Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği (TSPAKB) Başkanı Attila Köksal, hedeflerinin, Türkiye'nin onda biri olan 7 milyon kişiyi hisse senedi yatırımcısı yapmak olduğunu söyledi.

Köksal, sermaye piyasasının özellikle son yıllarda Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), VOB, Takasbank, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve TSPAKB gibi katılımcılarıyla uyum içinde çalıştığını anlattı.

Türk sermaye piyasasının hızlı büyümesi için Türkiye'de gerekli ortamın oluşmaya başladığını anlatan Köksal, Türkiye'nin küresel finansal krizden büyük hasar almadan çıkmasının da özellikle yabancı yatırımcı açısından ilgi çektiğini söyledi. Köksal, ''Dolayısıyla sermaye piyasasının yeni bir hamle yapması için gerekli her tür ortam oluşmuş durumda'' dedi.

Bugün neredeyse 750 milyar dolara yaklaşan Türkiye ekonomisinin epey gerisinde kalmış bir sermaye piyasası bulunduğunu belirten Köksal, sermaye piyasasının 25 yıl öncesine göre çok ilerlemiş olmasına rağmen hala büyümek için potansiyele sahip olduğunu, önümüzdeki 10 yılın Türk sermaye piyasası açısından müthiş bir büyüme dönemi olacağını düşündüğünü dile getirdi.



-KÜSKÜN OLURSANIZ...-



Türkiye'de İMKB'nin 25 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu anımsatan Köksal, bu sürenin sermaye piyasası kültürün oluşması için kısa bir zaman olduğunu anlattı.

Önceki yıllarda yaşanan bazı sorunlar nedeniyle küskün yatırımcılar bulunduğunu belirten Köksal, şu görüşleri paylaştı:

''Biz aracı kuruluşlar olarak özellikle ilk 10 yılda maalesef müşterilerimizi doğru yönlendiremedik. Onları daha çok alım satıma teşvik ettik. Bunu da kötü niyetle değil, aslında bu işin ruhunu tam anlayamamış olduğumuz için yaptık. Yoksa müşterisinin zarar etmesini kim ister? Yatırımcıları uzun vadeli yatırıma yönlendiremedik. Türkiye'de daha çok alım satım odaklı yatırımcı kitlesi oluştu. Tabii bu piyasalarda çok alım satım yaparsanız kar etmeniz mümkün değil. İMKB'nin 25 yıllık dönemde dolar bazında getirisi ortalama yüzde 12 civarında. Uzun vadeli trend ise yukarı yönlü. Çünkü Türkiye ekonomisi büyüyor, gelişiyor. Bir ekonomi geliştiğinde onun altındaki şirketler de onunla beraber büyüyorlar. Dolayısıyla biz Türkiye ekonomisinin büyümeye devam edeceği görüyoruz. Küskün yatırımcı var mı, var. Ama küskün olmak birşey ifade etmiyor. Küskün olursanız, sermaye piyasasına girmezseniz, buranın faydalarından yararlanamazsınız. Bizim bu piyasayı yatırımcıya doğru anlatmamız gerekiyor.''

İMKB'nin dünyanın en çok kazandıran borsalarından biri olduğunu hatırlatan Köksal, orta ve uzun vadede bunun süreceğini belirterek, ''O yüzden biz küskün yatırımcılara gelin, küsersiniz yazık, kazanamazsınız diyoruz'' dedi.



-YABANCILAR TÜRKİYE KONUSUNDA POZİTİF-



İMKB'de yabancıların yüzde 60'ın üzerinde pay sahibi olduğunu anımsatan Köksal, ''Bu yabancılar, bu işi iyi bilen kişiler, neden Borsa'nın yüzde 60-70'ine sahipler? Onlar yararlanıyor, bizim halkımız yararlanamıyor'' görüşünü ifade etti.

Yerli yatırımcının kısa vadeli, yabancıların ise uzun vadeli yatırım yaptığını, yabancı yatırımcıların bu işi daha detaylı ve analizlere dayanarak yaptığını, Türkiye'de 1 milyon açık hesap olduğunu ancak, bu rakamın gerçeği yansıtmadığını belirten Köksal, ''Anlamlı büyüklükte hissesi olan 200-300 bin kişi ya vardır ya da yoktur. 74 milyonluk Türkiye'de 200-300 bin yatırımcı olması kabul edilebilir bir durum değildir. Böyle bir ekonominin çok daha fazla yatırımcıya ihtiyacı vardır. Hedefimiz Türkiye'de 7 milyon kişiyi hisse senedi yatırımcısı yapmak'' dedi.



