Kaptan: Yabancı şirket sayısı 27 bine yükseldi
-
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Proje Koordinatörü Erkan Kaptan, Türkiye'deki yabancı şirket sayısının 27 bine yükseldiğini belirtti
İSTANBUL (A.A) - 17.03.2011 - Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Proje Koordinatörü Erkan Kaptan, Türkiye'deki yabancı şirket sayısının 2002'de 5 bin 600 iken bu rakamın şimdi 27 bine yükseldiğini belirterek, ''Bu da Türk ekonomisine gösterilen güvenin ne kadar arttığını gösteriyor'' dedi.
MÜSİAD ve Dünya İslam Ekonomi Forumu (WIEF) işbirliğiyle MÜSİAD Genel Merkezi'nde düzenlenen 2. Dünya Ekonomik Forumu Yuvarlak Masa Toplantısı'nın ''Küreselleme ve KOBİ Stratejileri, KOBİ'lerin Uzakdoğu Pazarında Güçlendirilmesi'' konulu oturumunda konuşan Kaptan, dünyada 17. büyük ekonomi olan Türkiye'nin, AB ülkeleri içinde 7. sırada yer aldığını ve 2010 yılı rakamlarına göre Türkiye'nin 46 milyon kredi kartı, 62 milyon GSM kullanıcısının, ekonomisinin canlılığını gösterdiğini söyledi.
Kaptan, Türkiye'nin dünyanın en büyük 8. çelik üreticisi, 17. büyük otomobil üreticisi ve ticari araç üretiminde Avrupa'nın en büyük ülkesi olarak öne çıktığını, turizmde ziyaret edilen 7. destinasyon olduğunu ve en iyi 100 otelden 27'sinin Türkiye'de bulunduğunu anlattı.
Türkiye'de 1972-2001 arasında toplam yabancı doğrudan yatırım miktarı 15 milyar dolar iken, bugün bu rakamın 94 milyar dolara çıktığını belirten Kaptan, ''Yabancı şirketlerin sayısı 2002'de 5 bin 600 iken bu rakam 27 bine yükseldi. Bu rakamlar son 8-9 yılda 20 binden fazla uluslararası yatırımcının Türkiye'ye gelerek yatırım yaptığını ortaya koyuyor. Bu da Türk ekonomisine gösterilen güvenin ne kadar arttığını gösteriyor'' dedi.
Türkiye'nin 2008-2009 arasında en çok yatırım çeken ülke sıralamasında 15. sırada yer aldığını, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın 730 milyar dolara yükseldiğini ve 2011-2017 arasında yılda yüzde 6,7 büyüme kaydetmesinin beklendiğini anlatan Kaptan, ''Bütün bunlar Türk ekonomisinin büyüyeceğine ve gücünü koruyacağına dair somut göstergeler. Türkiye, yatırım yapılacak iyi bir ülke'' diye konuştu.
-''BAŞARININ ANAHTARI REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAK''-
KOSGEB İkitelli Hizmet Müdürlüğü Müdürü Selahattin Kaya da, sürdürülebilir kalkınma için KOBİ'lerin rekabet gücünü etkileyen makro ortamın KOBİ ihtiyaçlarına duyarlı hale getirilmesi ve ulusal politikalarla uyum içinde çalışmasının şart olduğunu söyledi.
İşletmeler açısından başarının anahtarının rekabet gücünü sürekli artırmaktan geçtiğini, bunun da verimliliği artırmak ve daha fazla üretmekle ilgili olduğunu anlatan Kaya, KOBİ'lere yönelik geliştirdikleri destek politikalarının temelinde KOBİ'lerin rekabet gücünü artırma, teknoloji düzeylerini yükseltme, Ar-Ge ve inovasyon kapasitelerini geliştirme, işbirliği tesisi, yeni girişimcilik ve finansmana erişim olanaklarını iyileştirme hususlarının geldiğini kaydetti.
Türkiye'de 250'den az çalışanı olan ve bilanço değeri ya da net satışları 25 milyon TL'yi aşmayan işletmelerin KOBİ olarak sınıflandırıldığını belirten Kaya, 2008 yılı TÜİK kayıtlarına göre Türkiye'de 3 milyon 500 bine yakın işletme bulunduğunu ve bu işletmelerin yüzde 99,8'ini KOBİ'lerin oluşturduğunu söyledi.
Kaya, ''Ülke ekonomisinde istihdamın yüzde 78'i ve ihracatın yüzde 59,8'i KOBİ'ler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu özellikleriyle KOBİ'ler ekonomik ve toplumsal düzenin bel kemiğini oluşturuyor'' dedi.
