Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'de yeni bir dönemin başladığını belirterek, değişimi kucaklamanın da bunu yapmamaları halinde bertaraf olma riskiyle karşı karşıya kalmanın da bu ülkelerin liderlerinin elinde olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Reuters haber ajansına verdiği demeçte, Tunus ve Mısır'da liderleri deviren, daha sonra Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye'ye sıçrayan kitlesel eylemlerin "dış unsurların işi" olduğuna dair iddiaların yanlış olduğunu belirtti. Bugün bölgede yaşananları, 1980'li yılların sonlarında Doğu Avrupa'yı kasıp kavuran toplumsal hareketlere benzeten Davutoğlu, "Bir ülkedeki toplumsal talep, bölgedeki tüm ülkeleri etkilemeye başlıyor" dedi. Davutoğlu, yeni kuşak Arap gençliğinin daha fazla itibar, daha fazla ekonomik refah ve daha fazla demokrasi istediğini kaydetti.

"Bölgedeki akıllı liderlerin, bu süreci önlemek yerine öncülük yapmaları gerektiğini" ifade eden Davutoğlu, "Süreci önlemeye çalışanlar, Libya'da olduğu gibi daha büyük güçlüklerle karşılaşacaktır" ifadesini kullandı.

Bugünkü durumu, "bir çok zorluk, bir çok fırsat ve birçok riski beraberinde getirecek yeni bir dönem" olarak niteleyen Davutoğlu, "bu fırsatları en üst seviyeye çıkarmak ve riskleri en aza indirmek liderlerin elinde" diye konuştu.

Suriye'nin, ülkesindeki olaylarda dış unsurların parmağının olduğuna dair suçlamalarının bulunduğunun anımsatılması üzerine Davutoğlu, "Bu konuda ipucu yok. Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da, Suriye'de, Bahreyn'de ve Yemen'de tüm bu ülkelerde, kendi içlerinden kaynaklanan başlangıçlar oldu" dedi.

Polisin tokatlaması ve hakaret etmesini protesto için kendi kendini yakan Tunuslu pazarcı Muhammed Buazizi'nin "sıradan bir vatandaş olduğunu" ifade eden Davutoğlu, "Eğer tüm bu sorunların yabancı unsurlarca çıkarıldığını düşünürsek, o zaman Arap bireylerin ve toplumlarının değişim veya benzeri bir şeyi talep edemeyeceklerini düşünmemiz gerekir" dedi. Oysa sıradan Arapların, genç Arapların, kadın ve erkek birlikte daha fazla itibar, daha fazla özgürlük ve siyasal hayata daha fazla katılım talep ettiklerini belirten Davutoğlu, bunun ülkenin kendi iç koşullarından kaynaklanan bir talep olduğunu vurguladı.

"Tahrir Meydanı'ndaki, Tunus'taki ve diğer yerlerdeki sesleri anlamamız gerekir" diyen Davutoğlu, "O zaman gelecek için hazırlıklı oluruz" dedi.

Türkiye'nin, Devlet Başkanı Beşşar Esad yönetimindeki Suriye ile bir kaç kez istişari görüşme yaptığını kaydeden Davutoğlu, "reformları ve demokratikleşmeyi destekliyoruz ancak bu bir barışçıl geçiş olmalı, şiddet, sivillere saldırı veya statükoyu koruma çabası veya istikrarsızlık yaratma olmamalı" dedi.

Libya'ya da değinen Davutoğlu, bu ülkenin lideri Muammer Kaddafi'nin, "iç savaşın uzamasının, statükonun devam etmesinin veya Libya'nın bölünmesinin tercih edilebilir seçenekler olmadığını ve kendisinin döneminin artık sona erdiğini anlaması gerektiğini" vurgulayarak, "Libya'da, halkın iradesine dayalı yeni bir dönem başlamalı" dedi.

Yemen'e de değinen Davutoğlu, bu ülkedeki durumun "oldukça kritik" olduğunu ifade etti. Bu ülkede hedefin, "birliği sürdürmek ve mezhep çatışmasından kaçınmak" olması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "Bu kapsamda siyasal değişim için bir ilerleme oldu. Bir hareketlilik var ve biz bu değişimi destekliyoruz" dedi.

Bahreyn'i gelecek hafta ziyaret edeceğini kaydeden Davutoğlu, ülkedeki durumu yerinde göreceğini, reform önerilerini yineleyeceğini belirterek, "Bahreyn'de gerilimin tırmanması, Körfez bölgesinde gerilimin tırmanmasına yol açabilir" uyarısında bulundu.