JAPONYA İTİYOR, AMERİKA ÇEKİYOR

Bir süredir gelişmekte olan borsalar pek prim yapamıyor. ABD borsaları öncülüğünde genelde gelişmiş piyasalar ise yükseliyor. Hatta küresel krizden önceki tarihi yüksek değerlerini geçenler var, geçmek üzere olanlar var. Küresel piyasaları genelde iki endeksle izliyoruz. MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi 19 gelişmekte olan piyasanın ana yönünü veriyor. Bir de bu 19 borsanın yanına 24 gelişmiş borsanın ilave edilmesiyle MSCI Dünya Endeksi hesaplanıyor. Bu ikisinin seyri, biri diğerinin de içinde olduğundan çok da fazla farklı olamıyor. Borsalardaki harekete gelişmiş ve gelişen diye baktığımızda aradaki fark daha büyük veya keskin.
MAKAS KAPANIYOR: MSCI'nin 19 ülkelik Gelişen Piyasalar ve 24 ülkelik Gelişmiş Piyasalar endeksi birbirinin tersine hareket ediyor.
■ İçinde bulunduğumuz piyasa hareketini 4 Haziran 2012'den alırsak, 3 Ocak'a kadar iki endeks de birbirine paralel hareket etti, ikisi de yükseldi. Gelişen Piyasalar Endeksi 877.4'den
1.083.4 puana yükseldi ve yüzde 23.4 arttı. Buna karşılık Gelişmiş Piyasalar Endeksi de 1.151.2'den 1.364.4'e yükseldi ve yüzde 18.5 prim yaptı. Kriz sırasında gelişmekte olan ülkelerin daha yüksek prim yapmasına alışmıştık.
■ Ancak 3 Ocak tan 15 Mart'a kadar olan son dönemde Gelişen Piyasalar Endeksi 1.041.4'e indi ve yüzde 3.9 düştü. Gelişmiş Piyasalar Endeksi ise çıkışını aynen sürdürdü ve 1.444.5'e geldi. 3 Ocak sonrası yaptığı prim ise yüzde 10.6. Bir tarafta yüzde 3.9'luk düşüş, diğer yanda yüzde 10.6'lık çıkış. Borsaların birlikteliği bitti, yollar ayrıldı sanki.
ÇEKİM MERKEZİ ABD: Bunun görünürdeki en büyük nedeni ABD ekonomisindeki iyileşme. Geçen yıl yüzde 2.2 ye varan büyümenin ardından bu yıl yüzde 2 nin altına düşüleceği tahmin ediliyordu. Ancak hem istihdam hem de emlak verileri beklentilerin ötesinde iyi çıktı ve bu yılki büyüme tahminini yeniden yüzde 2'nin üzerine taşıdı. Bu canlanma, FED'in parasal genişlemeyi erken sonlandırmayı tartışmaya başlamasıyla birleşince dünyanın en büyük ekonomisi olarak ABD yeniden çekim merkezine dönüştü. Dolar güçlendi. Daha riskli varlıklara geçişten dolayı en risksiz yatırım aracı olan Hazine kâğıtlarının faizi yükseldi. Yüzde 1.5'in altına inen 10 yıllık tahvil faizleri yeniden yüzde 2'nin üzerine çıktı. ABD'de yatırım yapılan alanlar içinde ise reel ekonomi, gayrimenkul ve hisse senedi öne çıkıyor. Bu nedenle de ABD borsaları 5 yıl sonra rekor düzeylerini yakaladı ve bazıları da geçmek üzere.
PARAYI KOVAN JAPONYA: Paranın yeniden ABD'de üstlenmeye başlaması başka bir olayla daha çakıştı. O da Japonya'nın yüzde 2 enflasyon yaratma ve Japon Yeni'nin değerini düşürmeyi benimsemesi. Yeni hükümetle birlikte Yen'in değeri 73'ten 95'e geriledi. Daha da değer yitirmesi bekleniyor. Borsası da yüzde 30 prim yaptı. Merkez Bankası yönetimi değişti ve enflasyonu yüzde 2'ye çıkarma hedefi benimsendi. 10 yıllık Japon Hazine kâğıdını yüzde 1'in altında faizle alanlar çok. Üstelik Yen değer kaybediyor. Parası değer kaybeden ve kaybettirilmeye çalışılan bir ülkeye yabancı para gelmek istemez. Var olan da bir an önce çıkmak ister. Hem faiz yükselişinden hem de yerel para biriminin değer kaybından dolayı çift yönlü zarar etmesin diye.
GELİŞEN PİYASALARDA SATIŞ: Japonya'da bu olurken çıkan para Batı'ya, ABD ye doğru yollanıyor. Bu durumu doğrulamayan tek unsur, Japonya da faizlerin artmaması. 10 yıllık faiz yüzde 0.62 ile 2003 ten bu yana en düşük düzeyine indi. Ekonominin canlanması için faizlerin artmaması lazım. Ama bu durumda yabancının sattığı kâğıtları da birilerinin alması lazım. Yerli alıcı, ya Japon Merkez Bankası veya yerli bankalar ki, faizler yükselmiyor.
Ama Japonya dan başlayan bu sermaye göçüne yol boyunca bazı gelişmekte olan ülkelerden eklenmeler oluyor. Çünkü gelişmekte olan borsaların performansı düşük, hatta eksi.
OYNAKLIK KAZANCI: Japonya'da hareket daha devam edebilir. Son senelerde gelişmekte olan piyasalardan yıl içinde belli bir sermaye çıkışı yaşanıyor. Fiyatlar daha aşağı gelince, sermaye yeniden bu ülkelere yöneliyor. Uluslararası yatırımcılar yarattıkları bu dalgalanmadan para kazanıyor. Geçmiş yılların gerekçesi Avrupa kriziydi. Bu yıl da, nedeni aynı veya farklı olsa, hareket yine kendini tekrarlayabilir.
SONUÇ: "Aklı olanlara bir işaret yeter." Mevlânâ