Bloomberght
Bloomberg HT Haberler TİSK: Türkiye, ithalat yapmadan üretim yapamaz hâle geldi

TİSK: Türkiye, ithalat yapmadan üretim yapamaz hâle geldi

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye'nin artık ithalat yapmadan üretim, dolayısıyla ihracat yapamaz hale geldiğini savundu

Giriş: 25 Mayıs 2011, Çarşamba 13:06
Güncelleme: 25 Mayıs 2011, Çarşamba 13:06

TİSK'in Mayıs ayına ilişkin ''Aylık Ekonomi Bülteni''nde ithalat ve ihracat sorunlarına dikkat çekti.

''Ara Malı İthalatının Yarattığı Sorunlar Ağırlaştı'' başlıklı Bültende, dış ticaret açığının izlenen kur-faiz politikası ve yapısal sorunlar nedeniyle genişlemeye devam ettiği, açığın yılın ilk 3 ayında yüzde 96,8'lik artışla 25 milyar dolara yaklaştığı ifade edildi.

Ülkenin ihracat artış hızında halen kriz öncesine dönemediği belirtilerek, ithalat bazında bakıldığında da ara malları ithalatının toplam ithalat içindeki payının yüzde 69,4, sermaye mallarının payının yüzde 16,2 ve tüketim mallarının payının da yüzde 13,7 olduğuna işaret edildi.

Bu durumun Türkiye'nin dış ticaret açığının sadece kurlarla oynanarak kapatılamayacağını ortaya koyduğu vurgulanarak, ''Çünkü ülkemiz artık ithalat yapmadan üretim, dolayısıyla ihracat yapamaz hale gelmiştir. Bu durum dış ticaret yapısının ötesinde ülke ekonomisinde yapısal sorunların ağırlaştığını ifade etmektedir'' denildi.

Dış ticaret açığının etkisiyle cari işlemler hesabının da mart ayında önemli oranda arttığı kaydedildi. Cari açığın ocak-mart döneminde yüzde 120,5 oranında artarak 22 milyar 118 milyon dolara ulaştığı belirtildi.

2011 yılının ilk çeyreğinde büyümenin yüzde 5-6, cari açığın GSYH'ye oranının yüzde 7,7 olacağının tahmin edildiği bildirildi ve bunun cari açığın risk olarak algılanması için konulan yüzde 5'lik sınırın yüzde 50 fazla olduğuna dikkat çekildi.

İşgücüne katılma oranı ve istihdamın arttığı, işsizlik ve kayıt dışı istihdam oranının azaldığı, ancak genç işsizliğinin ağırlığını koruduğu ifade edildi.

Bültende Merkez Bankasının, mart ayından bu yana kredi arzını kısmaya çalıştığına da değinildi ve bankaların karlarından fedakarlık etme yoluna giderek kredi arzını düşürmedikleri, ancak Merkez Bankasının politikasının etkisinin faiz oranlarının yükselmesiyle sonuçlanacağının düşünüldüğü belirtildi.