Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, her gün neredeyse Yunan Parlamentosu'nda sorgulanır hale geldiklerini belirterek, ''Biz gidip orada bir Yunan bankasını satın alsak, Yunanlıların gelip Türkiye'deki Finansbank'ı satın almaları kadar hüsnü kabul görmeyeceğimiz endişesini taşıyoruz. Dolayısıyla bugün Yunanistan'da çok uygun, kafamıza da yatabilecek, 'biz bunu tolere edebiliriz ve buradan da para kazınırız' diyebileceğimiz bir yatırım dahi olsa soru işaretiyle bakıyoruz'' dedi.

Çağlar, Ziraat Bankası'nın şube açılışı için gittiği Erbil'de bazı gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Türkiye'nin en çok yurt dışı hizmet ağına sahip bankasının Ziraat olduğunu, 76 noktada yer aldıklarını ve 17 ülkede faaliyet gösterdiklerini anlattı.

Bugüne kadar Türkiye'nin bölgesel etkinliği açısından bakıldığında bankanın şubeleşme stratejisinin Ziraat ve Türkiye için yeterli olduğunu ifade eden Çağlar, ''Ama bundan sonraki süreçte Türk bankacılığı, buralarda şubeleşerek değil pazar satın alarak olmalı. Yani buralardaki bankaları satın alarak buralara gelmeliyiz'' diye konuştu.

Ziraat Bankası'nın bu doğrultuda satın alma yönünde çalışması bulunduğunu hatırlatan Çağlar, şöyle devam etti:

''Şu ana kadar 'bu bizim için uygundur, yürüyelim' diyebileceğimiz bir aşamaya gelmedik. Dünyada yaşanan kriz sonlandı mı, dip noktaya geldi mi tartışmaları devam ediyor. Özellikle batı için henüz bu sonlanmış noktada görünmüyor. O yüzden Türkiye'de Merkez Bankamız, BDDK'mız, Hazine'nin aldığı birtakım tedbirler var. Bunun temelinde belki dışsal kaynaklı gelebilecek bir dalgadan endişe ediliyor. Bu durum varken, oralardaki bankacılık sektörünün bir anlamda fiyat olarak dip noktaya gelip gelmediği konusu var. Tabii ki dip arayışı içinde değiliz. Borsa'da hisse almak gibi 'en dipten alayım de en tepeden satayım' gibi birşey çok tesadüf olur. Bizim için, yaygınlaşma, tolere edebileceğimiz büyüklüğe uygun olması önemli.''



-''SÜREKLİ YUNAN MECLİSİ'NDE GÜNDEM KONUSU''-



Can Akın Çağlar, yurt dışında yasal statü, hareket kabiliyetleri gibi kısıtlayıcı tedbirler bulunduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Mesela biz Yunanistan'a çok ilgi duyduk. Şube açıp, banka da alabiliriz diye... Ama bizim oradaki varlığımız, her gün neredeyse Yunan Parlamentosu'nda sorgulanır hale geldi. 'Buradaki şeker sektörünü ele geçirmek istiyorlar' diye Meclis'e soru önergesi veriyorlar. Bizim oradaki 3 tane varlığımız 'bütün ucuz kredilerle Yunanlıların topraklarına el koymak istiyorlar' gibi onlarca şehir efsaneleriyle sürekli Meclis'te gündem konusu ediliyor. Atina, Gümülcine, İskeçe... Hepsini toplasanız, aktif büyüklüğü olarak Kızılay'daki bir şubenin onda biri kadar büyüklüğe ulaşmış bir yerden tedirgin oluyorlar. Biz gidip orada bir Yunan bankasını satın alsak, Yunanlıların gelip Türkiye'deki Finansbank'ı satın almaları kadar hüsnü kabul görmeyeceğimiz endişesini taşıyoruz. Dolayısıyla bugün Yunanistan'da çok uygun, kafamıza da yatabilecek, 'biz bunu tolere edebiliriz ve buradan da para kazınırız' diyebileceğimiz bir yatırım dahi olsa soru işaretiyle bakıyoruz.''



