Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan, Türkiye'nin Libya politikasını açıkladı

Erdoğan, Türkiye'nin Libya politikasını açıkladı

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Libya politikasının amacının anayasal demokrasiye geçiş şartlarının sağlanarak; ülke egemenliğinin korunması olduğunu belirtti

Giriş: 07 Nisan 2011, Perşembe 20:46
Güncelleme: 07 Nisan 2011, Perşembe 20:46

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Libya politikasının temel amacının halkın meşru talepleri karşısında anayasal demokrasiye geçişi sağlayacak gerekli şartların oluşturulması ve Libya'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması olduğunu belirterek, ''Bu çerçevede halka yönelik saldırıların durdurulması ve geçiş sürecinin halkın genel kabulüne uygun bir şekilde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla en başından itibaren yapılması gereken neyse hiç tereddüt etmeden onu yapmaya çalıştık'' dedi.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde Libya'daki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.

''Libyalı kardeşlerimizin bu zorlu günlerde çektikleri acı ve sıkıntıları derin kaygı ve üzüntüyle izlediğimizi ifade etmek istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, iki ülkenin ortak tarih ve kültürü paylaşmasının yanı sıra halklarının da kardeşlik duygusuyla birbirine bağlı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Libya'da yaşanan olaylara ilk andan itibaren en yüksek duyarlılıkla tepki verdiğini ve meseleye insani perspektifle ve kardeşlik hukukuyla baktığını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye bölgesinde ve dünyada hiçbir soruna bigane kalmadığı gibi kardeşlerinin yaşadığı sıkıntılı duruma da asla duyarsız kalmamıştır. En başından itibaren üzerine düşen görevi, vazifeyi en duyarlı şekilde ortaya koymaya çalışmıştır. Türkiye olarak Libya'da 17 Şubat 2011 tarihinden bu yana yaşanan gelişmeler karşısında asla ve asla bekle gör tavrı içinde olmadık. İnandığımız ilke ve değerlerin bir gereği olarak meseleye çıkar odaklı değil, hak ve adalet odaklı yaklaştık. Tüm taraflarla diyalog halinde yapıcı ve uzlaştırıcı bir tavır sergilemeye çalıştık. Bizim Libya politikamızın temel amacı halkın meşru talepleri karşısında anayasal demokrasiye geçişi sağlayacak gerekli şartların oluşturulması ve Libya'nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasıdır. Bu çerçevede halka yönelik saldırıların, bunun altını çiziyorum, halka yönelik saldırıların durdurulması ve geçiş sürecinin halkın genel kabulüne uygun bir şekilde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla en başından itibaren yapılması gereken neyse hiç tereddüt etmeden onu yapmaya çalıştık. Bir kez daha altını çiziyorum, bunu yaparken hiçbir zaman gizli ajandamız, gizli gündemimiz olmadı, olmamıştır ve olmayacaktır. Tek gündemimiz Libya'nın birlik ve esenliğinin teminat altına alınmasıdır. Bize göre bir damla Libya'lının kanı milyarlarca dolarlık petrol kuyularından daha değerlidir. Libya'nın her neresinde yaşıyor olursa olsun her bir kardeşimizin canı, hakkı, hukuku her türlü çıkar hesabının üzerindedir. Öyle de olmalıdır.''

Hak ve hukukun bir lütuf değil, her insanın sahip olması gereken kutsal değerler olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Siyasi hesaplarla bir defa şunu çok iyi bilmemiz lazımdır ki bunlar yok edilemez, yok sayılamaz, bastırılamazlar. Bizler en temel hakların yok sayılmasına, bastırılmasına nasıl tahammül gösteremezsek kanın akıp gitmesine, canların yitip gitmesine de sessiz kalamayız'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Libya'daki durumla ilgili olarak Türkiye'nin hazırladığı yol haritasının ana unsurlarını açıklayarak, ''Derhal gerçek bir ateşkes sağlanmalı ve Kaddafi'ye bağlı askeri unsurlar bazı şehirlere uyguladığı kuşatmaları kaldırmalı ve şehirlerden çekilmelidir'' dedi.

Hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün Libyalılara kesintisiz insani yardım akışı sağlayacak, güvenli insani bölgeler oluşturulması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, tüm Libya halkının meşru çıkarlarını dikkate alan, kapsayıcı bir demokratik değişim ve dönüşüm sürecinin derhal, ivedilikle başlatılması gerektiğine işaret etti.

Erdoğan, Libya'daki gelişmelerle ilgili olarak AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin temasları hakkında bilgi verdi ve ''Libya'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruyan ve barışçıl değişim sürecini öngören bir yol haritası için çalıştıklarını'' söyledi.

Başbakan Erdoğan, önerdikleri bu yol haritasının ana unsurlarını şöyle anlattı:

''1- Derhal gerçek bir ateşkes sağlanmalı ve Kaddafi'ye bağlı askeri unsurlar bazı şehirlere uyguladığı kuşatmaları kaldırmalı ve şehirlerden çekilmelidir.

2- Hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün Libyalı kardeşlerimize kesintisiz insani yardım akışı sağlayacak, güvenli insani bölgeler oluşturulmalıdır.

3- Tüm Libya halkının meşru çıkarlarını dikkate alan, kapsayıcı bir demokratik değişim ve dönüşüm süreci derhal, ivedilikle başlatılmalıdır. Bu sürecin hedefi de halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçeceği anayasal demokrasi nizamının tesisi olmalıdır.

Bu çerçevede, Libya'da gerçek bir ateşkes sağlanmasına ve siyasi dönüşüm sürecinin başlatılmasına yönelik olarak bu yol haritasının detayları üzerinde çalışıyoruz. Bu yol haritasını detaylı bir şekilde görüşmek üzere taraflarla temaslarımızı sürdüreceğiz.

Uluslararası toplumun önde gelen üyeleriyle şekillendirmekte olduğumuz bu planı, Katar'da yapılacak Libya Temas Grubu toplantısı öncesinde Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Afrika Birliği, Arap Ligi ve İslam Konferansı Örgütü gibi bölgesel ve uluslararası örgütlerin de arasında yer aldığı ortaklarımızla paylaşmayı öngörüyoruz.

Tüm bu çalışmalarda BM Libya Özel Temsilcisi El Hatip'in temel bir rol oynaması gerektiğini düşünüyor ve kendisiyle yakın eşgüdüm ve istişare içinde çabalarımızı sürdürüyoruz.

Halkımız, kardeş Libya halkının her zaman yanında olacak ve Libya'nın geleceği için Libyalı kardeşlerimizle birlikte çalışacaktır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bölgede yaşanan insanlık dramlarına seyirci kalan ve demokrasiyi Libya halkına çok gören bir kısım güç odaklarının bugün hakkı ve hukuku savunan Türkiye;ye karşı karalama kampanyaları başlatması üzüntü vericidir'' dedi. Erdoğan, ''Bu karalama kampanyalarının ardında hangi odakların olduğunu biliyoruz, dikkatle izliyoruz ve bunları da not ediyoruz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Misrata'daki yoğun çatışmalar sonucunda yaralanan Libyalıları tedavi etmek amacıyla hastane gemisine çevrilen Ankara Feribotunu gönderdiklerini anımsatarak, şunları söyledi:

''Bingazi'ye uğrayıp, oradaki yaralıları da alan gemimiz, 321'i yaralı olmak üzere toplam 475 kişiyi İzmir Çeşme Limanı'na getirdi. Bu operasyonu, hiç kimsenin kolaylıkla göze alamayacağı şartlarda, büyük güvenlik risklerini alarak, askeri ve sivil unsurlarımızı kullanarak gerçekleştirdik. Yaralıların tedavisini halen hastanelerimizde sürdürüyoruz. Onların tamamı sağlığına kavuşana kadar bizim misafirimiz olarak ülkemizde kalacaktır. Bu yardım operasyonlarına bundan sonra da devam edeceğiz.''

