Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

(A.A) Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, Rekabet Kurumu'nun maaş promosyonlarına dönük bankalara yönelik soruşturmasına ilişkin, ''Ben itibarla ilgili tepkilerin biraz abartıldığını düşünüyorum. Bizim itibarımız o kadar kolay sarsılmaz. Biz o itibarı kolay kazanmadık'' dedi.

Açıkalın, bazı basın mensuplarının katılımıyla 2010 yılı değerlendirmesi ve 2011 yılı beklentilerini aktardığı sohbet toplantısında, geçen yıl Türkiye ekonomisi açısından en önemli olayın ''ülkenin IMF'siz rüşdünü ispat etmesi'' olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yılın başında 2010'un sektör açısından kolay olmayacağını dile getirdiklerini hatırlatan Açıkalın, son 2 aydır sıkılaşan regülasyon ve artan rekabetin, 2010'un sektör açısından karlılık bakımından iyi geçse de bu yılın karlılığında doğru yapanla doğru yapmayanın ayrışmaya başlayacağı dönem olacağını gösterdiğini ifade etti.

Yine geçtiğimiz dönemde ''bankacılıkta kağıt oyunu bitiyor'' değerlendirmelerinin yapıldığını anımsatan Açıkalın, ''Kısa vadeli menkul kıymetli karlardan ziyade, hepimiz daha çok gerçek bankacılığa yöneldik. Kağıt oyunu hemen hemen bitmeye yüz tuttu. Sabit getirili enstrümanlara bağımlılık da azaldı. Daha çok müşteri kredisi bankacılıkta ağırlıklı hale gelmeye başladı. Aynı zamanda doğru müşteriye, doğru ürünü, doğru fiyatla satmak giderek daha önemli hale geldi'' diye konuştu.

''MASRAF VE KOMİSYON TAHSİLATIMIZ YÜZDE 11 CİVARINDA ARTTI''

Yapı Kredi'nin 2010 yılı finansal sonuçlarına da değinen Açıkalın, kar artışının hep sürdürülebilir taraftan geldiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

''Türkiye'de bankacılığın gelir kompozisyonunun, faiz gelirinin yanı sıra muhakkak komisyon ve masraf gelirine doğru dönmesi lazım. Biz bunu 2010'da başarabildik. Masraf ve komisyon tahsilatımız yüzde 11 civarında arttı. Biz masraflarımızın yüzde 65'ini komisyonlarımızla tahsil eder hale geldik. Bu, bankacılık sektöründe yüzde 50'nin biraz altında. Oran, bizim gelirlerimizin ileriye dönük kalitesini gösteriyor. Kağıt oyunu daha da azaldığında, faiz marjları daha da indiğinde biz bu alanda sağladığımız gelişmelerle karımızı sürdürebilir durumdayız. Gelir-gider rasyomuz yüzde 40,5. 2010, bizim için hedeflerimizi yakaladığımız ve kendimize koyduğumuz hedefleri başardığımız bir sene olarak görülebiliyor.''

''MAAŞ ÖDEMELERİNİN BANKADAKİ CİRO KATKISI BİNDE 1,3''

Toplantıda soruları da yanıtlayan Açıkalın, Rekabet Kurulunun maaş promosyonlarına dönük açtığı soruşturmaya ilişkin sorular üzerine, konunun 10 Martta karara bağlanacağını hatırlatarak, ''Bizim bu, ilk defa başımıza gelen soruşturma. Bu nedenle 'ceza yerseniz ne yersiniz' sorusu bizim için geçerli bir soru değil'' dedi.

Açıkalın, maaş ödemelerinin Yapı Kredi'deki ciro katkısının binde 1,3 olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

''Ben oraya dün hukuki veya teknik bir savunma için gitmedim. Konunun içeriğine, yaklaşımına, hesaplanması öngörülen cezaya katılmıyoruz. Ben oraya saygımı göstermek için gittim. Bir de Genel Müdür olarak, eğer varsa bile hiçbir bu tip işin içinde bilinçli olarak olmadığımızı anlatmak için... Ankara'da konuşmamı şöyle bitirdim; 'Biz her ne karar çıkarsa çıksın saygı duyacağız.' Tabii saygı duymam, itiraz etmemi engellemez. Şunu da ifade ettim 'Bu kararın sadece hukuksal değil, vicdani ve adil olması gerektiğini düşünüyorum.' Çünkü hukuk ile adalet bir arada olması gereken şeyler. Ben Rekabet Kurulunun sağduyuyla düşüneceğine ve karar alacağına inanıyorum.''

''REKABET KANUNU, HERKESİN ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE RADARINA GİRDİ''

Rekabet Kanunu'nun dünyada çok önemli olan, Türkiye'de de daha yeni olmakla birlikte önümüzdeki dönemde öneminin daha fazla anlaşılacağı bir kanun olduğunu vurgulayan Açıkalın, ''Bu soruşturmanın hayırlı sonuçlanmasını diliyorum. Bence soruşturmaya tabii olmak bile amaca ulaşmıştır. En azından çok ciddi bir farkındalık sağladı. Rekabet Kanunu, herkesin çok ciddi şekilde radarına girdi. Bizim beklentimiz, ceza verilmemesi yönünde. Tabii buna karar verecek olan Rekabet Kuruludur'' şeklinde konuştu.