-''ŞİMDİLİK ŞUBELEŞMEYLE DEVAM ETMEK İSTİYORUZ''-



Yunanistan'a ilişkin bundan sonraki yaklaşımlarıyla ilgili Çağlar, ''Bugüne kadar Ziraat Bankası, 46 yıldır bu serüveni yaşıyor. İlk 46 yıl önce yurt dışına açılmışız. O günden bugüne 17 ülkeye gitmişiz. Ama giderken stratejimiz şube açmak şeklindeydi. Bundan sonraki stratejimiz biraz daha adımlarımızı büyütmek olabilir, bankalar satın almak olabilir. Ama bu Yunanistan olur mu? Bugünden itibaren hakikaten soru işareti'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de bu konuda kulis olsa da hiçbir zaman Meclis'te soru önergesi verilip de ''Finansbank'ın durumu nedir' diye teknik boyuta kadar gidilmediğini ifade eden Çağlar, ''Sürekli, her dakika faaliyetleriniz sorgulanır, her dakika faaliyetleriniz göz önünde tutulur bir noktadayken, orada daha fazla adım atmanız, reaksiyonun daha fazla olmasına sebebiyet verebilir diye şimdilik şubeleşme stratejisiyle orada devam edelim istiyoruz. Geri çekilme gibi bir stratejimiz asla yok. Çünkü yaptığımız işlerde Yunan mevzuatına aykırı herhangi bir husus yok'' yorumunu yaptı.

Balkanlar'da Bosna, Kosova, Arnavutluk ve Bulgaristan'da hüsnü kabul görebileceklerini düşündüklerini vurgulayan Çağlar, Kosova'da Prizren ve Priştina'da olmak üzere iki şube açma kararı aldıklarını bildirdi.



-''HERHALDE BUGÜN YARIN NETLEŞİR''-



Almanya'da 47 yıldır faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Çağlar, şöyle devam etti:

''Bundan sonraki süreçte ne yapacağız derseniz... Halkbank orada 3 tane finansal hizmet şubesini kapatma niyetinde. Belki Halkbank'ın bu şubelerini devralacağız. Onun görüşmelerini yapıyoruz. Bizimki Almanya'da kurulu bir Alman bankası. Her türlü yetkiye sahip. Oradaki bütün finansal enstrümanları kullanabilecek bir banka. Dolayısıyla bizim oradaki varlığımız, biraz daha uygun bulduğumuz lokasyonlarda büyümek şeklindeydi. Halkbank da 'biz artık burada olalım istemiyoruz' deyince, onların şubelerini almak için görüşme yapıyoruz. Herhalde bugün yarın netleşir.''



-''1,9 KÜÇÜLDÜK, ELEŞTİRİDE HİÇ PAYIMIZ YOK''-



Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar, kredilerdeki gelişime ilişkin de ''Kredilerde sektör, 2010 sene sonuna göre Şubat sonu itibariyle 4,6 büyürken biz 1,9 küçüldük'' dedi.

Yüzde 25 barajının yılın başında yapılan bir toplantıda deklare edildiğini anımsatan Çağlar, sektörün 2010 yılındaki kredi artışının yüzde 34 iken, bunun Ziraat'te yüzde 57 civarında olduğunu, şu anda sektörün en çok TL kredi kullandıran bankası olduklarını, sektörün yukarıdan aşağıya bütün kredi kalemlerine bakıldığında 3. sıraya geldiklerini ifade etti.

Can Akın Çağlar, kredi büyümesinde 'biz frene basıyoruz, ama kamu bankalarına bakmak lazım' şeklindeki eleştiriye ilişkin de ''Hayır, o eleştiride hiç payımız yok. Çünkü sektör yüzde 4,6 büyürken, biz 1,9 küçüldük'' yorumunu yaptı.

Bankacılıkta frene basmanın birçok yöntemi bulunduğuna değinen Çağlar, Ziraat olarak pazarlamayı yavaşlattıklarını, daha fazla yeni müşteri yerine mevcut müşteriyi proses etme şeklinde uygulama içine girdiklerini söyledi.



