Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

ANKARA (A.A) - 23.02.2011 - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), sanayi üretiminde açısından olumlu bir tablo ortaya koydu.

TİSK tarafından yayımlanan şubat ayı ekonomi bülteninde, sanayi üretiminin krizin etkisinden çıktığı ifade edilerek, sermaye malı üretimindeki aylık ve yıllık artışların sanayi üretiminde yükselişin devam edeceğini gösterdiği vurgulandı.

Öte yandan, sanayi üretimindeki artışa sipariş ve cirolardaki artışında da eşlik etmesinin reel sektöre yönelik talep artışının sürekliliği açısından önem taşıdığına dikkat çekilen bültende, bu yönde olumlu eğilim başladığı kaydedildi.

Buna karşılık dış ticaret açığı ve cari açığın 2010'da zirveye tırmandığı belirtilen bültende, Türkiye'nin ana ticaret pazarı olan Avrupa'da ise büyümenin çok sınırlı kalacağına işaret edildi. Bültende, bu durumun, başta ithalat, sanayi üretiminin niteliği, kayıt dışı ekonomi gibi yapısal sorunların çözümüne odaklanmayı gerekli kıldığına yer verildi.

Yüksek büyümeye rağmen işsizliğin en önemli sorun olma özelliğini koruduğu vurgulanan bültende, ''2010'daki istihdam artışının üçte birini tarım sektörü yarattı. 'Üretimi azalan, zayıflayan tarım sektöründe istihdam nasıl bu denli arttı?' sorusu cevap bekliyor'' denildi.

Merkez Bankasının ocak ayında aldığı kararlarla finansal piyasalara 'ben buradayım' mesajını verdiği ifade edilen bültende, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Kanuni karşılık oranlarının yükseltilmesinin ardından şubat ayındaki Para Politikası Kurulunda faiz oranlarının değiştirilmeyerek bir süre piyasaların izleneceği netleşmişti. TCMB, 2010 yılı revize edilmiş enflasyon hedefini tutturduğu için kendini göreli olarak güçlü hissediyor.

ÜFE'de beklentilerin üzerine çıkan artışta dünya gıda mallarındaki fiyat artışı etkili oldu. 2011 yılı enflasyon hedefine ulaşmada en büyük tehdit tarım ve ara malı fiyatları olacak.

Bütçede geçen yılın son çeyreğinde başlayan düzelme devam ediyor. Ancak bütçenin ana yapısındaki sorunlar da sürüyor. Dolaylı vergilerin payının toplam vergi gelirleri içindeki payının yüksek olması toplam talep ve büyüme oranında istikrarı engelliyor. Bu yapılanmanın değişmesi için kayıt dışı ekonominin GSYH içindeki payının azaltılması zorunlu.''