Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Türkiye'de kendi milletine Fransız kalanlar var

Erdoğan: Türkiye'de kendi milletine Fransız kalanlar var

  • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Strasburg'ta Türkiye'ye Fransız kalınmasını anlayabilirsiniz ama Türkiye'de, kendi ülkesine, kendi milletine Fransız kalanlar var" dedi

Giriş: 16 Nisan 2011, Cumartesi 13:17
Güncelleme: 16 Nisan 2011, Cumartesi 13:17

(A.A) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Memur Sendikaları Konfederasyonu 4. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada,Türkiye Cumhuriyeti'nin, birilerinin karşısında başını öne eğecek, ezik bir devlet olmadığını, hiçbir zaman da olmayacağını bildirerek, ''Hiç kimse de ön yargılarını, yalanlarını, ithamlarını, iftiralarını bu ülkenin boynuna bir yafta gibi asamaz'' dedi.

-AKPM OTURUMUNA HİTAP-

Çarşamba günü, Strasburg'ta, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi oturumuna katıldığını, parlamenterlere hitap ettiğini ve yöneltilen sorulara cevap verdiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Benim, orada verdiğim cevapların, burada hazmedilmediğini, hazmedilemediğini görüyorum. Öncelikle şunu söylemek durumundayım: Biz, gittiğimiz her yerde, 74 milyonun, Türkiye'nin onurunu temsil ediyoruz. Bugüne kadar bu bilinçle hareket ettik, bundan sonra da aynı şuurla hareket edeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti, birilerinin karşısında başını öne eğecek, el pençe divan duracak, ezik bir devlet değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır. Hiç kimse de ön yargılarını, yalanlarını, ithamlarını, iftiralarını bu ülkenin boynuna bir yafta gibi asamaz. Türkiye, öyle Brüksel'den, Strasburg'dan izlenerek, üzerinde yalan yanlış değerlendirmeler yapılacak bir ülke değildir.

Üç tane gazete kupürü okuyan, 'Türkiye uzmanıyım' diyerek ortaya çıkamaz ve bizi de yargılayamaz...Strasburg'ta Türkiye'ye Fransız kalınmasını bir nebzeye kadar anlayabilirsiniz değerli arkadaşlarım. Ama Türkiye'de, kendi ülkesine, kendi milletine Fransız kalanlar var, işte üzüntü verici olan bu...

8,5 yıldır, muhalefet partilerine Sivas'ın ötesine geçmelerini tavsiye ediyorum. Şimdi bazıları Sivas'ın ötesine nihayet geçiyorlar ama onlar da yeninin farkına varmıyor, eskiyi bilmedikleri için yeninin farkına varamıyorlar. Çünkü 8.5 yıl öncesinin Sivas'ın ötesini, Güneydoğu'yu Doğu'yu bir bilebilseler o zaman değişimi, dönüşümü görecekler. Bölünmüş yolların, o ilçelere kadar uzanan 480 bin konutun, modern hava alanlarının, modern dersliklerin, 80 yeni üniversitenin, hastanelerin, barajların ezelden beri orada öyle durduğunu zannedenler var. Çünkü Anadolu'ya, Trakya'ya hiç açılmamışlar. Bugüne kadar milletin arasına girip, milletin halini hatırını sormamışlar. Seçimden seçime yollara düşmüşler, onda da belli illere uğrayıp, alelacele yeniden Ankara'ya dönmüşler. Biz milletimiz için siyaset üretiyoruz, gücümüzü milletten alıyoruz ve hesabımızı da millete vereceğiz, veriyoruz. Ama gücünü milletten değil, çetelerden alanların, mafyadan alanların kimlere hizmet ettiğini, kimlere bedel ödediğini de işte şu anda, o aday listelerinde açık ve net olarak görüyorsunuz. Hiç kimsenin endişesi olmasın... Güzel bir deyim var: Eski hal, muhal... Yani eskiye dönüş asla olmayacak. Türkiye artık geriye değil, her zaman ileriye gidecek.''

Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 8,9'luk büyüme oranıyla Avrupa'da ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu belirten Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"İşsizlik oranlarındaki olumsuzluk geride kaldı...Milli Eğitim Bakanlığına 30 bin kadro tahsis ettik. Bunların yerleri belli olacak, aynı şeyi sağlıkta diğer alanlarda yapıyoruz, yapacağız. Bütün bunların hepsi milli bütçenizle alakalı olarak, eğer bu milli bütçeyi göz ardı ederseniz, finansman yönetimini başarılı bir şekilde yürütemezsiniz o zaman bunun sonuçlarını farklı alanlarda çekersiniz. Nedir o farklı alan, sizin taleplerinizi karşılamakta zorlanırız. Çünkü ortadaki güç bellidir, kaba bir tabirle pasta bellidir. Bunu bölüp dağıtacaksanız, ne kadar müsaade ediliyorsa o kadar dağıtacaksınız. Bizim petrol kuyularımız yok. Bizim ağırlıklı kaynağımız belli. Vergi... Bunun için de yatırımları belli bir oranda tutmak durumundayız. Çünkü ülke bununla kalkınacak. Ne kadar yatırım yaparsak ülke o ölçüde kalkınacaktır.

Yatırım olmadıktan sonra siz kalkıp istihdamdan söz edemezsiniz. Emek-yoğun bir dünyada yaşamıyoruz, artık teknoloji-yoğun bir dünyada yaşıyoruz.

Devasa makineler onların başında on, yirmi bilemedin elli kişi... Hem daha fazla verim, hem daha fazla üretim... Bütün bunları değerlendirdiğimizde istihdamda daralan alanın ne denli sıkıntılı olduğu ortada.''

-İŞSİZLİK RAKAMLARI-

İşsizlik rakamının, geçen Ocak ayı itibariyle, bir önceki yıla göre yüzde 2,6 puanlık gerilemeyle yüzde 11,9'a düştüğünü dile getiren Erdoğan, bu rakamların daha da düşeceğinin müjdesini vermek istediğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

''Dikkatinizi çekiyorum: 8,5 yıl önce, bu ülke 12 saat sonrasını göremiyor, 12 saat sonra ne olacağını kestiremiyordu. Bugün artık önündeki 12 yılı planlayan, buna ilişkin projelerini, hedeflerini, yol haritasını ortaya koyan bir Türkiye ve güçlü bir iktidar var.

Birileri görmeyebilir, birileri görmek istemeyebilir. Birileri, manzarayı olduğundan farklı göstermek için çaba harcayabilir.

Ama Türkiye bugün, ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla, devlet-millet kaynaşmasıyla son derece sağlıklı bir zeminde ilerliyor ve geleceğe her zamankinden daha fazla umutla bakıyor.''