Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 15.02.2011 - Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, ''Sabancı'da etik, lafta kalmaz. Anlayışımız, sistematiktir ve bilimsel yöntemlere dayanır. İtibarımızı korumak için iş kaybetmeyi göze alırız'' dedi.

Sabancı, Etik ve İtibar Derneği (TEİD) tarafından düzenlenen Etik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, etik ve itibar kavramlarının iş dünyasına etkilerinden, bu olguların Sabancı Topluluğu'ndaki yansımalarından bahsetti.

Etik kavramının Yunanca ''ethika'' kelimesinden geldiğini hatırlatan Sabancı, ''Zaten etik, ahlak, itibar konuları da klasik Yunan filozoflarının zamanına kadar uzanıyor. Demokritos, Sokrates ve Aristo gibi düşünürler, etik ve etiğin doğasını, üstatları ve öğrencileriyle saatlerce tartışmıştır. Yani, bir anlamda etik, insan uygarlığı kadar eskidir'' dedi.

Soğuk savaşın bitmesinden bu yana, yeni dünya düzeni diye bir şeyden bahsedildiğini, küreselleşmenin, sınırların yok olmasının konuşulduğunu, küresel köylerin kurulduğunu anlatan Sabancı, şunları söyledi:

''Fakat bunların tam olarak gerçekleşmesi, doksanlı yılların sonu ve internetin yaygınlaşmasıyla oldu. Artık internet her yerde. Yirmi-otuz sene önce sıraya girip aldığımız ev telefonlarından, başka kıtalarda yaşayan akrabalarımızla görüntülü konuşabildiğimiz günlere geldik. Yani, iletişim artık hem anlık hem de küresel bir boyut kazandı.

Son birkaç yıldır, iletişimin bu değişen boyutu da internetin Web 2.0 dediğimiz ikinci safhasıyla el ele gelişmekte. Bu süre içinde de, sosyal medya dediğimiz Facebook, Twitter, Reddit gibi iletişim, etkileşim ve paylaşım sitelerindeki gelişmeler etik ve şeffaflık kurallarının önemini kat kat artırıyor. Bu kadar şeffaflık, işin özünde olan doğruluğu, dürüstlüğü ve samimiyeti daha da öne çıkarıyor.

Yeni dünyada, şirketlerin iş süreçleri ve ilişkilerinde öncelikli değerlerinin, şeffaflık ve samimiyet olması gerektiğini görüyoruz. Çalışanlarla ve tüm paydaşlarıyla olan ilişkilerinde açık, net ve dürüst olmaya özen göstermeleri gerekiyor.''

Şirketlerin yeni normali, yaptıkları işleri ve o işleri yapım biçimlerini, en etik yoldan, en sürdürülebilir yoldan ve en şeffaf yoldan yapmaları gerektiğine işaret eden Sabancı, ''Çünkü artık bir tane e-mail bile dünyayı değiştirebiliyor. Bir şirketin etiğe olan yaklaşımı, samimiyeti, açıklığı ve şeffaflığı, itibarına, dolayısıyla da iş sonuçlarına direkt etki ediyor' değerlendirmesinde bulundu.

2010 yılına, ''hiper-bağlanırlığa'' doğru hızlanan gidişatın damgasını vurduğunu, neredeyse yarısından çoğu Asya'da bulunan internet kullanıcılarının sayısının iki milyara ulaştığını hatırlatan Sabancı, Facebook'un çevrim içi topluğunun 250 milyon kişi artarak 600 milyonu geçtiğini, yeryüzündeki en büyük üçüncü ülkenin nüfusuna eşdeğer hale geldiğini, Twitter'ın büyüklüğününü ise ikiye katlandığını söyledi. Sabancı, bu platformlarda paylaşılan içerik miktarının hayret verici olduğunu dile getirdi.

Artık şirketlerin algılarının, birkaç kanaat önderi ve bir medya bütçesi tarafından değil, milyonların kolektif fikirleriyle şekillendiğinin altını çizen Sabancı, tüketicinin pek çok kanaldan beslendiğini, en iyi muhakemeyi yapabildiğini anlattı.

Yeni normalde, insan uygarlığı kadar eski bir kavram bulunduğunu, bunun da ahlak meselesi olduğunu dile getiren Sabancı, şöyle devam etti:

''Bu daha çok önem kazanıyor; daha öne çıkıyor. İşlerin kamu yüzü tamamen değişti. Bunun farkına varamayan kurumlar, nesiller boyunca sevgiyle oluşturulan itibarlarının bir anda zedelenmesi riskiyle karşı karşıya kalacak. İnternet, tüketicilere işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk iddialarını sorgulamaları için gereken araçları sağladı. Artık tüketici, Google'dan şirketlerin yaptıklarını aratıyor. Bu projeleri kendisi araştırıyor, sonuca kendisi varıyor. Bu yeni normale adapte olan şirketler itibarlarını artırıyor.