-''FAİZ AVANTAJI, CİDDİ BİR ŞEHİR EFSANESİ''-



Durdurmakta zorlanacakları kalemlerden birinin tarımsal krediler olduğunun altını çizen Çağlar, şöyle devam etti:

''Tarımsal kredilerde biz illaki yol alıyoruz. O, bizim kredi kalemlerimiz içinde bir yekun teşkil edecek. Şu anda Türkiye'de en çok bireysel kredi kullandıran bankayız. Sokakta gördüğünüz her 4 kişiden birinin ihtiyaç kredisini Ziraat Bankası olarak biz kullandırıyoruz. Dolayısıyla bireysel müşteriyi durdurmak, diğer kredileri durdurmaktan çok daha zor. Siz konut kredisi almaşınız, şimdi araba kredisi almaya geldiniz. 'Kardeşim kusura bakma, frene basıyoruz, arabanı git başka yerden al' deme şansına sahip değiliz. Ama ticari kredilerde pazarlamayı biraz yavaşlattığınız zaman, orada sistem zaten kendiliğinden yavaşlayabiliyor. Bu nedenle biz stratejiyi, ticari kredilerde pazarlamadan bir parça arkadaşları geri çekip, daha müşteri odaklı çalışmaya, bireyseli daha verimli hale getirine çevirdik.''

Kamu bankalarına yönelik ''faiz avantajı'' eleştirisine dair ise Çağlar, ''Bu, ciddi bir şehir efsanesi... Bizim fiyatlamayla ilgili hiçbir avantajımız yok. 'Kamunun kaynakları bizde duruyor, vadesiz mevduatımız çok' diye birçok eleştiri alıyoruz. Bundan dolayı kamu bankaları, özelinde de Ziraat Bankası, 'acaba piyasada fiyat avantajıyla mı bu kadar skor yapıyor' deniliyor. Bunu her ortamda, herkesle, her türlü rakamlarla tartışmaya hazırız'' dedi.



-''SEKTÖRÜN ÖZ KAYNAĞI VE MALİYETSİZ KAYNAĞI BİZDEN FAZLA''-



Fiyatlamayı belirleyen iki unsur bulunduğunu anlatan Çağlar, bunlardan birinin pasifteki sermayenin oransal büyüklüğü, ikincisinin de pasifteki vadesiz kaynak olduğunu ifade etti.

Çağlar, ''Sektörün pasifinin içindeki vadesiz ağırlığı yüzde 16'dır, bizde yüzde 15'tir. Biz, sektörden 1 puan daha az vadesize sahibiz. Ziraat Bankası'nın toplam pasifinin içindeki öz kaynaklarının toplamı yüzde 9'dur, sektörün yüzde 13'tür. Sektörün öz kaynağı bizden daha fazla. Sektörün maliyetsiz kaynak dediğimiz vadesiz kaynakları bizden daha fazla. Buna rağmen biz sürekli şu eleştiriyle karşı karşıya kalıyoruz; 'kamunun paraları orada duruyor da, ondan dolayı ucuz fiyatlama yapıyorlar.' Hiç alakası yok. Sizin mevduatınız diğer bankalarla hangi oranda fiyatlanıyorsa ben aynı fiyatlarla rekabet ediyorum'' şeklinde konuştu.



-''11 ŞUBEMİZDEN 1'İ İSTANBUL VEYA METROPOLLERDE''-



Ziraat Bankası'nın yaygın şubeleşmesinin bir avantaj olarak değerlendirilebileceğini belirten Çağlar, şu anda Türkiye'de 420 noktadaki belde ya da belediyede Ziraat Bankası'ndan başka banka bulunmadığına dikkati çekti. Çağlar, ''Ama bu 420 noktada oluşan bankacılık büyüklüğü, benim bilançomun yüzde 2'si... 1.300 şubemin 420 tanesinde başka hiçbir banka yok. Bu, bizim dezavantajımız. Ben, 1.300 şubeyle rekabet ediyormuşum gibi görünüyor, diğer bankalar binlere kadar gelmiş'' diye konuştu.

Büyük bankaların her açılan 10 şubesinin 3'ünün İstanbul'da açıldığını, Ziraat'in ise 11 şubeden 1'inin İstanbul veya diğer metropollerde yer aldığını kaydeden Çağlar, Türkiye'deki kredilerin yüzde 49,5'unun Marmara Bölgesi'nde, özelinde de İstanbul'da kullandırıldığını söyledi.

Can Akın Çağlar, ''Dolayısıyla bu piyasanın içinde hemen hemen yokuz gibi... Yeni şube açma stratejilerimizin içinde hep İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerde yoğunlaşarak geliyoruz'' dedi.

Türkiye'de son 5 yılda yaklaşık 5 bin şube açıldığına işaret eden Çağlar, bu kadar şube açılmasına rağmen 440 yerden sadece 20 noktaya diğer bankaların geldiğinin altını çizdi.