-ŞİKE SORUŞTURMASI...-



Attila Köksal, Borsa'daki manipülasyona ilişkin olarak ise bu tür işlemlerin aracı kurumlar üzerinden gerçekleştirildiğini belirterek, manipülasyonu önlemenin yolunun manipülatörleri sistemin dışına atmak, müşteriyi tanımak olduğunu söyledi.

Bazı aracı kurumların Müşteri Tanıma Kuralı'nın gereklerini tam olarak sağlamadan işlem yaptıklarını anlatan Köksal, şöyle devam etti:

''Aracı kurum müşterisini tanımazsa, bilmezse o müşterinin işlemlerinden şüphelenip onun üzerine gitmezse bu manipülasyon olayları oluyor. Burada aracı kurumlara çok büyük bir görev düşüyor. Müşterinizi tanıyın, kiminle iş yapıyorsunuz, bu adamlar ne tür işler yapıyor? Bunların yaptığı işlemlerde herhangi bir yanlışlık, anormallik görüyorsanız bize, SPK'ya veya İMKB'ye bildirin diye biz aracı kuruluşlarla görüşmeler içindeyiz. Çünkü manipülatörleri biz kendi içimize sokmazsak, onlara bu ortamı hazırlamazsak, onlar bu işleri nerede yapacaklar, bu hisseleri kime satacaklar? Manipülasyon aslında küçük fakat piyasaya çok büyük negatif etkisi olan bir olay. O yüzden biz de aracı kuruluşlara diyoruz ki; bu tür işlem yapanları içimize almayalım. Bunları atarsak o zaman küskün yatırımcı dediğimiz yatırımcı kitlesinin de, buraya güven duymayan borsada bir kumar oynandığını zanneden, buranın bir vur kaç yeri olduğunu düşünen yatırımcının güveni artmaya başlayacak. Yabancı yatırımcıların bu tür şeyler umurunda değil. Bir gün bile bize manipülasyonla ilgili soru sormadı. Çünkü yabancı yatırımcı İMKB-30 İMKB-100'e yatırım yapıyor. Orada zaten kimse manipülasyon yapmıyor.''

Futboldaki şike olayıyla borsadaki manipülasyonu birbirine benzettiğini dile getiren Köksal, ''Bizim borsamızda manipülasyon yapılıyor, biz yapılmıyor diyemeyiz. Türk futbolunda da şike yapılıyor, buna da kimse Türk futbolunda şike yok diyemez. Bunu kabul edeceğiz'' dedi.

Köksal, ''7 milyon yatırımcı olması gereken bir Türkiye'de 200-300 bin yatırımcı varsa ve bu çok ağırlıklı olarak manipülatörler yüzündense bizim bu kişileri atmamız lazım'' dedi.

Attila Köksal, TSPAKB üyesi aracı kurumların manipülatörlerle işlem yaptığını tespit ettiği elemanları da sektör dışına atma kararı aldığını, manipülasyona aracılık yapmayacaklarını söyledi.

Köksal, futbolda şike soruşturması nedeniyle hisselerinde büyük düşüşler görülen kulüp hisselerine ilişkin olarak ise ''Bu hisselerin sıralarının kapatılmasını gerektirecek bir neden olmadığını İMKB'den öğrendik. Dolayısıyla o değerlendirmeyi takdir etmek lazım'' dedi.



-''ARACI KURUMLAR 1 MİLYON DOLARA EL DEĞİŞTİRİYOR''-



Yabancı yatırımcı işlemlerinin büyük aracı kurumlar tarafından gerçekleştirildiğini, diğer aracı kurumların yerli yatırımcıya yönelik çalışma yapması gerektiğini anlatan Köksal, manipülasyon gibi olayların yerli yatırımcıyı kaçırdığını ifade etti.

Bugün aracı kuruluşların 1 milyon dolara el değiştirdiğini, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını dile getiren Köksal, ''Yerli piyasayı büyütebilirsek aracı kurumların değerini artıracağız. Bugün Türkiye'de bir aracı kurumun 3-5 milyon dolar etmemesi için hiçbir neden yok. Aracı kurumlar neredeyse bir yatırım bankası statüsünde çalışıyor. Yerli yatırımcının artmasıyla birlikte bu şirketlerin değerleri katlanarak gidecektir, bundan da eminim'' dedi.