Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Ankara'da konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hepimiz gerçekten büyük hüzün içindeyken, siyasi parti yöneticilerinin çıkıp aynı ezberleri tekrar etmeleri dünkü acı hadiseyi bir siyasi maksada çevirme gayretine girmeleri son derece vahimdir. CHP Genel Başkanı saldırıdan dolayı doğrudan Hükümeti sorumlu tutmak gibi bir kolaycılığın içine girmiştir. Dahası Hükümeti istifaya çağırarak, adeta terör örgütüne paye vermek, cesaretlendirmek ve yüreklendirmek gibi son derece yanlış bir yola girmiştir. 12 Eylül halk oylamasının sonuçları ortadayken, 12 Haziran seçimlerinin üzerinden henüz 4 ay geçmişken Hükümeti istifaya davet etmek, en hafif deyimle fırsatçılıktır'' dedi.

Tayyip Erdoğan BDP'yi de eleştirerek, şu ifadeleri kullandı: ''BDP özgür, demokratik, barış eksenli bir siyaset değil vesayet altında siyaset yürüttüğünü dün bir kez daha sergilemiştir. BDP'nin açıklaması samimiyetten uzak olduğu kadar ölmeye ve öldürmeye programlanmış canileri teşvik eder mahiyettedir. Buradan bir kez daha açık ve net söylüyorum: Gençlerin kanı, annelerin gözyaşı üzerinden siyaset yapanlar, gençlerin ölümü karşısında avuçlarını ovuşturanlar er ya da geç kaybedeceklerdir, kaybetmeye mahkumdurlar''.

''Terör örgütü intihar ediyor. Terör örgütü kendisi biterken, kendi militanlarını da dağa intihara gönderiyor" diyen Erdoğan, Kürt annelerinin de sesini yükseltmesini istedi ve şöyle konuştu:

"Artık Kürt vatandaşlarımın anneleri seslerini yükseltsin. Artık aydınlar, yazarlar sesini yükseltsin. Artık sivil toplum örgütleri bu kanlı piyasa karşısında sesini yükseltsin''.

Erdoğan, ''Medyanın, terörün bu hedeflerine hizmet etmemesi, bilerek ya da bilmeyerek propagandasını yapmaması hususunu birlikte değerlendirdik. Elbette bir müdahale arzusu içinde asla değiliz. Bunu, anti demokratik buluruz. Biz otokontrol yoluyla milli bir meselede medyanın da milli bir duruş sergilemesinin mücadeleye güç katacağına inanıyoruz. Nasıl ki biz terörle mücadele ederken demokrasi-güvenlik dengesini azami derecede gözetiyorsak, medyanın da halkın haber alma özgürlüğüyle terör propagandası arasındaki dengeyi gözetmesini bekliyoruz'' dedi.