Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Görüş İniş ne kadar sert olacak?

İniş ne kadar sert olacak?

Giriş: 13 Şubat 2014, Perşembe 09:30
Güncelleme: 13 Şubat 2014, Perşembe 09:30

Ekonomide yaşadığımız en son iniş 2012 yılına ait. Yüzde 8.8’den yüzde 2.2’ye inen büyüme “yumuşak iniş” diye tanımlanmıştı. Çünkü kontrollü bir inişti ve sonucu da krize veya uzun süre durgunluğa çıkmadı. Devamında gelen canlanmada yüksek oranlı büyüme rakamlarına ulaşılmasını Mayıs 2013’teki FED açıklaması ve sermaye hareketlerinin durması ile Gezi olayları engelledi. Aralık ayı yüksek çıkan sanayi üretimi rakamlarının ardından yılı yüzde 4’lük büyümeyle tamamladığımız anlaşılıyor. Yeni tartışma ise büyümedeki inişin sert mi yoksa yumuşak mı olacağı yönünde.

Mayıs 2013’ten gelen negatif dış konjonktürün üzerine 17 Aralık şoku bindi. Önce kur şoku yaşadık, ardından faiz şoku ile kuru durdurduk. Siyasetteki ve finansal piyasalardaki bütün bu kargaşanın sokaktaki insan üzerinde belli bir etkisi oldu. Üreticilerin, tüketicilerin, risk alanların ve yatırım yapanların kararı negatif etkilendi. Bitişikte bunun alışveriş ve eğlence sektörü üzerindeki etkisine yönelik bir haber yer alıyor. Yukarıda da TÜİK, Merkez Bankası ve özel sektör kuruluşlarının tüketici güveniyle ilgili yaptıkları anketler bulunuyor. Anketlerin Mayıs, Kasım, Aralık 2013 ve Ocak 2014 rakamlarını yan yana koyduk ve şu sonuçlara ulaştık.

■ Şimdiye kadar ortaya çıkan tablo inişin sert biçimde başladığını, ekonomide keskin sayılabilecek bir durulmaya işaret ediyor. Özellikle kredi kartı harcamalarını da dikkate alan CNBC-e anketindeki dramatik düşüş dikkat çekiyor.

■ Ancak şimdilik "Sert bir daralmaya işaret ediyor" diyoruz. Çünkü dış konjonktürün yanı sıra içeride ardı ardına gelen şokların nasıl yönetileceği ve nereye doğru evrileceği de belirleyici olacak. Eğer ekonomi yönetimi ve Başbakan Erdoğan daha az hata ile yola devam eder ve ekonominin gerekleri seçim süreci demeden yapılırsa sert iniş yavaşlatılabilir.

■ Mesela hızlı kur artışı faizlerle önlendi. Kurda volatilite giderek azalıyor. Şayet kur istikrarı korunabilirse belli bir süre sonra azalan tüketici güveni yeniden geri gelmeye başlayabilir.

■ Bu süreçte siyasi gelişmelerin yaşanması ve geride kalmasının etkisini görebiliriz. Elbette 30 Mart'ta sandıktan ne çıkacağı, sonrasında siyasi gelişmeler ve Cumhurbaşkanlığı'nın ne olacağı belirleyici olacak.

■ Bütün bu sürecin en önemli aktörü olarak bizzat Başbakan Erdoğan'ın tutumu ve açılımları, ekonomi ve piyasalar için tam bir çıpa rolünü oynayabilir. Doğru adımlar ve pozitif tutum iyileşmenin devamını getirir. Tersi durumda ise piyasalar ve ekonomi tutundukları dalla birlikte akıntıya kapılıp gidecek. Ülkenin yönetimi ekonomi ve piyasalar için de belirleyici.

■ İç etkenler yanında dış koşullar ve özellikle sermaye hareketleri lehimize gelişirse ancak o durumda ekonomide sert iniş yerini yumuşak inişe bırakabilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ekonomi harekete geçebilir, tüketimin ve üretimin önü açılabilir.

Ama her durumda bir iniş var.

SONUÇ: "Ağaç doğrulmadan gölgesi nasıl doğrulabilir?" İmam Gazali