Advertisement
HSBC İLE GELİŞMEKTE OLAN PİYASALAR ABONE OL

Ancak, TCMB’nin adımları sayesinde Türk Lirası’nın göreceli olarak daha sağlıklı bir eğilim kaydedeceğini düşünüyoruz.

Türk mali piyasaları düne TCMB’nin radikal faiz artırım kararı ile başladı. TCMB’nin attığı bu adımın, gecikmeli de olsa, isabetli bir karar olduğunu dün de belirtmiştik. Bu karar sonrasında piyasalar iyimser bir fiyatlama eğilimine girdi. USDTRY kuru 2.16’lı seviyelere kadar gerilerken BİST-100 endeksi %2.5 civarında artıda işlem gördü. Ancak, bu iyimser hava kısa soluklu oldu. İlk etapta kurumsal yatırımcıların ertelenmiş Döviz taleplerini hayata aktarmaları USDTRY kurunu 2.20’li rakamlara itti. Daha sonra ise gelişmekte olan ekonomilere ilişkin kaygılar devreye girdi ve Türk mali piyasaları öğleden sonra sert bir satış baskısına maruz kaldı.

Türkiye ile aynı klasmanda değerlendirilen Güney Afrika’nın faiz kararının ardından (50 baz puan faiz artırımına gitti) ivme kazanan bu hareket sonucunda USDTRY kuru 2.32’lere varan hızlı bir yükseliş kaydetti. Türk Lirası’ndaki bu hareketin hacimsiz işlemlerle olduğu ve yurtdışı kaynaklı fon hareketlerine bağlı olduğunu gözlemledik. Aşırı dalgalı bu eğilimin ivme kaybetmesi ile USDTRY kuru günü 2.25 seviyesinden tamamlasa da BİST-100 endeksi günlük bazda %2.3 gerileyerek son 18 ayın en düşük kapanışını gerçekleştirdi. Tahvil ve bono faizlerinde sabah saatlerinde yaşanan düşüşün bir kısmı geri verilirken CDS risk primlerinde de yukarı yönlü bir miktar düzeltme yaşandı.

Türk mali piyasaları son dönemde temel anlamda üç nedenden dolayı baskı altındaydı:
a) Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alımlarında azaltıma başlaması sonrasında gelişmekte olan ekonomiler (EM) üzerinde oluşan baskı;
b) Türkiye’de faizlerin düşük olduğuna yönelik inanışlar nedeniyle Türk Lirası’nın diğer gelişmekte olan ülke paraları karşısında zayıf kalması;
c) politik risk priminde yaşanan artış. Bu unsurlardan ikincisi dün itibariyle devreden çıktı. Ancak, diğer ikisi varlıklarını devam ettiriyor. Politik risk priminin seçimlere kadar varlığını koruması bekleniyor. Ancak, 17 Aralık sürecinin ilk günlerinde olduğu tarzda bir durum söz konusu değil ve her geçen gün de azalması bekleniyor. EM’ler üzerindeki baskı hususu ise yakın gelecekte en çok konuşulacak konulardan birisi olacağa benziyor. FED’in tahvil alımlarında azaltıma gidiyor olması nedeniyle zaten EM’lere yönelik algılamalar bozulmuştu. Arjantin’in para birimini devalüe etmesi sonrasında tüm EM paraları üzerinde baskı oluşmaya başladı. Büyük fonlardan gelen açıklamalar ile tablo daha da akut hale geldi. Bu süreçte gözlemlediğimiz en belirgin olgu, faizleri düşük olan EM paralarının daha fazla değer kaybına uğradığı şeklinde... Bu kapsamda TCMB’nin attığı son adım sayesinde TL’nin göreceli olarak daha hafif bir satış baskısına maruz kalabileceği kanaatindeyiz.

Dün Amerikan Merkez Bankası (FED) para politikası toplantısını gerçekleştirecek (Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısı). Karar bütünü ile piyasa beklentileri paralelindeydi. Uzun bir aradan sonra karar ilk kez oybirliği ile alındı. Karar ile birlikte yayımlanan metinde marjinal bir değişim olmasa da FED’in makro ekonomik tabloya ilişkin olumlu görüşünde bir adım daha cesaretlendiği izlenimini edindik. Bundan sonra atılacak adımların istihdam ve enflasyon verilerine paralel olacağı belirtilmesine karşın FED’in bundan sonraki her toplantıda 10 milyar dolarlık bir azaltıma giderek Eylül toplantısında alımları tamamıyle sonlandıracağını düşünüyoruz. FED’in kararı sonrasında küresel piyasalara hafif bir riskten kaçınma eğiliminin hakim olduğunu gözlemledik. Bu kapsamda Amerikan 10 yıllık tahvil faizi %2.7’nin de altına gerilerken hisse senedi endekslerinde düşüşler yaşandı. FED’in dikkatle izlediği PCE (kişisel tüketim harcamaları) enflasyonuna ilişkin bugün ve yarın açıklanacak olan veriler önemli olacaktır. FED cephesinden bu sene içerisinde gelecek haber ve atılacak adımların EM piyasaları açısından pek de olumlu olmayacağı açık bir şekilde görülüyor.