Artık şirketlerin, itibarlarını nasıl oluşturduğu, nasıl koruduğu, interneti nasıl kullandıkları çok önemli. Eskiden firmalar bazı kusurlarını saklayabiliyorlardı. Ancak internet çağında firmanın bir çalışanı, müşterisi ya da rakibi, bir tıkla firmanın herhangi bir kusurunu tüm dünyaya anında duyurabiliyor. Elbette firmalarla ilgili olumlu bilgiler de İnternet'te yer alabiliyor. Ama araştırmalar olumsuz bilgilerin çok daha hızlı yayıldığını gösteriyor.''



-''SABANCI MARKASI BİZİM EN BÜYÜK DEĞERİMİZ''-



Bundan on yıl önce, bir amatör videonun, çok uluslu bir şirketin itibarını zedeleyebileceğinin akla gelmeyeceğini ifade eden Sabancı, bağlantı çağında bu tür bir olayın neredeyse norm haline geldiğini, 2010 yılında 270 milyon akıllı telefon satıldığını, Twit'lerin yüzde 40'ının mobil cihazlarla gönderildiğini anlattı.

Yeni tüketicinin, markaya güven duymak istediğini ana markayı ürünün markalarıyla özdeşleştirdiğini anlatan Sabancı, ''Biz, Sabancı Topluluğu olarak bu uygulamayı yıllardır yapıyoruz. Sabancı markası bizim en büyük değerimiz. Bu, Sabancı ailesinin ve hissedarlarının markamızı ne kadar sahiplendiğinin ispatı. Her bir şirketimizin her bir mecradaki her bir reklamının altında bizim SA bandımız görülüyor. Çünkü müşterimize karşı Sabancı isminin sorumluluğunu kabul ediyoruz'' diye konuştu.

Sabancı Topluluğu'nun sahip olduğu tevazu, insana saygı ve halka yakınlık öz değerlerinin, bir parçası olarak, tüm faaliyetlerinde sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi, yönetim anlayışının temel ve değişmez unsurlarından biri olarak kabul ettiğini söyleyen Sabancı, şöyle devam etti:

''Bu çerçevede Sabancı Topluluğu'nu oluşturan tüm kurumlarımızdan, faaliyetlerinin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini sorumluluk anlayışı içinde yönetmelerini ve toplumun gelişmesine katkıda bulunmalarını bekliyoruz. Sosyal sorumluluk anlayışımızın kapsamını da, iş faaliyetlerimiz ve onların etkileriyle sınırlı görmüyoruz. Sosyal sorumluluk anlayışımızı ve bu konudaki önceliklerimizi toplum ve çevre için en iyi olanı dikkate alarak belirliyoruz. Demokrasinin, insan haklarının ve çevrenin korunmasına yönelik faaliyetlerde öncü rol almaya özen gösteriyoruz. Yasal sorumluluklarımızı harfiyen yerine getiriyoruz. Ama sorumluluklarımızın sadece bununla sınırlı olmadığını biliyoruz. Tüm iş ortaklarımıza, rakiplerimize, topluma ve Sabancı adına karşı sürdürülebilir sorumluluklarımızı yerine getirmeye özen gösteriyoruz.



-SA-ETİK...-



Güler Sabancı, Sabancı Topluluğu'nun 2004 yılında İş Etiği kurallarını SA-Etik adı altında yazılı hale getirdiğini, Holding yönetim kurulu ve tüm şirket yönetim kurullarının bu belgeyi onayladıklarını belirterek, bunun zorlama bir belge olmadığını, mevcut uygulamalarını, duruşlarını, davranışlarını yazılı hale getirdiklerini, bunun için de içselleştirme sorunu yaşamadıklarını anlattı.

İş etiği kurallarına göre dikkate alınması gereken dört temel soru bulunduğunu belirten Sabancı, şöyle devam etti:

''Birincisi; bu etkinliğimiz veya davranışımız kanun, kural ve geleneklere uygun mu? Bu soruyla, yaptığımız işin profesyonel standartlara ve kanunlara uygun olup olmadığını anlarız. Herkes kanunlara, kurallara uygun hareket ederse, hepimizin de hayat standartları daha farklı olur.

İkinci soru; bu etkinlik veya davranışımız dengeli ve adil mi? Rakip firma yapsa, bir başkası yapsa rahatsız olur muyduk? Burada empati kurarak, adalet duygumuzu kıstas alırız. Davranışımızın bize göre doğruluğunu ölçeriz.

