Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Lehman’ın batışıyla son bulduğuna inanılan kriz sonrasında ilk toparlanma emareleri gelişen piyasalardan gelmişti. Hızla atağa geçen ülke ekonomileri ihracatla büyümeye geri dönmüş ve yatırımcıların radarına girmişlerdi. Global ekonomideki faiz oranlarının düşük olması da tüm bu çabaya katkıda bulunmuş ve hisse senetleri için muhteşem bir yatırım iklimi oluşmuştu.

Diğer yandan global ekonomideki dengesizlikler de ilgi görmüş ve çoğu zaman marjlı bir yükseliş için gereken negatif bakış da oluşmuştu. Bilindiği gibi yönelimin bir tarafa doğru kuvvetli şekilde oluşması da ters yönde bir işaret olarak algılanıyor. Özellikle 2010 yılı başlarken Avrupa’daki sorunlara odaklanan görüşün hakim olması ile olumluyu fiyatlayan yatırımcılar bunu bir boğa piyasası sinyali olarak algılamışlardı.

2011 yılı başlarken ise hakim görüş bu yıl için en uygun yatırım araçlarının emtialar ve hisse senetleri olduğuydu. Yayınlanan raporların hemen hepsinde bu yılın toparlanmaya devam yılı olduğu belirtiliyor. Dikkatlerden kaçan bir husus ise gelişen piyasalar ile gelişmiş piyasalar vurgusunun yapılması. Buna göre toparlanmanın olgunluk evresine vardığı gelişen piyasalarda artık faiz artırımları ve yukarı yönlü enflasyonist baskılar gündeme gelecek. Kısa vadede ise artan enflasyon beklentisi ve ivmelenen ulusal çıktılar yatırımcıları zorlayacak. Madalyonun diğer yüzündeki gelişmiş ülkelerde ise toparlanma devam edecek ve faizler yılın en az ikinci yarısına kadar sabit kalacak.

Global ekonominin motoru olan ve ekonomik aktiviteyi hızlandıran ülkeler olarak öne çıkan Asya piyasalarında Borsaların seyri aşağıdaki gibi. Buna göre yıl başından bugüne kadarki getiriler Filipinler için - % 9.5 civarında, Endonezya - % 7.5’ye yakın iken, Tayland - % 6 düzeyinde ve Hindistan borsasında satışlar % 10’u geçmiş durumda.



Başka bir kıtaya geçtiğimiz zamansa resmin değişmediğini görüyoruz ve Asya’nın ardından güçlü büyüme rakamları yakalayan ülkelerin de satıştan kurtulamadıklarını görüyoruz. Gelişen piyasaların Latin Amerika bacağı olan 3 ülkede de durum farklı değil. Aşağıdaki grafiğe göre Brezilya, Meksika ve Şili borsaları sene başından bu yana sırasıyla %4 - % 4 ve % 6 eksideler.



Savunulan tezin diğer tarafını oluşturan gelişmiş ülkelerse para girişlerinin tadını çıkarıyorlar. Şekilde adı geçen 3 ülke, 3 ayrı kıtadan olmalarına rağmen ortak noktaları aynı. Hepsinde de toparlanma değişik hızlarda devam ediyor ancak kısa vadede faizlerde artış beklenmiyor. ABD’de gösterge faiz % 0.125 düzeyinde iken Japonya’da 0 ve Avrupa Birliği’nde % 1 seviyesinde. Sene başından bu yana getiriler incelendiğinde liderlik % 7 ile Almanya’da, ikinci sırada % 5.8 ile ABD S&P 500 endeksi gelirken son olarak Japonya Nikkei endeksinin getirisi ise % 5’e yakın.



Hisse senetlerinde 1 aylık fiyatlama bu tabloyu oluştursa da uzun süredir devam eden pozitif gelişen piyasalar algılamasının kuvvetli bir tema olduğu da bir gerçek. Geri kalan 11 ay içinde hangisinin daha sağlam bir olgu olarak kalacağı izlenecek.

Araştırma Masası
Gökhan Şen (gsen@bloomberght.com)