Dünyada bildiği kadarıyla bir tek Türkiye'de çalışanların hangi bankadan maaş alacağına kurumların karar verdiğine dikkati çeken Açıkalın, konunun bankaların itibarını olumsuz etkileyip-etkilemeyeceği sorusuna ''Ben itibarla ilgili tepkilerin biraz abartıldığını düşünüyorum. Bizim itibarımız o kadar sarsılmaz. Biz o itibarı kolay kazanmadık, dolayısıyla kolay kaybetmeyeceğimizi, kolay sarsılmayacağımızı düşünüyorum. Bizim beklentimiz cezanın verilmemesidir'' yorumunu yaptı.

''BU SENE RÜZGARIN YÖNÜ DEĞİŞKEN OLABİLİR''

Faik Açıkalın, bankacılık sektörüne ilişkin ise Türk bankacılık sektöründe son 2 yıldır rüzgarın hep aynı yönden estiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Kimi yelkenini az açtı, kimi çok açtı. Ama herkes bir yönde başarılı bir şekilde gitti. Aralık ayındaki Merkez Bankasının faiz indirimiyle ve munzam karşılıkları artırmasıyla birlikte, bir faiz indirimi daha bize gösterdi ki bu sene rüzgarın yönü değişken olabilir. Bu sene kim daha iyi yönetirse, kim göstergeleri önceden okuyup kendisini, bilançosunu, faaliyetlerini buna göre konumlandırırsa o bankanın rakiplerden ayrıştığını göreceğiz. Biz bu sene aslında bunun peşindeyiz. Geçen sene, 'kaldığımız yerden büyümeye devam' diye sloganımız vardı. 2011'de bu sloganı 'akıllı büyüme' diye revize ettik. Bu sene regülatörün öngördüğü ve bizim saygı duyarak yaptığımız yüzde 25'lik kredi büyümesi öngörülüyor. Bizim bu sene stratejik alanlarda nitelikli ve kontrollü büyüme, büyürken sürdürülebilir karlılığımızı da destekleyerek büyüme hedefimiz var. Dolayısıyla bu sene biz akıllı büyümeye çalışacağız. Akıllı büyüyen ile daha az akıllı büyüyen bankalar arasındaki fark performanslarda ortaya çıkacak. Bu, o bankanın ileriye dönük başarısında ciddi baz oluşturacak.''

KOBİ'ler, tüketici kredileri ve proje finansmanının her zaman kendileri için öncelikli planda yer aldığını kaydeden Açıkalın, 2010'da 38 şube açtıklarını, 2011 yılında 50-60 tane şube açacaklarını bildirdi.

2011'in çok kolay bir yıl olmayacağına dikkati çeken Açıkalın, ''Bizim için karların veya gelirlerin kalitesinin, sürdürülebilirliğin giderek daha fazla sorgulandığı bir yıl olacak'' dedi.

''ŞİMDİ BATIRDIĞINIZ PARA MİDENİZE TAŞ GİBİ OTURACAK''

Yapı Kredi Genel Müdürü Açıkalın, ''bankacılıkta akılsız büyüme''ye ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı:

''Akılsız büyüme bankacılıkta nasıl olur? Dünyanın en kolay şeyi bilançoyu büyütmek. Bilançoyu eğer obez büyütürseniz, orta ve uzun vadede katkı sağlamayacak müşteride, üründe veya alanda büyürseniz bu akılsız büyümedir. Şu ana kadar obez büyümenin çok mahsuru yoktu. Çünkü, obez büyümeden kaynaklanan gelir açığını rahatlıkla Hazine Bonosundan karşılayabiliyordunuz. Enflasyon size çok yardım ediyordu. Obez büyüyüp, yanlış büyüyüp parayı batırırsanız karşılığını ayırıyordunuz. Yüzde 70 enflasyonda siz 1,5 senede o parayı çıkarıyordunuz. Şimdi yüzde 6 enflasyonla 15 sene taşıyacaksınız. Bu durumda şimdi batırdığınız para da midenize taş gibi oturacak. Bu nedenle doğru müşteriye doğru ürün doğru fiyatla satmak büyük önem taşıyor. Herhangi birini yanlış yaparsanız akılsız büyümüş olursunuz.''


Faik Açıkalın, KOBİ'lerin bankacılık sistemine entegrasyonunun ciddi biçimde gerçekleştiğini düşündüğünü belirterek, ''Bundan önceki dönemde bu müşterilere ulaşımın önündeki en büyük engel, Hazine Bonosunun uyuşturucu getirisiydi'' dedi.

Açıkalın, bazı basın mensuplarının katılımıyla 2010 yılı değerlendirmesi ve 2011 yılı beklentilerini aktardığı sohbet toplantısında soruları yanıtlarken, kredi büyümesine ilişkin, 2 aylık rakamlara bakıldığında Yapı Kredi'nin yıl sonunda yüzde 25 büyüme hedefinin üzerine çıkmayacağını, kredi büyümelerinin yüzde 25'in altında kalacağını öngördüklerini söyledi.

