Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

(A.A) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara İş Adamları ve Sanayiciler Derneği'nin Turgut Özal Üniversitesinde düzenlediği ''İş Dünyası-Üniversite İşbirliğinin Türkiye Ekonomisine Katkıları'' konferansında yaptığı konuşmada, küresel finansal krize, bu krizin etkisinin azaltılmasına yönelik çözümlere ve bunların risklerine değindi.

Avrupa'daki tablonun hiç iç açıcı olmadığını, Amerika'nin ise şu anda hedeflerini belirlememiş olduğunu ifade eden Babacan, böylesine zor bir dönemde Birleşmiş Milletlerin ise kalkınmanın tüm boyutlarıyla ele alındığı bir 2050 çalışması başlattığını anımsattı.

Babacan, işsizlik ve yoksullukla mücadelenin en önemli konulardan biri olan çalışmaya ilişkin raporu 2012 yılının başında açıklanmasının planlandığını söyledi.

Babacan, 2023 hedeflerine değinerek, bu hedeflere ulaşmak için çok ciddi, köklü yapısal reformlara ihtiyaç bulunduğunu belirtti ve kamu maliyesinde bütçe disiplininden asla vazgeçilmemesi, para politikalarının mutlaka enflasyonla mücadeleye odaklanması ve fiyat istikrarını önceleyen para politikaları olması gerektiğini söyledi.

Yapısal reformların alanının çok geniş olduğunu belirten Babacan, siyasi ve ekonomik reformların her birinin kendi içinde büyük önemi ve ağırlığı bulunduğunu, Türkiye'de demokrasinin daha da ilerletilmesi, temel hak ve özgürlükler konusundaki uygulamaların evrensel standartlara ulaştırılması ve Türkiye'nin gerçek anlamda bir hukuk devleti olmasının olmazsa olmaz şart olduğunu vurguladı.

-''HERKES KENDİ GÜCÜYLE, ALNININ TERİYLE PARA KAZANSIN''-

Babacan, bir ülkede gerçek anlamda rekabetin çalışmasının, o ülkenin sosyal adaletine en çok hizmet eden faktör olduğunu belirtti ve rekabetin iyi işlediği bir ülkede haksız kazanç sağlama ve birdenbire zenginliğin kolay olmayacağını söyledi.

Rekabet Kurumunun otomotiv sektörü ve bankalara kestiği cezalara değinen Babacan, şunları kaydetti:

''Rekabet Kurumunun son dönemlerde yazdığı cezaları gördünüz. Mesela otomobil sektöründe ne olmuş. 2009'da krizde piyasa canlansın diye vergileri düşürdük. Tutmuşlar anlamışlar, fiyatları yükseltmişler. Vergi avantajının bir kısmını kendilerinde tutmuşlar. Bunu anlaşarak yaptıkları için de ciddi cezalar almak zorunda kaldılar. Bunlar Türkiye'nin en büyük firmaları. Geçen Türkiye'nin en büyük bankaları hepsi Rekabet Kurumuna ceza verdiler. Çünkü anlaşarak aralarında fiyat tespitine yönelik bazı bulgular ortaya çıktı. Bulgular sağlam olunca Rekabet Kurumumuz cezaları yazdı, geçti. Bunun daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Kurumun yaptırımlarının daha da ağırlaştırılması gerekiyor. Kimseye özel korumalı alan oluşmasın. Herkes kendi gücüyle, alnının teriyle para kazansın. Bunu sağladığınız zaman sosyal adalet ülkede gerçekleşiyor, gelir dağılımı da kendiliğinden daha düzgün bir şekilde oluyor.''