URAK: En rekabetçi il İstanbul
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) İllerarası Rekabetçilik Endeksi sonuçlarına göre, en rekabetçi il İstanbul, rekabet gücü en düşük il Hakkari oldu
Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) İllerarası Rekabetçilik
Endeksinin 2009-2010 yılı sonuçları, URAK Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, URAK Genel Koordinatörü Melih Bulu ve Prof. Dr. Kerem Alkin'in katıldığı basın toplantısıyla açıklandı.
İstanbul, 100 üzerinden aldığı 86,01 puanla rekabetçilik sıralamasında söz konusu dönem de liderliğini korudu. Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Alt Endeksi dışındaki tüm endekslerde, her yıl ilk sırada yer alan İstanbul'un en yakın takipçisi Ankara ile arasında 36,28'lik puan farkı var.
Sıralamada en rekabetçi 5. il olan Kocaeli'den sonra, aşağıya doğru inildikçe iller arasındaki endeks değerinin birbirine yaklaştığı görüldü. Genel endekste en rekabetçi 10 il, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Tekirdağ, Antalya, Adana ve Gaziantep şeklinde sıralanırken, listenin sonundaki 10 il, Iğdır, Bitlis, Tunceli, Bayburt, Siirt, Gümüşhane, Ardahan, Ağrı, Şırnak ve Hakkari oldu.
Metropol alanların çevresindeki şehirlerin ekonomik olarak olumlu etkilendiği ve büyükşehirlerdeki firmaların işlerini çevre illere kaydırmasının, bu illerin rekabet sıralamasında yükselmesini sağladığı gözlendi.
Listede yer alan en rekabetçi 10 il, 2010'da Türkiye'den yapılan toplam ihracatın yüzde 80'den fazlasını gerçekleştirirken, 2010 yılı toplam patent tescilinin yüzde 83'ünü aldı. 10 il, toplam endüstriyel tasarım tescilinin yüzde 79'unu, toplam faydalı model tescilinin yüzde 73'ünü ve marka tescilinin yaklaşık yüzde 80'ini yaptı.
Genel endeksteki sıralamada, Isparta dışındaki ilk 20 il, önceki yıllarda da ilk 20 il arasında yer aldı. Zonguldak, ilk yılki endekste 29, ikinci yılki endekste 20. sırada bulunurken, bu yıl 13. sıraya çıktı. Zonguldak'ta önce yurtiçi daha sonra yurtdışı uçak seferleri başlamasının, rekabetçiliğin artmasında rol oynadığı tespit edildi.
-ALT ENDEKSLER-
Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Alt Endeksinde Ankara en rekabetçi il olurken, Ankara'yı İstanbul, Eskişehir, İzmir ve Isparta izledi. Bir önceki yıla göre ilk 5 arasında tek değişiklik, Antalya ile Isparta arasında oldu. Antalya, 6. sıraya geriledi.
2009-2010 döneminde en rekabetçi 32. il olan Diyarbakır'ın Markalaşma Becerisi ve Yenilikçilik Alt Endeksi'nde gösterdiği ilerleme, ilin genel endeks değerine olumlu yansıdı. Diyarbakır'ın geçen yıl Süper Lig'de takımı olması da markalaşmayla ilgili alt endekste etkili oldu.
Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi ve Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli Alt Endekslerinde ilerleme kaydeden Edirne, en rekabetçi 24. il oldu.
Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Alt Endeks sıralamasında en rekabetçi 10. il olan Erzurum'un, bir önceki yıla göre Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli Alt Endeksi'nde gösterdiği performans, ilin genel endeks sıralamasında 25. sıraya yükselmesinde etkili oldu.
Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli Alt Endeksi'nde yıllar itibariyle ilerleme kaydeden Mersin, Mardin ve Şanlıurfa'nın yanı sıra Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi ve Ticaret Becerisi Üretim Potansiyeli bakımından ilerleme kaydeden Tunceli'de genel endekste sırası yükselen iller arasında yer aldı.
Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli ve Erişilebilirlik Alt Endekslerinde yükselme kaydeden Zonguldak ve Bartın yıllar itibariyle sırası yükselen diğer iller iken, Çankırı, Sakarya, Siirt, Sinop, Sivas, Uşak ve Yalova, son 3 yılda rekabet gücünü düzenli olarak kaybeden iller oldu.
