İzlanda, finansal krizin başlarında 85 milyar dolarlık borcunu geri ödeyememiş ve sonunda bankalarının temerrüde düştüğünü izlemek zorunda kalmıştı. 3 yıldan kısa sürede toparlanarak yeniden uluslararası piyasalara geri dönüş yapmayı başarmış olan İzlanda, "mutlu son" gibi görünen hikayesine rağmen, Yunanistan ve İrlanda'yı bu yolu izlememeleri uyarısında bulundu.

İzlanda Maliye Bakanı Steingrimur J. Sigfusson, Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İrlanda'yla İzlanda'nın senaryoları karşılaştılırken, dikkatli olması gerektiğini savundu.

Sigfusson, "İzlanda'nın bankaları kurtarmaya yetecek gücü yoktu. Bazı olayları ve senaryoları yeniden yazmaya çalışmak, felaket senaryosunu ihraç etmek çok sorumsuzca" dedi.

İzlanda'nın ekonomisini yeniden inşa etme sürecini, İrlanda'da uygulama tartışması birçok ekonomist tarafından yapılıyor. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman da bu görüşü tavsiye edenlerden biri.

Krugman, New York Times'ta 24 Kasım tarihli yazısında, hükümet tarafından 2008'den yana garanti altına alınmış olan İrlanda bankalarının, İzlanda'nın yolunu izleyerek daha başarılı olabileceğini savunmuştu.

Avrupalı liderlerin Yunanistan'ın ikinci kez kurtarılmaya çalışıldığı sırada, bu tavsiyenin tehlikeli olabileceğini savunan Sigfusson, "Bizimkisi önlenemediği için zorunlu bir seçenekti" dedi.

İzlanda, ulusal borçlarının hiçbirini geri ödeme vaadine uymadı ve bu sebeple bankaların borcunun hepsini kreditörler yüklenmek durumunda kaldı.