2013 için yeni hikâye

Son dönemdeki en dikkat çekici ekonomik gelişme özelleştirmeler. Halk Bankası, köprü ve otoyollar, elektrik dağıtım özelleştirmeleri ardı ardına geldi. Dün buna bir yenisi daha eklendi ve 2012 yılında 12 milyar doları bulan özelleştirme tutarı ile rekora ulaşıldı. Yapılan hazırlıklara bakılırsa özelleştirmenin devam edeceği de beklenir. Ortam veya konjonktür şimdilik buna uygun.
KATKISI NE: Özelleştirmeden gelen gelirler bütçeye destek oluyor. Bu da nihai olarak kamu borcunun milli gelire oranını düşürüyor. Şu sırada dünyada yaşanmakta olan kamu borç stoku sorununu bu nedenle Türkiye yaşamıyor.
Ya da özelleştirmeden gelen gelirler sayesinde kamu zamlarından vazgeçiliyor. Bu da enflasyona destek oluyor.
O zaman kısa vadeli bakıldığında "ne kadar özelleştirme, o kadar piyasaları ve ekonomiyi güzelleştirme" sonucuna çıkıyor.
Eğer özelleştirmelerin devamı gelecekse 2013 yılında ekonominin ve piyasaların içinde yer aldığı atmosferi iyileştirecek bir gelişme daha yakalandı. Bütçeye yine destek var.
TIKANIKLIĞI AŞMA: Üstelik özelleştirmenin bizzat yapılış biçimi de, sermaye piyasalarının güçlü bir destekçisi olabilir. Eğer makul fiyatlardan halka açılma yapılırsa bu piyasaya büyük ve kaliteli şirketlerin gelmesi demektir. Bu tür arzlar hep kendi talebini de yaratır. Kaldı ki, hisse senedi piyasasında yabancılar hâkim. Bunlar da kurumsal yatırımcılar ve büyük, derin hisse senetlerini kapatmış durumdalar. Kamu hisseleri eğer halka arz edilirse buradaki tıkanıklık da aşılabilir.
% 25'E KAYITSIZ KALINAMAZ: Yine piyasaları destekleyecek ve yatırımın vadesini uzatacak, tasarruf artışını teşvik edecek bir gelişme Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) yeni yapısıyla devreye girmesi olacak. Yeni yıldan itibaren yıllık toplam brüt asgari ücret kadar yapılacak BES yatırımına devlet de yüzde 25 oranında katkı sağlayacak. Enflasyonun ve faizin tek haneli rakamlara indiği, hatta yüzde 5'ler civarında seyredeceği, döviz kurunun yerinde saydığı bir dönemde yüzde 25 peşin getiriye kimse kayıtsız kalamaz.
YETER Kİ İYİ YÖNETİLSİN: Tabii bu fonları yönetenlerin de, "Nasıl olsa devlet yüzde 25 veriyor" mantığıyla müşterilerini vasat getiriye mahkum etmemeleri gerekir. Ya da katkıyı yapan kamu kesimi Bireysel Emeklilik Sistemi'nin etkin çalışması, fonların rekabet ortamı içinde değerlendirilmesi, yönetim ücretlerinin makul düzeyde tutulması gibi önlemleri de almalı.
■ 2013 için başka hikâyeleri de aktarmak mümkün. 2012'de sadece ihracat ayağıyla sağlanan büyüme 2013 yılında yurtiçi talebin canlanması ile iki ayak üzerinde ve daha
hızlı yürüyecek.
■ Böyle bir konjonktürde ikinci not artırımı ihtimali de güçlenir ve belki gerçekleşir.
2013 için yeterince hikâye var.
SONUÇ: "Var olan her şey, ya kendisiyle veya başka bir şeyle vardır." Spinoza