Bağış: "Yumurta atmak demokratik hak değildir"
-
Başmüzakereci Bağış, kendisine yumurta atan gencin beraat etmesiyle ilgili "Yumurta atmak hiçkimsenin demokratik hakkı değildir." yorumunda bulundu
İSTANBUL (A.A) - 10.02.2011 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, demokratik ülkelerde insanların protesto hakkının bulunduğunu, ancak şiddeti içeren protestoların, protesto olmaktan çıkıp teröre döndüğünü belirterek, ''Yumurta atmak hiç kimsenin demokratik hakkı değildir'' dedi.
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS) Ortaköy Ofisi'nde, KKTC Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) Genel Başkanı Turgay Avcı'yı kabul eden Bağış, burada basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Size yumurta atan genç bugün beraat etti. CHP Milletvekili Mehmet Sevigen de mahkemedeydi ve çok mutlu olduğunu söyledi. Bu konudaki görüşünüzü alabilir miyiz?'' şeklindeki sorusu üzerine, Bağış, Sevigen'in şov yapma merakının yeni olmadığını, her vesileyle şov yaptığını ve Türkiye'nin onun şovlarına alıştığını, protestocu gencin beraat etmesinin kendisini de mutlu ettiğini ifade etti.
Bir insanın, özgürlüklerinin bir saat bile kısıtlanmasının kendisini çok üzdüğünü anlatan Bağış, ''Ancak bizim bu olaylardan sonra vermek istediğimiz bir mesaj vardı. O mesaj da Türkiye tarafından çok net bir şekilde alınmıştır. Demokratik ülkelerde insanların protesto hakkı olur, ama şiddeti içeren protestolar, protesto olmaktan çıkar ve teröre döner. Yumurta atmak hiç kimsenin demokratik hakkı değildir. Bunu, kararı veren hakim de belirtmiştir. Zaten davayı ben açmadım. Olay günü 'Şikayetçi misiniz?' diye soru soran emniyet kuvvetlerine 'Eğer kanunlar çiğnendiyse bu ülkenin bir bakanı olarak şikayetciyim' demiştim, onun üzerine bir Cumhuriyet savcısı dava açmıştı. O dava açma kararını veren savcıya nasıl saygı duyduysam, bugün beraat kararını veren hakime de aynı şekilde saygı duyuyorum. Çok şükür ki bu ülkede bağımsız bir yargımız var. Önemli olan Türkiye'nin şu mesajı almış olmasıdır. Yumurta atmak, mahkemelerde hakimlerin savcıların tartışmasını gerektirecek bir suçtur ve bununla ilgili davalar açılır ve süreçler yaşanır. Bizim şikayetimiz sonrası savcının açtığı dava, Türkiye'yi kadın budu köfteye dönüştürmekten kurtarmıştır. Umarım ki bundan sonra kardeşlerimiz yapacakları protestoları daha adil, daha medeni ve AB standartlarında yaparlar, vakitlerinin ve enerjilerinin büyük bir kısmını derslerine ve bilime ayırırlar. Bu ülkede farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeliyiz. ''
Egemen Bağış, bir gazetecinin, ''Sayın Başbakan'ın 'Besleme' yorumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısının, KKTC'de yavru vatan bilincini bozmak istemeye yönelik çabalar içerisinde olanlara bir uyarı mahiyeti taşıdığını vurgulayarak, gerekenlerin gerekli mesajı aldığını söyledi.
ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı, ''Mitingde pankart açanlar kimlerdi?'' şeklindeki soru üzerine, 28 Ocaktaki mitingde Türkiye aleyhine pankartların açılabileceğini önceden fark ettikleri için mitingi yapan platformdan çekildiklerini, böyle bir protestonun, iki ülke arasındaki ilişkileri zedeleyeceği konusunda uyarıda bulunduklarını söyledi.
Avcı, pankartların rastgele açılmadığını öne sürerek, ''Daha önceki mitinglerde de açıldı bu pankartlar. Sadece iki üç kişi değildir bunlar. Hatta bazı sendika üyelerinin, Güney'de bu konuyla ilgili toplantı yaptığı bilgisi vardır. Bu bakımdan Başbakan'ın açıklamasında üzüntü ve sitem yatıyor. AK Parti hükümeti son 8 yılda, 30 yılda verilmeyen desteği verdi. Bu guruplar Rum yönetimiyle beslenen, kendi menfaatleri için her dönemde farklı eylemler içinde olan gruplardır. Bunlara izin vermemeliyiz, Kıbrıs Türkü de bu son gelişmelerden çok üzgündür. Ana vatan hedef alındığı sürece biz bu mitinglerde olmayacağız. Yarın AB sürecinde Türkiye'nin önüne de getirilecektir, 'Bakın Kıbrıs Türkü de sizi istemiyor' denecektir'' diye konuştu.
Bağış, Almanya'da yerel bir mahkemenin Türkiye'ye vize uygulamasını kaldırma yönünde karar almasının hatırlatılması üzerine, bunun çok güzel bir gelişme olduğunu belirterek, Alman hükümetinin bu kararı nasıl uygulayacağının merak konusu olduğunu söyledi.
Daha önce ''Soysal Kanunu'' çıkarıldığını hatırlatan Bağış, ''Soysal adında bir kamyon şoförü arkadaşımız haklarını arama mücadelesine girince, Alman makamları vize muafiyet belgesi çıkarmıştı, hoş bu belgeyi almak vizeden daha zordu. Aslında bugün Paraguay gibi ülkeler AB'ye vizesiz giderken Türkiye'nin bunun dışında tutulması zaten onların bir ayıbıdır. Başbakan'ımızın konuyla ilgili dik duruşu sayesinde AB, Türkiye ile ilgili olarak, 24 Şubatta toplanma kararı almıştır. Biz bu çabayı sürdürmeye devam edeceğiz ve sonunda da başarılı olacağımızı biliyoruz'' şeklinde konuştu.
-''GEREKİRSE MÜZAKERE AÇMAYIZ''-
Bakan Bağış, 2012'de AB'nin dönem başkanlığını Kıbrıs Rum Kesimi'nin üstleneceğinin belirtilmesi üzerine, bu başkanlığın ömür boyu sürmeyeceğini, 6 aylık bir süreyi içerdiğini, gerekirse bu süreçte müzakere açmayacaklarını söyledi.
Kıbrıs Rum Kesiminin başkanlığı döneminde Türkiye'yi yanıltacağına, hatta Türkiye adına olumlu adımlar atacağına inandığını belirten Bağış, AB'ye girmiş bir Türkiye'nin Rum Kesiminin işine geleceğini, zira Rumların Avrupa'nın en güçlü ekonomisine ve en güçlü ordusuna sahip bir Türkiye'yi karşısına almak istemeyeceğini söyledi.