Türkiye olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Libya konusunda aldığı ve 1970 ve 1973 sayılı kararların uygulanmasına tam destek verdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu çerçevede, NATO harekatının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları tarafından belirlenen ve NATO Konseyi tarafından uzlaşmayla kabul edilen görev yönergesi çerçevesinde etkin bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Diğer taraftan, bu harekatın silah ambargosunun uygulanması ve Libya halkına insani yardım sağlanması boyutlarına aktif olarak katılıyoruz.

Libya'da gerçek bir ateşkesin sağlanmasının ardından anayasal demokrasi hedefi doğrultusunda siyasi değişim süreci ivedilikle başlatılmalıdır. Halkın meşru beklenti ve taleplerini karşılayacak bir siyasi sürecin başlatılması, Libya'nın geleceği için büyük önem taşımaktadır. Bu süreçten Libya halkının en az zarar görecek şekilde çıkması, Türkiye olarak bizim yegane temennimizdir.''

-''NOT EDİYORUZ''-

''Bingazili kardeşlerime seslenmek istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kardeş Türkiye halkı, hak ve özgürlük çağrınızı yüreğinin derinliklerinde hissetmekte, yaşadığınız sıkıntıların son bulması ve taleplerinizin süreçlere yansıması için büyük bir duyarlılık sergilemektedir.

Başından itibaren hakkını, hukukunu isteyen insanlara karşı yapılan müdahaleleri bizler şiddetle eleştirdik, maruz kaldığınız zorlukların aşılması için samimi bir gayret içinde olduk. Bundan sonra da haklı taleplerinizi desteklemeye, maruz kaldığınız yanlışlıkları engellemek için çaba göstermeye devam edeceğiz. Bölgede yaşanan insanlık dramlarına seyirci kalan ve demokrasiyi Libya halkına çok gören bir kısım güç odaklarının bugün hakkı ve hukuku savunan Türkiye'ye karşı karalama kampanyaları başlatması üzüntü vericidir. Bu karalama kampanyalarının ardında hangi odakların olduğunu biliyoruz, dikkatle izliyoruz ve bunları da not ediyoruz. Sizlerin de Türk kardeşlerinize yönelik maksatlı propaganda faaliyetlerine prim vermeyeceğinize yürekten inanıyorum.''

-''öMER MUHTAR'IN RUHUNU ŞAD EDECEK ŞEKİLDE...''-

Başbakan Erdoğan, ''Özellikle NATO harekatını engellemeye veya görev yönergesini kısıtlamaya çalıştığımız şeklindeki asılsız iddiaların, maksatlı şekilde üretilen kara propaganda yalanları olduğunu vurgulamak istiyorum. Bunu özellikle ifade ediyorum. Bilin ki Türk halkı her zaman hakkın ve haklının yanındadır, yanında olacaktır'' diye konuştu.

Trabluslulara da seslenen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Türkiye, Libya;da yaşanan olumsuzlukların bir an önce son bularak iç barışın sağlanmasına, birlik ve beraberliğin tesis edilmesine büyük önem vermektedir. Libya;nın toprak bütünlüğü ve egemenliği mutlaka korunmalıdır. Akan kardeş kanının durması için özellikle sizlerin tavrı önem taşımaktadır. İnanıyorum ki medeniyet değerlerimizden aldığınız ilhamla bu olumsuz gidişata dur diyeceksiniz. Trabluslu, Bingazili, Misratalı, Tobruklu, Ecdebiyeli, Zintanlı, Zaviyeli, Sebhalı, Bregalı kardeşlerimden rica ediyorum. Bizim de büyük değer verdiğimiz Libya'nın sembol şahsiyeti Ömer Muhtar;ın ruhunu şad edecek şekilde bir ve beraber olun.''

-LİBYA YÖNETİMİNE-

Libya yönetimine de seslenen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Başından beri bizzat söylediğim üzere, tarihi bir sorumluluk üstlenerek, halkın özgür iradesiyle yöneticilerini seçeceği anayasal demokrasiye geçiş sürecinin önünü lütfen açın.

Kendi halkınızın ve uluslararası toplumun çağrılarına olumlu karşılık vermeniz, ülkenizin selameti açısından hayati derecede önemlidir. Yapılan çağrılara ivedilikle kulak verin ve gereken adımları atın.''