Kredilerde ''frene basmak veya basmamak'' yerine, aldıkları işte daha seçici olmak, bazı alanlara daha yoğun gitmek gibi birtakım önlemlerinin söz konusu olduğunu ifade eden Açıkalın, ''Esas sorun, yüzde 25 hedefini koyduktan sonra bunun ne şekilde ölçüleceği... Biz banka olarak regülatörün bu dediğini uygulayacağız. Bunu haftalık olarak takip edeceğiz. Bu konuda bizim açımızdan bir problem olacağını düşünmüyoruz'' diye konuştu.

Tekil olarak bankaların kendilerine yüzde 25 büyüme hedefi koymasının sorumluluk gereği olduğuna dikkati çeken Açıkalın, ''Trafikte yapılacak en büyük hata karşındakinin müsamahasına güvenmektir. Dolayısıyla karşımdaki yüzde 18 büyüyüp müsamaha gösterecek diye ben kendime tolerans tanırsam çok yapıcı olmaz'' dedi.

Konut ve araç kredisinde faizleri artırdıklarını, Yapı Kredi ile birlikte birkaç bankanın daha faiz artırımına gittiğini kaydeden Açıkalın, ''Piyasada 'fiyatlar artacak, gelin krediyi şimdiden kullanın' gibi yaklaşım var. Bu, ilerde devam etmeyecek bir akımı öne çekerek, olası hedefi aşamamak veya hedefin altında kalmak gibi bir sonuç doğurabilir'' yorumunu yaptı.

''KURALA UYUYORSAM UYMAYANLARLA HİZAYA ÇEKİLMEMELİYİM''

Faik Açıkalın, 2009 Ekim ayında Yapı Kredi'deki KOBİ kredileri departmanında haftalık değerlendirilen teklif sayısının 2.200 iken, bunun geçen hafta 13.500 olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

''Bankanın KOBİ tarafında ciddi bir konsantrasyon var ve artarak devam ediyor. Ben KOBİ'lerin bankacılık sistemine entegrasyonunun ciddi biçimde gerçekleştiğini düşünüyorum. Bundan önceki dönemde bu müşterilere ulaşımın önündeki en büyük engel, Hazine Bonosu'nun uyuşturucu getirisiydi. Hazine'den daha garanti şey yok. En garantili yere parayı yatırıp yüksek getiriyi almak varken, neden sokakta tek tek müşteri bulup onun riskini alıp üzerine gidesiniz ki? Ancak şimdi kağıt oyunu bitiyor. KOBİ'lerde kredi kuruması olur mu? Bunu pek ihtimal dahilinde görmüyorum.''

Kredi büyümesine ilişkin alınan tedbirlere ilişkin de Açıkalın, kurala uyanların bu işten ceza görmemesi gerektiğini ifade ederek, ''Eğer ben kurala uyuyorsam uymayanlarla birlikte hizaya çekilmemeliyim'' dedi.

''ERBİL'DE TEMSİLCİLİK AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUZ''

Yurt dışı faaliyetlerine ilişkin de Açıkalın, ''Türkiye, genişlemek için çok büyük olanakları olan bir ülke. Bankacılık açısından daha gidilecek çok yol var. Bu durumda niye başka coğrafyaya gidip macera arıyım ki? Ne işim var Tunus'ta? Libya'da temsilcilik ile halledebiliyorsam ne işim var o coğrafyalarda?'' diye konuştu.

Azerbaycan'da bir bankaları bulunduğunu anımsatan Açıkalın, ''Bundan birkaç hafta önce de birkaç arkadaşımız Erbil'e gitti. Erbil'de temsilcilik açmayı düşünüyoruz. Ancak henüz gerekli başvuruları yapmadık'' dedi.

UniCredit'e ilişkin de Açıkalın, 9. ay itibariyle Türkiye, Polonya ve Rusya'nın UniCredit'in toplam net karına yüzde 56, gelirine yüzde 24'lük katkıda bulunduğunu vurguladı.

Geçtiğimiz yıl ''bizim büyümek için niyetimiz, gitmek için benzinimiz var'' dediğini anımsatan Açıkalın, her alanda biraz büyümek yerine hedefledikleri alanlarda ciddi büyümeler hedeflediklerini söyledi.

Karlılıkta bu yıl da bir bir miktar artış beklediklerine işaret eden Açıkalın, birkaç yıldır karı büyümeyi finanse etmek için bünyede tuttuklarını, bu yıl da temettü dağıtmamayı teklif edeceklerini bildirdi.

Açıkalın, bir gazetecinin ''çevrecilerin bankaların verdiği krediler konusunda çok ciddi takibi var. Sizin çevreyi ilgilendiren projelerdeki tutumunuz nedir?'' sorusuna ise ''Biz bilerek faul yapmayız. Eğer bilgimizin dışında o tip bir şey olursa düzeltmek için elimizden geleni yaparız. Benim önüme bir kredi konusu gelmişti. Arkadaşlarıma 'siz gazete okumuyor musunuz' dedim ve reddettim'' şeklinde konuştu.