-''İSTANBUL GİBİ BAŞKA METROPOL ALANLARI OLUŞTURULMASI'' ÖNERİSİ...-
URAK Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, konuşmasında, küresel kriz sürecinde Türkiye'nin rekabet gücü olan sektörlerde de krizin etkisini hafif hissedildiğini dile getirirken, otomotiv ve müteahhitlik sektörlerini örnek göstererek, bu başarıda şirketlerin rekabetçiliği kadar illerin rekabetçiliğinin de önemli olduğunu söyledi.
Yerel ve merkezi otoritelerin ve karar vericilerin işbirliği içinde oluşturduğu stratejik planların o şehri ve bölgeyi rekabette yukarıya taşıdığını anlatan Koç, GAP projesinin tamamlanmasıyla 2012 sonunda sulu tarıma açılacak yeni alanlara bölgede 1,5 milyona yakın işgücüne ihtiyaç duyulacağını kaydetti. Koç, doğacak istihdam talebiyle Şanlıurfa başta olmak üzere tüm bölgede geriye göç yaşanmasının beklendiğini ve Şanlıurfa'nın bu talebi karşılayacak hazırlığa şimdiden başladığını belirtti.
Koç, 3 yıldır düzenli şekilde rekabet gücünü artıran şehirleri, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Isparta, Mersin, Mardin, Tunceli, Şanlıurfa, Zonguldak ve Bartın olarak sıralayarak, bu şehirlerin her birinde, bu sonucu meydana getiren atılımlar ve kararlı yaklaşım gözlendiğine işaret etti.
Şehrin büyüklüğüne orantılı olarak seçeceği az sayıda sektörde rekabet gücünü elde etmeye çalışmanın doğru bir strateji olarak benimsendiğine değinen Koç, orta büyüklükteki bir şehrin bir veya iki sektörde rekabet avantajı yakalamaya çalışması gerektiğini vurgulayarak, buna mobilya kümelenmesi yapılan Kayseri ile Antalya'yı örnek verdi.
Koç, endeks sonuçlarına göre, rekabet gücü açısından açık ara önde olan şehirlerin sürekli göç almasının ve nüfus artışının, yakın gelecekte bu illerin rekabet becerisini olumsuz etkileyeceğine dikkati çekerek, ''Buradaki kritik nokta, İstanbul'un Beşeri Sermaye ve Yaşam Kalitesi Alt Endeksi'nde geçmiş yıllara göre bir gelişim sağlayamamasıdır. İstanbul'da yaşam kalitesinin göreceli olarak düşük olmasının başlıca sebebi, göç yüzünden yaşanan nüfus artışıdır. Bu göçü durduracak çözümlerin bulunması gereklidir'' diye konuştu.
Gündeme gelen yeni bir projeye göre İstanbul'un iki kuzey ucuna yeni şehirler kurulmasının planlandığına değinen Koç, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Henüz tam netleşmemiş olan bu proje, eğer İstanbul'un güneyindeki nüfus yoğunluğunu kuzeye taşıma amacı güdüyorsa, son derece olumlu bir projedir, muhakkak gerçekleştirilmelidir. Ancak güneydeki nüfus sabit kalıp, kuzeye iki yeni şehir eklenmesi planlanıyorsa, yani 8-10 milyon kişilik ek nüfus artışı düşünülüyorsa, bu proje uygun bir çözüm olmayacaktır. Çünkü İstanbul'un artık nüfus artışını ve alacağı göç miktarını sınırlamamız gerekmektedir. Aksi takdirde, bu kadar insanın yaşayabileceği bir altyapının oluşturulması mümkün ve sağlıklı görülmemektedir.''
Ali Koç, ''Türkiye'de İstanbul gibi başka metropol alanları oluşturulması''nı çözüm önerisi olarak sundu. Koç, özellikle liman olanağı bulunan Mersin, Antalya, İzmir, Samsun gibi kıyı illerinde bu tip metropol alanların oluşumuna uygun yerler bulunduğunu söyledi.
Soruları yanıtlarken, İstanbul ve Marmara Bölgesi'nin Türkiye'nin lokomotif bölgesi olduğunu dile getiren Koç, Türkiye'nin atılım yapmasında ve hedeflerini gerçekleştirmesinde İstanbul'un, önemli rol oynayacağına işaret ederek, ''Her bölgenin hazmedebileceği belli kapasitesi var. İstanbul'un bu kapasiteye çok çabuk ve sağlıklı şekilde gelmediğini düşünüyoruz. İstanbul'un sosyal sorunları rekabet gücünü de etkileyebilecek'' dedi.