Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 16.02.2011 - ING Grup Başekonomisti Mark Cliffe, piyasalarda inişli çıkışlı ancak sürdürülen bir toparlanma beklediklerini bildirdi.

Cliffe, ING Bank Özel Bankacılık müşterileri için düzenlenen ''Ekonomi Toplantıları'' kapsamında geldiği İstanbul'da, piyasalara ilişkin öngörülerini paylaştı.

Global piyasalara ilişkin ''iyileşmeye giden yol tümseklerle dolu'' değerlendirmesinde bulunan Cliffe, küresel ekonominin mali krizden etkileyici bir şekilde çıktığını, toparlanmanın başını ise gelişmekte olan piyasaların çektiğini, iyileşmenin inişler ve çıkışlarla süreceğini anlattı.

Emtia fiyatlarındaki yükselişin, enflasyonla ilgili tedirginlik yarattığına işaret eden Cliffe, gelişmekte olan ülkelerde para politikalarının sıkılaştırıldığını anımsattı.

Gelişmiş piyasalardaki büyümenin ise bütçe kesintilerinin tehdidi altında olduğunu anlatan Cliffe, ABD Merkez Bankasının deflasyon endişeleri, Avrupa Merkez Bankasının ise manşet enflasyon konusunda kaygıları bulduğunu söyledi. Cliffe, Avrupa'da ülke borçları krizinin henüz bitmediğini de anımsatarak periferdeki bölgelerle Almanya arasındaki büyüme farkının giderek derinleştiğine işaret etti.

Emtia fiyatlarının tırmanışa geçtiğini, enflasyonun gelişmekte olan piyasalarda daha hızlı yükseldiğini belirten Cliffe, özellikle Ortadoğu'da yaşanan siyasi gelişmelerin ise piyasaları tedirgin ettiğini anlattı.

Çin'in enflasyon konusundaki kaygılarını hatırlatan Cliffe, yetkililerin ekonomiyi yavaşlatma çabasında olduğunu söyledi.

Cliffe, son bir iki ayda gelişmekte olan piyasalarda satışlar görüldüğünü, gelişmiş menkul kıymetler piyasalarının daha iyi performans gösterdiğini, ABD'de karların toparlandığını, bütçe açığının ise uzun vadeli bir sorun olduğunu, istihdam endişelerinin ise sürdüğünü söyledi. Cliffe, istihdamın tekrar tepe noktalarına 7-8 yılda gelebileceğini bildirdi.

ABD Merkez Bankasının parasal genişlemeyi bırakma konusunda aceleci görünmediğinin altını çizen Cliffe, Avrupa'nın durumuna ilişkin olarak ise burada en çarpıcı hikayenin Almanya olduğunu anlattı.

Sonuç olarak inişli çıkışlı ancak sürdürülen bir toparlanma beklediklerini, küresel iyileşme yolunda bazı ciddi tümseklerle karşılaşıldığını, finansal piyasaların da daha fazla volatiliteyle karşı karşıya bulunduğunu ve kısa vadede emtia fiyatlarının enflasyonu daha da yukarı itebileceğini belirten Cliffe, bu durumun gelişmekte olan ekonomileri faiz oranlarını yukarıya çekmeye zorlayabileceğini anlattı.

Cliffe, şunları kaydetti:

''Çin eninde sonunda para biriminin değerlenmesine izin vererek yardımcı olabilir. Gelişmiş piyasaların büyümesi bütçe kısıtlamalarının tehdidi altında, ama ABD'de düşük enflasyon, faiz oranları üzerindeki baskıyı kısıtlayacak. Euro bölgesinin ülke borçları krizi çözüme kavuşturulmuş değil, öte yandan perifer ülkeler ile Almanya arasındaki büyüme makası giderek açılıyor. Ama muhtemelen Avrupa Merkez Bankası faizleri yavaş yavaş yükseltme yoluna gidecek. Menkul kıymet piyasalarında ve emtialardaki gerilemeler yeni alım fırsatları doğurabilir.''



-''TÜRKİYE'NİN ESAS REKABET TESTİ ASYA İLE OLACAK''-



ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren ise Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini paylaştı.

''Geçmişi unutmamamız gereken, geleceğe bakmamız gereken yerdeyiz'' diyen Dağdeviren, Türkiye ekonomisinin artık daha normal bir ekonomi olduğunun altını çizerek, yerel küçük dışsal şoklara tepkinin çok daha sınırlı olduğunu, 2001 krizi sonrası istikrar politikalarının olumlu etkisinin görüldüğünü anlattı.

Bunun yanı sıra global gelişmelere duyarlılığın yüksek olduğunu anımsatan Dağdeviren, Türkiye'nin önündeki en önemli testlerden birinin fiyat istikrarının temin edilmesi olacağının altını çizdi.

Dağdeviren, 2020 için ise; iç tasarruflarını artırmış, mali disiplin ve şeffaflık alanındaki eksiklerini gidermiş, yasal düzenlemelerle bunu kontrol altına almış, Ar-Ge konusunda strateji oluşturmuş, istihdam artışına yönelik kalıcı adımlar atmış bir Türkiye için çalışmanın önemli olacağını vurguladı.

GSYH'nin üçüncü çeyrekte kriz öncesi düzeyine geldiğini ve krizin etkisinin bittiğini ifade eden Dağdeviren, konjonktürün gelişmekte olan piyasalar lehine olduğunu söyledi. Dağdeviren, ''Türkiye'nin esas rekabet testi Asya ile olacak'' değerlendirmesinde bulundu.

Bundan sonraki dönemlerde gerçek büyümenin görüleceğini, büyümenin yavaşlamasını beklediklerini belirten Dağdeviren, bu yıl için beklentilerinin yüzde 4,6 civarında olduğunu, bunun yılın ortalarında daha net görülebileceğini anlattı.

Faizler konusunda mevcut trendin yüzde 7,5 ile 11 arasında kalabileceğini bildiren Dağdeviren, enflasyonunun seyrinin kritik önem taşıdığını, istikrarlı para biriminin ise fiyat istikrarıyla yakından ilgili olduğunu söyledi.

Türk Lirası'nın gelişmiş ülke para birimlerine karşı değerliliğini düzeltmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Dağdeviren, bunun için gelişmiş ülkelerle enflasyon farkının azalması gerektiğinin altını çizdi.

Ekonomik büyümedeki yavaşlamanın yılın ortasından itibaren belirginleşmesini beklediklerini ifade eden Dağdeviren, cari açıktaki artışın da ancak buna paralel yavaşlayabileceğini söyledi.

ING Bank olarak tahminlerini de paylaşan Dağdeviren, dolardaki beklentilerinin 1,56, avrodaki beklentilerinin ise 2,20 seviyeleri olduğunu bildirdi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dağdeviren, Türkiye'nin ülke notuna ilişkin bir soru üzerine, S&P ve Moody's'den bu konuda seçimden önce bir haber gelebileceğini belirterek, beklentinin piyasalar tarafından daha önce satın alınabildiğini hatırlattı.

Türkiye'nin 12-18 ay içinde yatırım yapılabilir ülke seviyesine çıkabileceğini, bununla birlikte fon havuzunun artacağını belirten Dağdeviren, not artışının Türkiye'nin lig atlaması olarak görülebileceğini anlattı.