Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Dünya Bankası Grubuna bağlı Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasının (IBRD) 2008-2011 mali dönemini kapsayan bir önceki ülke ortaklık stratejisi (CPS) kapsamında 7,6 milyar ABD Doları düzeyinde bir finansman sağladığı bildirildi.

Grubun diğer kurumu Uluslararası Finans Kurumunun (IFC), toplam 45 proje için 2 milyar ABD Doları düzeyinde bir finansman sağlarken, başka finansal kuruluşlar yoluyla 1,7 milyar dolar düzeyindeki bir finansmanı da harekete geçirdi. Bir diğer Dünya Bankası kuruluşu Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) ise şu anda 6 adet aktif projeye, 951 milyon dolarlık brüt toplam yükümlülüğe veya 378 milyon dolarlık net reasüransa sahip durumda.

Dünya Bankasından yapılan yazılı açıklamada, Dünya Bankası Grubu Başkanı Robert Zoellick'in Türkiye'de bulunduğu süre içinde yaptığı temaslara ve Türk ekonomisiyle ilgili beyanlarına yer verildi.

Banka faaliyetlerine değinilen açıklamada, Dünya Bankası Grubu'nun üyelerine finansman, risk yönetim ürünleri, başka finansal hizmetler, analitik hizmetler, kapasitesi oluşturma hizmetleri ve teknik hizmetler sağlayan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından (IBRD), en yoksul ülkelere faizsiz krediler ve hibeler sağlayan Uluslararası Kalkınma Birliğinden (IDA), gelişmekte olan ülkelerde sermaye yatırımları yapan ve özel sektör işletmelerine krediler, garantiler ve danışmanlık hizmetleri sağlayan Uluslararası Finans Kurumundan (IFC) ve Banka Grubunun politik risk sigortası kuruluşu olan Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansından (MIGA) oluştuğu kaydedildi.

Dünya Bankası Grubu finansmanının kamu sektörü reformu, özel sektör geliştirme, sağlık, sosyal refah, eğitim, altyapı, afet yönetimi ve enerji gibi öncelikli alanlardaki politikaları, programları ve projeleri desteklediği anlatıldı.

Açıklamada, bu programlar ve projelerin hangi somut sonuçların ortaya konulmasına yardımcı olduğuna ilişkin ise şöyle denildi:

''Kamu mali yönetim ve kontrol, dış denetim ve devlet yardımları istemlerinin gözden geçirilmesi ve aynı zamanda sistemik operasyonlar reformlar yoluyla performansa dayalı bütçeleme gibi modern yönetim yöntemlerinin uygulamaya konulması.

2008-09 küresel krizi sırasında istihdamın korunması ve yaratılması. İşsizlik oranı kriz öncesi seviyelere inmiştir ve bugün yüzde 10 dolayındadır.

Türk özel sektörü için düzenleyici ortamı köklü bir şekilde modernize eden yani Ticaret Kanunun ve Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe konulması.

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) ve ihracatçıların orta vadeli finansmana erişimlerinin arttırılması - yaklaşık 1,9 milyar ABD Doları. KOBİ'lere ve ihracatçılara sağlanan yüzlerce kredi 9 binden fazla yeni istihdam yaratılmasına katıda bulunmuştur.

Türkiye'deki iş gücü piyasasının ve sosyal güvenliğin güçlendirilmesine yönelik reformların uygulanması.

Genel liseler ve meslek liseleri için yeni müfredatın web tabanlı bir mesleki rehberlik sisteminin geliştirilmesi ve yenilikçi bir okul hibe programının başlatılması.

Türkiye'nin sağlık sisteminde köklü reform ve iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi. Genel Sağlık Sigortası sisteminin (2006) ve kapsamlı sosyal güvenlik reformunun (2008) uygulamaya konulmasıyla birlikte, sağlık kapsamının nüfusun yüzde 68'sından yüzde 97'sine çıkması.

Çok daha fazla aile ve şirket için enerji arzını arttıran ve arz güvenliği sağlayan yatırımlar - temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi dahil olmak üzere. İletim şebekesindeki genişletme ve iyileştirmeler, tahmini 4,6 milyon yeni ailenin güvenilir elektrik arzına erişiminin sağlamıştır.''