Küresel rekabet ortamında ayakta kalmanın temel unsurunun yenilikçi ürünler ve yeni teknolojiler geliştirmekten geçtiğine işaret eden Kaya, KOBİ'lere 6 adet destek programları olduğunu ve bunların ''Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı'', ''İşbirliği-güçbirliği destek programı'', Tematik proje destek programı'', ''genel destek programı'', ''Girişimcilik Destek Programı'' olduğunu belirtti.
Kaya, küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak artan rekabet ortamı içinde araştıran, piyasayı ve rakiplerini iyi analiz eden, gelişmeleri takip eden, önce öğrenip uygulayan ve kendi kabuğunu kırabilen KOBİ'lerin ön planda olacağını ve GSMH'dan daha fazla pay alacağını kaydetti.
-TÜRK FİRMALARINA HAZAR KIYISINDA TURİZM YATIRIMI DAVETİ-
Kazakistan'ın Büyükelçilik Müsteşarı Yerkebulan Safiyev de, Kazakistan'daki Türk yatırımlarının hacminin yaklaşık 2 milyar dolar, Türkiye'deki Kazakistan yatırım miktarının ise 1 milyar dolar olduğunu belirtti.
Türk müteahhitlerin Kazakistan'da 15 milyar doları aşkın inşaat projesini hayata geçirdiklerini ifade eden Safiyev, ülkesinin yatırımları teşvik etmek için büyük kolaylıklar sağlayarak, elverişli yatırım koşulları oluşturduğunu söyledi.
Safiyev, hayata geçirilen büyük reformlar ve kalkınma planları sayesinde ülkeye 120 milyar dolardan fazla doğrudan yatırım çekildiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
''Kazakistan'da üretim maliyeti Türkiye'den çok düşük. İşçi, elektrik, su gibi maliyetler düşük. Ulaşım avantajı söz konusu. Türkiye'den kara yoluyla Kazakistan'a bir tır 8 bin dolara giderken, Kazakistan'dan Türkiye'ye 3 bin dolara gidiyor. Bu demek ki, burada üretilen ürün Türkiye'ye de başka ülkelere de ihraç edilebilir. Kazakistan'da nitelikli işgücü var ve Türkiye'ye göre daha ucuz. Karşınızda sadece Kazakistan değil, 170-200 milyon kişilik büyük bir pazar var. Kazakistan, Rusya ve Çin'e açılan büyük pazar. Uzakdoğu ve Asya ülkelerine Çin ve Rusya üzerinde Avrupa'ya çıkış var. Bunları sanayicilerin mutlaka göz önünde bulundurmaları çok önemli. Kazakistan ayrıca sanayi ham maddesi temin ettiği için yatırım yapılırsa ham madde ulaştırma masrafları da ortadan kalkacak.''
Kazakistan ile Türkiye arasında karşılıklı ticaret ve yatırımı artırmak için ulaştırma, lojistik, komünikasyon alanlarının yanı sıra turizm alanında da yatırım imkanı bulunduğunu belirten Safiyev, Türk firmalarını Kazakistan'ın Hazar kıyısına turizm tesisi yapmaya davet etti.
Malezya KOBİ İdaresi Başkan Yardımcısı Mahdi Mohdariffin de, KOBİ'lerin üretim maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin ve piyasaya erişimin artırılması gibi konularda teşvik edilmesi, kaynak kullanımının maksimize edilmesi gerektiğini söyledi.
Marka oluşturma, tanıtım ve reklam faaliyetlerinin KOBİ'lerin pazar paylarının artırılmasına katkıda bulunacağını ifade eden Mohdariffin, ''Teknolojiyi takip etmeyen, inovatif olmayan KOBİ'ler daha saldırılara açık olacak'' dedi.
Mohdariffin, tarım alanında konsolidasyona ihtiyaç olduğunu, maliyetlerin düşürülmesi için Ar-Ge merkezlerinin küresel talebin beklentilerini karşılaması gerektiğini kaydetti.
Yapılan doğrudan yabancı yatırım anlaşması çerçevesinde KOBİ'lerin uluslararası piyasalarda oyuncu olması için cesaretlendirilmesi, sinerjilerinin artırılması ve KOBİ'lerin bundan faydalandırılması gerektiğine işaret eden Mohdariffin, ''Birbirimizle işbirliği ve ortak çalışmalar yapmalıyız. Talepler karşılanmalı, küresel tedarik zincirleri ve uluslararası pazara giriş geliştirilmeli. Teknoloji ve eğitime önem verilmeli'' dedi.