Üçüncü sorumuz, aldığımız kararları ve uygulamalarımızı tüm ayrıntılarıyla kamuoyunda paylaşma durumunda kalsak, paydaşlarımız bundan rahatsız olur mu? Ayrıca, hareketlerimizden bizim dışımızda kimlerin etkilenebileceğini hesaplamaya çalışırız. Son olarak, bir işe girişmeden önce kendimize, algılanacak gerçeğin, objektif gerçekle ne ölçüde örtüştüğünü sorarız. Makul bir kişinin ne düşüneceğini öngörmeye çalışırız. Bunun sorumluluğunu duyarız.''

Her şirkette ihtiyaç halinde yapılan işlerin veya alınacak herhangi bir aksiyonun etik kurallara uygunluğunun danışılabileceği bir Etik Kural Danışmanı bulunduğunu, ayrıca, çalışanlarının ve paydaşlarının iş yaşamlarında karşılaşabileceği her hangi etik dışı bir durumu özgürce bildirebilecekleri özel iletişim kanallarının 24 saat kullanıma açık tutulduğunu anlatan Sabancı, bildirimlerin, yetkilerini Yönetim Kurul'undan alan bir Etik Kurul tarafından titizlikle incelendiğini, kurulun, hiçbir etki altında kalmadan karar aldığını ve uyguladığını, Etik Kurul'a bildirimde bulunanların bu bildirimlerinden dolayı hiçbir baskı ve olumsuz muamele görmediklerini söyledi.



-''İTİBARIMIZI KORUMAK İÇİN İŞ KAYBETMEYİ GÖZE ALIRIZ''



Sabancı Holding olarak etik konularındaki bu yaklaşımlarının getirisini çok net aldıklarını ifade eden Sabancı, ''Çalışma arkadaşlarımız için güven duydukları bir ortam ve iklim yaratılmış oluyor. Araştırmalar gösteriyor ki, çalışma yaşamında iklim çok önemli. İklimin, çalışan huzuruna, verimliliğe ve inovasyona olan müspet etkisi çok büyük. Bu da performansımızı, iş sonuçlarımızı etkiliyor. Yani Sabancı'da 'etik', lafta kalmaz. Anlayışımız, sistematiktir ve bilimsel yöntemlere dayanır. İtibarımızı korumak için iş kaybetmeyi göze alırız'' diye konuştu.

Yaptırdıkları itibar araştırmalarının, halkın da bunun farkında olduğunu gösterdiğini belirten Sabancı, ''Halkımız bize çok büyük bir sorumluluk veriyor. Yıllardır halkımız bizi Türkiye'nin en itibarlı şirketi olarak değerlendiriyor. Bu sorumluluğun bilincindeyiz. Bunun arkasında, şüphesiz ki topluluğumuzun benden önceki liderlerine olan saygı, sevgi ve güven var'' dedi.

Sabancı Topluluğu olarak, Türkiye'nin farklı ekonomik ve sosyal konularına çözüm odaklı ve samimiyetle yaklaştıklarını, kanunlara ve kurallara saygılı davrandıklarını, Türkiye'nin gelişmesi için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını söyleyen Sabancı gerektiğinde değişimi cesaretle savunduklarını anlattı.

Sabancı, ''Sadece iş sonuçlarımızla değil, sosyal sorumluluk çalışmalarımızla, vakfımızla, üniversitemizle, ülkemizin en iyisine layık olduğuna inanarak çalışıyoruz. Her zaman fark yaratan bir topluluk olma gayretini gösteriyoruz'' dedi.

Merkezi New York'ta bulunan ve dünyanın önde gelen itibar danışmanlık şirketlerinden olan Reputation Institute'un her yıl Global Pulse İtibar Araştırması yayınladığını hatırlatan Sabancı, 2010 yılında yayınlanan sonuçlara göre, Sabancı Holding'in Türkiye'nin en itibarlı şirketi olarak belirlendiğini, bu araştırmanın, Sabancı Holding'in Türkiye'nin en itibarlı şirketi olduğunu teyit ettiğini, topluluk olarak etik ve itibar konularında yılmadan çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Güler Sabancı, ''Rahmetli Sakıp Sabancı'nın,, başarının altın kuralları arasında saydığı; topluma karşı saygılı olma, ismimizi temiz tutma ve daima güvenilir olma prensiplerine harfiyen uyacağız'' dedi.

Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan da konuşmasında, etik kodları benimseyen şirketlerin kendi paydaşları kadar, paydaşı olduğu üst yapılar için de önemli bir güven noktası oluşturduğunu belirterek, ''Bir şirketin başarısını tanımlayan unsurlar içinde sorumlu vatandaşlık, sürdürülebilir üretim politikalarının etkinliği, inovasyon politikaları ve itibar gibi kavramlar en az finansal veriler kadar önemlidir'' dedi.