükü altında ezileceğini ve ağır bedeller ödeyeceğini ileri sürüyordu. O nedenle Türkiye'nin Kyoto'yu onaylamasına şiddetle karşı çıkıyorlardı. Şimdi aradan iki yıl geçti. Kyoto'ya taraf olmakla Türkiye ne kaybetti, hangi sanayimiz ne fatura ödedi? Kyoto'ya karşı olanların bu sorulara cevabı acaba nedir?

Gerçek o ki Türkiye hiçbir fatura ödemedi, zarara uğramadı. Buna karşılık önemli kazançlar elde etti. Her şeyden önce Türkiye artık böylesine önemli bir sözleşmeyi imzalamadığı için eleştirilen ülke değil. Uluslararası iklim müzakerelerine çok daha aktif bir şekilde katılabiliyor. Kendi sera gazı emisyonlarını denetim altına almak için ciddi çalışmalar başlatmış durumda. Aradan iki yıl geçtikten sonra her şey açıkça gösteriyor ki bazı çevrelerin bütün itirazlarına rağmen Kyoto Protokolü'nü onaylamakla Türkiye çok doğru ve yerinde bir adım atmış oldu.''

Özdalga, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını denetim altına alma konusundaki yükümlülükleri ile ilgili soruya, konuyla ilgili Çevre ve Orman Bakanlığının kapsamlı çalışmalarının devam ettiğini, Kyoto'nun imzalanmasının ardından bu çalışmaların daha etkin şekilde yürütülüğünü kaydetti.

Türkiye'nin sera gazı mevcut emisyonlarının envanterinin büyük ölçüde çıktığını ve geleceğe dönük planlama yapıldığını belirten Özdalga, sera gazı salınımlarının azaltılması ve uyum sağlanması konularında da eylem planlarının hazırlandığını anlattı. Özdalga, ''Türkiye, iklim değişikliği müzakerelerinde ve çalışmalarında çok etkili bir rol alacak noktaya gelecek'' dedi.



-''SİYASİ MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ PLATFORMU OLACAK''-



Türkiye'nin, Kyoto'yu imzaladığı için değişik uluslararası toplantılarda çok daha etkin şekilde yer alabildiğini, Atina'da yapılan Akdeniz İklim Platformu'nun bu örneklerden biri olduğuna dikkati çeken Özdalga, martta İstanbul'da Türkiye'nin koordinasyonu altında yapılacak En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nda iklim değişikliğinin ele alınacak temel başlıklardan biri olacağını söyledi.

Dünyada en az gelişmiş 50 dolayında ülke bulunduğunu hatırlatan Özdalga, Türkiye'nin bu toplantıyla üstlendiği koordinasyon görevinin toplantıyla sınırlı kalmayacağını ve devam edeceğini anlattı.

''İklim değişikliğinin en az gelişmiş ülkeler açısından sadece bir çevre felaketi olmadığına'' işaret eden Özdalga şöyle konuştu:

''Önümüzdeki 10 yıllarda gelişmekte olan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler ile sanayileşmiş, gelişmiş ülkeler arasında siyasi mücadelenin en önemli platformundan birini iklim değişikliği konusu oluşturacak. Dünyadaki ısı artışını sanayileşme öncesi döneme göre iki derecede tutabilmek için atmosfere salınması gereken sera gazı miktarının tamamı gelişmekte olan ülkelere tahsis edilse bile, bu ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişmelerini gerçekleştirmeleri mümkün değil. Böyle zor bir problem var. Gelişmiş ve sanayileşmiş ülkeler kendi salınımlarını sıfıra ya da sıfıra yakın düzeye indirecekler. Ama gelişmekte olan ülkelerin bunu yapabilmeleri mümkün değil. Çünkü kalkınabilmek için ucuz enerjiye ihtiyaç var. Bu konu, önümüzdeki 10 yıllarda gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında en önemli çatışma alanını oluşturacak. Bu kadar hayati bir konu...''