100 yıllık karmaşada en ideal pozisyon

Geçen hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan önümüzdeki dönemde herkesin çok ihtiyatlı hareket etmesi gerekeceğine işaret ederek şöyle dedi: "Hiçbir şey sürpriz olmamalı bu dönemde. 'Ya biz bu kadarını da beklemiyorduk' dememeli kimse, öyle bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem son yüzyılın hiçbir dönemi ile mukayese edilemeyecek karmaşıklıkta bir dönem." Hatta Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu'nun "Bazı dönemler var para kazanılır, bazı dönemler var para korunur. Önümüzdeki dönem hangisine daha yakın?" sorusuna Babacan "Mutlaka iyi hesap edilmiş risk almak ve ölçülü bir şekilde hareket etmek, önümüzdeki dönem için iyi bir politika olabilir. 'Nasıl olsa işler iyi gidecek' diye hareket etmek, olumsuz bir senaryo karşımıza çıkarsa kuruluşlarımızı sıkıştırabilir. Her an manevraya, farklı senaryolara hazır, bir yandan da ölçülü risk alan ve işine devam eden iyi bir sonuç alacaktır" karşılığını verdi. Babacan "Korkarım ki AB'de ciddi bir şok yaşanmadan köklü bir tedbir almakta Avrupalı liderler isteksiz davranacaklar" diye konuştu.
ÜÇ AYDIR KAZANÇ YOK: Bakan Babacan'ın Hürriyet'in düzenlediği toplantıdaki konuşması Türkiye'deki tasarruf sahiplerinin durumunu yansıtıyor. Yerleşiklerin ağustos, eylül ve ekim aylarında toplam finansal varlıklarında herhangi bir artış da yok, erime de. Yurtiçi yerleşiklerin finansal tasarrufları üç aydır 810 milyar lirada, değişmiyor. Temmuz sonundaki yüzde 10'luk artış da yerinde sayıyor. Üstelik yerliler savunmacı bir pozisyon almalarına karşı bu böyle. Ağırlıklı olarak TL mevduatları var. Bunun vadesi kısa. İkinci sırada döviz mevduatı geliyor. Tam da finansal dalgalanmalara karşı satın alınmış bir sigorta. Riskli hisse senedi pozisyonu ise oldukça düşük. Altın ve gayrimenkul de, en çok yatırım yapılanların başında geliyor. 100 yıllık büyük karmaşanın süreceği dikkate alınırsa yerlilerin bu pozisyonunu koruması belki en ideali. Ancak ideal olmakla birlikte para da pek kazandırmayacak. Çünkü devir para kazanma değil, parayı koruma devri. Bu da, başarı olacak.
ÜÇGENDE SIKIŞMAK: Bakanın konuşması Avrupa'nın durumunu net biçimde ortaya koyuyor. Yunanistan sorununu aşamadan İtalya, ardından İspanya ve Fransa sıraya girdi. İtalya'yla birlikte Fransa da tehlike hatına girdi. Hangi ülkenin 10 yıllık faizi yüzde 6'yı aşarsa endişe başlıyor. Faiz yüzde 7'yi geçtiğinde de, batak muamelesi görüyor. Tıpkı geçen hafta İtalya ve İspanya'da olduğu gibi. İtalya ve Yunanistan'nın teknokrat hükümetleri kuruldu. Şimdi sıra yapısal kararların alınmasında. Dün İspanya'da yapılan seçimin de iktidarı değiştireceği tahmin ediliyor. Hükümet değişiklikleri, teknokrat hükümetler ve seçimler derken küresel piyasalar en azından birkaç ay daha İtalya, İspanya ve Fransa üçgeninde sıkışıp kalacak gibi. Piyasaları esir alacak bu sorun, ne öyle kolay kolay çözülecek, ne de gözardı edilebilecek. Ancak yılbaşı da yaklaşıyor. Piyasalar yıl sonuna kadar düşmemenin yolunu arayacak. Dar alanda paslaşmalarla durumu yeni yıla kadar götürmeye çalışacaklar.
SONUÇ: "Avantajınız yoksa hücum edemezsiniz." Dan Heisman