Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

ANKARA (A.A) - 22.02.2011 - Libya'da halk ayaklanmasıyla birlikte Muammer Kaddafi'nin iktidarının zayıflamasıyla, ülkede iç savaşın çıkabileceği belirtiliyor.

Sığınacak bir yer bulduğu varsayılarak ülkesinden kaçması halinde, Kaddafi'nin 40 yılık nevi şahsına münhasır yönetimden sonra arkasında barışçıl geçiş için "pek az normal yapıya sahip" bir ülke bırakacağı kaydediliyor.

Kaddafi'nin kurduğu sistem yüzünden ülkede açık bir kurumsal sistemin olmaması ve kurumsal bir muhalefet yapısının bulunmamasının iktidar boşluğunu kimin dolduracağı sorusunu ortaya koyduğu belirtiliyor.

Mısır ve Tunus'ta her ne kadar yolsuzluğa batmış olsalar da yerleşmiş bir kurumsal sistemin bulunduğunu belirten uzmanlar, bunun yumuşak bir geçişe imkan tanıdığını belirtiyorlar.

Libya'da, Kaddafi'nin kurduğu "cemahiriye" sisteminin "halk komiteleri" ve "halk kongreleri"yle bir hükümet görüntüsü verse de gerçekte sistemin tek amacının iktidarın kendi ellerinde kalmasını garanti etmek olduğu kaydediliyor.

Anayasanın bulunmadığı ülke, Kaddafi'nin "Yeşil Kitabı"nda ortaya koyduğu öğretilere göre yönetiliyor.



-KADDAFİ SONRASI-



Şimdiye kadar Kaddafi ayrıldıktan sonra yerine oğullarından birinin geçeceği ve en muhtemel adayın reform yanlısı Seyfülislam olduğu düşünülüyordu. Ancak Seyfülislamın önceki gün televizyona çıkıp bir taraftan reform sözü verirken diğer yandan "iç savaş" tehdidinde bulunmasından sonra bu seçeneğin de ortadan kalktığı belirtiliyor.

Cambridge Üniversitesi Mağrib uzmanı George Joffe'e göre, Kaddafi oğullarını birbirine karşı kullanarak onlardan birinin iktidara gelme şansını zayıflattı. Guardian gazetesinin görüştüğü Joffe, "Kendisi giderse, bütün aile gider. Rejim çökerse onunla bağlantılı herkes lekelenir" dedi.

Kaddafi giderse yönetimi ordunun ele almasının da zor olduğu, çünkü kendisi de asker olan Kaddafi'nin orduyu kasten zayıf tuttuğu belirtiliyor. Rejim özel taburlarca korunuyor ve ordunun bir kolu oğul Mutassım'ın yönetiminde diğer koluysa Hamis'in kontrolünde bulunuyor. Böylece ülkenin korkulan güvenlik organında iktidar tekeli bulunmuyor.

Sivil toplumun neredeyse olmadığı ülkede iş dünyasının da hala çok genç ve zayıf olduğu belirtiliyor.

Hiç kimse İslamcıların Kaddafi sonrasında ülkede büyük rol oynamasını beklenmiyor. Libya İslami Savaş Grubu yenilgiye uğramış durumda. Ülkenin bir zamanlar güçlü aşiretlerininse gelecekte görece daha önemli rol oynayabileceği belirtiliyor.



-İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ-



Ortadoğu uzmanı Philip McCrum, "Kaddafi sonrası dönem belirsizliklerle dolu, "Ülkede ne organize bir muhalefet ne de insanların etrafında toplanabileceği sivil kurumlar var" dedi.

McCrum, sürgündeki muhalefetin küçük ve parçalanmış olduğunu, bu nedenle ülkede yeni bir siyasi düzenin kurulmasının zaman alacağını, bu esnada aşiretler gibi çeşitli rakip gruplar, ordu, İslamcılar ve liberaller iktidar için yarışırken, siyasi gerilimin yükseleceğini söyledi.

Kaddafi'nin taviz vermesinin pek ihtimal dahilinde olmadığını, ordunun Mısır'da olduğu gibi rejim değişikliğinde rol oynamayacağını, kendi çıkarlarını korumak için satükonun sürmesini isteyeceğini belirten McCrum, Libya'daki olayların "giderek daha kanlı olacağı" tahmininde bulundu.

Katar'daki Brookings Doha Merkezi'nden Şadi Hamid de, "Libya iç savaş için en muhtemel aday çünkü hükümet kendi topraklarının bir bölümü üzerindeki kontrolü kaybetti" dedi.

Bingazi'nin kontrolünün muhalefete geçtiğini, diğer bazı küçük kentlerin de aynı yolda olduğunu belirten Hamid, bunun Kaddafi rejiminin tolere edebileceği bir şey olmadığını söyledi.

Libya'yı yıllarca Lockerbie davasında savunan Cezayirli avukat Saad Dicebbar da, Kaddafi'nin gitmesi gerektiğini belirterek, Libya liderinin son yıllarda iktidar çemberini yakın aile ve aşiretlerle daralttığını, 1969'da iktidara gelmesinden sora kendisini destekleyen müttefiklerini ve aşiretleri yabancılaştırdığını söyledi.

Dicebbar, "Kendi aşiretlerini tepeden tırnağa silahlandırdığından eminim... Eğer Kaddafi aşiret kartını kullanırsa, ülke Somali'ye döner" diye konuştu.