TCMB’nin döviz piyasasındaki zayıf seyri azaltmak adına likidite yönetimi araçları ile ortalama fonlama maliyetini kısa vadede %10’un üzerine getirebileceği kanaatindeyiz. TCMB’nin attığı adımların başarılı olup olmadığını test etmek adında USDTRY kuruna bakmaktan ziyade TL’nin diğer EM paralarına göre nasıl bir seyir izlediğini takip etmek daha doğru bir yöntem olacaktır. Bu kapsamda, TCMB’nin Salı gecesi attığı adımın işe yaradığını ve USDTRY kurunda 2.40’ların üzerine doğru oluşan beklentileri kırdığını söyleyebiliriz. Ancak, EM paralarının baskı altında olduğu bir dönemde “yüksek volatilite” ortamının korunacağını söyleyebiliriz. Başbakan Erdoğan’ın dün ekonomiye ilişkin olarak yaptığı açıklamalar bir miktar soru işaretlerine neden olsa da Erdoğan’ın yakın gelecekte ekonominin geneli için alınacak önlemler ve atılacak adımlara işaret ettiği kanaatindeyiz. Bu kapsamda, para politikasındaki sıkılaştırmanın neden olacağı etkileri minimize etmek adına maliye politikalarında seçici olmak kaydıyla genişleyici yönde bazı önlemlerin alınabileceğini öngörüyoruz. Atılan ve atılacak olan adımlar ve Türkiye’nin olumlu makro ekonomik temelleri sayesinde Türk mali piyasalarının bu süreci olabilecek minimum hasarla atlatabileceği kanaatindeyiz. Döviz piyasasında ise bir süre daha dalga boyunun yüksek olacağını düşünüyoruz.



Uyarı Notu:
----------------------------------------------------------------------------------
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir.

Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. HSBC bu dokümanda yer alan menkul kıymetler, finansal enstrümanlar veya benzeri bir yatırım enstrümanının kendi adına ve hesabına ticari amaçla alım/satımını yapabilir; son 36 ay içerisinde bu enstrümanları satın almayı taahhüt etmiş olabilir; veya yöneticiler ile çalışanlarla birlikte alış ya da satış yönünde bir pozisyon almış bulunabilir. Bu dokümanda yer alan menkul kıymetler veya finansal enstrümanların tamamı veya bir kısmının alış/satışından doğan komisyon veya masraflar HSBC tarafından veya onun adına görevli şahıslar tarafından alınabilir.

HSBC bu dokümanı, güvenilir olduğunu düşündüğü fakat bağımsız olarak doğrulanmamış kaynaklardan alınan bilgilere dayandırmaktadır.  İfade edilen fikirler ve tahminler istendiği anda bildirim yapılmaksızın değiştirilebilir. Sunulan göstergesel alım/satım bilgilerini, gerçekte HSBC'nin alım/satım yaptığı/yapabileceği alım/satım bilgileri olarak yorumlanmamalıdır. Sunulan tüm tablo ve grafikler halka açık kaynaklardan ya da kurumumuzca hazırlanmış tablolardan alınmıştır. Bu dokümanda yer alan rakamlar geçmiş performansla ya da modellenmiş geçmiş performansla ilişkili olabilir. Geçmiş performans gelecek performansın güvenilir bir göstergesi değildir.

Bu dokümanın tamamen veya kısmen çoğaltılması ya da içeriğinin HSBC'nin önceden izni olmaksızın ifşa edilmesi  kesinlikle yasaktır.

Bu doküman, dağıtımının hukuka ve ilgili mevzuata aykırı olan herhangi bir ülkedeki herhangi bir kişi veya kuruma dağıtılmak ya da bunlar tarafından kullanılmak amacıyla oluşturulmamıştır.Bu dokümanda atıfta bulunulan ürünler, yatırımlar ve işlemlerle ilgili bağımsız bir değerlendirmede bulunmak ya da araştırma yapmak tamamen kullanıcının sorumluluğunda olup, bu dokümandaki herhangi bir bilginin yatırım tavsiyesi teşkil ettiği düşünülmemelidir. HSBC size yasal, vergiyle ilgili ya da diğer uzman tavsiyeler sağlamaktan sorumlu değildir. HSBC ya da herhangi bir HSBC görevlisi, yöneticisi, çalışanı ya da acentesi işbu dokümanın tamamen ya da kısmen kullanılmasından doğan herhangi bir kayıp ya da zararla ilgili yükümlülük kabul etmez.