Şimşek: Kayıt dışılık vergi oranlarının yüksek olmasından kaynaklanmıyor

Vergi oranlarını artırmadan, vergi gelirlerini artırmak için gereken her şeyi yapacaklarını ifade eden Şimşek, şunları söyledi:

''Avrupa'da KDV oranı en düşük olan ülkelerden biriyiz. ÖTV, sadece birkaç üründe yüksek. AK Parti hükümetleri döneminde vergi yükü artmadı. Akaryakıtta vergi yükü biraz fazla. Ama, oda düşüyor. 2002 yılında 100 liralık akaryakıtın 70,30 lirası devlete gidiyordu, bugün bu rakam 61,40 liraya düştü. Akaryakıt hammaddesini ithal ediyoruz. 15-20 dolar olan petrol 115 dolara çıktı. İletişim alanında da vergiler bir miktar yüksek. İmkanımız olursa orada da bir düzenleme yapmamız lazım. Bu birkaç kalem dışında vergi oranları yüksek değil. Kayıt dışılık vergi oranının yüksek olmasından kaynaklanmıyor. Türkiye'de bütün vergi, prim, harç, belediyeler dahil olmak üzere toplanan her şeyin milli gelire oranı yüzde 24'tür. Avrupa'nın en az 10 puan altında. Dolayısıyla vergi yükü yüksek algısı yanlıştır.''

Kayıt dışılıkla ilgili eylem planını yenileyeceklerini, veri tabanını uyumlu hale getireceklerini anlatan Bakan Şimşek, her türlü verginin bir şekilde kendilerine geleceğini ve bu vergiler üzerinden dolaylı denetim yapacaklarını belirtti.

Kayıt dışı ekonominin, vergi boyutunun yanı sıra haksız rekabet ve adaletsizliğe de neden olduğunu dile getiren Şimşek, ''Yeni ortaya koyacağımız plan ile çok çarpıcı, kayıt dışılıkla mücadelede elimizi güçlendirecek düzenlemeler olacak'' dedi.

-KÜRESEL KRİZ VE EKONOMİK HEDEFLER-

Türkiye ekonomisinin, temelleri sağlam olduğu için ve doğru ekonomi politikaları uygulandığı için krizden fazla tahribat yaşamadan çıktığını ifade eden Şimşek, ''Dış talep daralması, tabiki Türkiye'yi de bir miktar etkiledi. Ama bu süreçte ABD, 6,5 milyon istihdam kaybı yaşarken, Türkiye bu dönemi 2,2 milyon istihdam kazancı ile kapattı. Çünkü, Türkiye'de istikrar var'' diye konuştu.

Türkiye'de enflasyonun, 1968'den beri en düşük düzeyde olduğunu hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti:

''Bu böyle devam edebilirdi, ama bazen dış gelişmeler öngörülemiyor. Dünya gıda fiyatları tarihi rekor düzeydedir. Akaryakıt fiyatları çok artıyor. Önümüzdeki aylarda, enflasyon üzerinde geçici de olsa, gıda ve petrol fiyatlarının getireceği baskı oluşabilir. Ama, enflasyon kalıcı şekilde tek haneye düşmüştür. Hedefimiz, orta ve uzun vadede düşük tek hanede tutmaktır.

Türkiye geçen yıl kriz sonrası dönemi, yüzde 8 büyüme ile kapattı. Bu yıl yine yüzde 4 civarında mütevazi ve temkinli bir büyüme tahminimiz var. Önemli olan sürdürülebilir büyümedir. Eğer Türkiye 2040'a kadar ortalama yüzde 5 büyümeyi tutturabilirse Avrupa'nın 3. büyük ekonomisi ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olacak. Hesaplara göre 6 trilyon dolarlık ekonomi heline geleceğiz, kişi başına milli gelir 60 bin dolar olabiliyor. Bunların sağlanması için her şeyin başında güven ve istikrar geliyor. 10 yıl önce, Türkiye'nin vergi gelirleri, faiz ödemelerine yetmiyordu. Türkiye uçurumun eşiğindeydi. 74 milyonun çalışarak ürettiği gayri safi hasılanın yüzde 17'si faizdi. Bize borcun artığı söyleniyor. Borç bu kadar arttıysa, faiz nasıl 1992'deki seviyesine geriledi. 1990 yılında Türkiye'nin bütün iç ve dış borcunun faizi yüzde 2,6'ydı. 2001'de yüzde 17 oldu. Bugün, milli gelire oran olarak faiz ödemelerini yüzde 4'ün altına çekmeyi hedefledik. Yüzde 3,9 öngörüyoruz. Enflasyon ve faizin olduğu her ülkede borç nominal olarak artar. 1990-2001 arasında iç borç milli gelire oranla 5 kart artmış. Ama, şimdi borcumuz milli gelire oranla yarı yarıya düşmüştür.''

Faizlerin ve enflasyonun düşmeye devam edeceğini, mali disiplinden taviz vermeyeceklerini ve seçim ekonomisi uygulamayacaklarını bildiren Şimşek, bütçe açığının da giderek kapatılacağını söyledi.

Geçen yıl 50 milyar lira olarak hedeflenen bütçe açığının 39,6 milyar lira ve milli gelire oran olarak yüzde 3,6 olarak gerçekleştirildiğini hatırlatan Şimşek, bu yıl bütçe açığını milli gelire oranla yüzde 2,8 ve rakam olarak 33 milyar lira düzeyine düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.

Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusundaki yasal düzenleme hakkında da bilgi veren Şimşek, uygulamanın çiftçilere sağlanan bazı kolaylıklar haricinde af niteliği taşımadığına dikkati çekti.

Mükelleflerle ''beyaz sayfa'' açmak istediklerini, vergi konusundaki denetim mekanizmasının daha etkin hale getirileceğini ifade eden Şimşek, ''Amacımız, hakikaten iş ve aş üreten mükellefimizi idareye karşı güçlendirmektir. Vergileri düşürdük, mükellef haklarını koruyan düzenlemeler yaptık. Bundan sonra denetimde de yeni bir dönem başlayacak'' dedi.

-''İŞ YÜKÜ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR''-

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı da, ülkenin gelişmesine katkı sağlamak için çalıştıklarını, ancak iş yüklerinin her geçen gün arttığını ifade etti.

Mesleki sorunlarının çözümü için siyasilerden daha fazla duyarlılık beklediklerini vurgulayan Sanlı, muhasebecilerin bildirimlerdeki düzeltmeler nedeniyle cezaya maruz kalması ve ücret tarifelerinin henüz yayınlanmaması gibi konularda destek beklediklerini söyledi.

Kayseri Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Suat Özsoy, sempozyuma katılımları nedeniyle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı'ya plaket verdi.

Sempozyumun kapanış oturumuna, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, oda başkanları ve meslek temsilcileri katıldı.

Sempozyumun ardından AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz'i de ziyaret eden Bakan Şimşek, burada basına kapalı olarak partililerle bir süre görüştü.