Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Görüş Vatandaş tasarruf etmiyor parasını yiyor

Vatandaş tasarruf etmiyor parasını yiyor

Giriş: 21 Mart 2011, Pazartesi 07:41
Güncelleme: 21 Mart 2011, Pazartesi 07:41

Vatandaş çeyrek asırdır siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ortamından kendini korumayı öğrendi. Finansal varlıklarını değerlendirmede tecrübesi oluştu.

■ Her döviz kuru yükselişinde döviz satması ve düşüşünde döviz alması bu becerinin sonucu.

■ Altın fiyatlarının rekora yükselmesiyle altın alımını kesmesi,

hatta satışa geçmesi de, bu konuda ustalaştığının bir başka göstergesi.

■ Yıllardır bankalardan yüksek faiz alma becerisi gösteren, pazarlık yapan ve vadeyi kısa tutan da onlar. Bu kadar bankanın battığı bir sistemde hiç zarar görmediler.

■ Tüketici olarak kredi kullandıklarında piyasa faizi ne kadar artarsa artsın, bu kredilerin faizi artırılamıyor. Sabit faizli kredi kullanmak önemli bir ayrıcalık.

KREDİ FAİZİ DİPTE: Bütün bu becerileri

kazanan vatandaş, faizlerin en düşük düzeylere indiği ve bankaların kredi kullandırmaya iştahlı olduğu bir ortamı kaçırmadı. Faizleri dipte yakaladı. Kredisini kullandı. Malını, emlağını, otomobilini aldı. Önümüzdeki dönem sabit ve en düşük faizler üzerinden taksitlerini ödeyecek.

Dünyada ise enflasyon artıyor. Gelişmekte olan ülkeler faiz artırımlarını sıklaştırdı. Avrupa da buna katılmaya hazırlanıyor. Türkiye ise faiz artırımında geç kalmakla eleştiriliyor. Şunun şurasında bir veya iki ay, ya dayanırız ya da dayanamayız, sonrasında faiz artırmak durumunda kalabiliriz.

MAL FİYATLARI DİPTE: Düşük kredi faizini yakalayanlar, aynı zamanda en düşük fiyat artışlarını da yakaladı.

Kamu zamları seçim öncesinde yapılmıyor. Enflasyon son 42 yılın en düşüğünde. Baz etkisi geride kalıyor, dünyada da fiyatların artması bekleniyor. TL yüzde 10 değer kaybetti. Enerji fiyatları artıyor. Malı ve krediyi en düşük fiyattan alma fırsatını vatandaş kaçırmadı.

PETROLDE YÜKSEK UÇUŞ: Hafta sonu Libya'ya müdahale enerji fiyatlarını daha da yükseltecek gibi. Petrol fiyatlarının grafiği aşağıda yer alıyor. Son dönem çıkışı yüzde 250'ye varmış.

Ancak bu yükselişin üzerine Japonya'daki nükleer santral krizi geldi. Nükleer santralların hız kesmesi ve devre dışı kalması, dünyada enerji fiyatlarına yukarı yönlü baskı yapacak gibi.

Enerji fiyatlarına ikinci baskı da, Libya'ya Batı'nın yaptığı hafta sonu hava saldırısı ile gelecek. Hava harekâtı sonuç vermezse kara harekâtı başlayacak. Ardından yeniden yapılanmaya gidilecek. Yani karşımıza daha küçük ölçekli Irak benzeri olay bile çıkabilir. Çıkmasa bile, olaylar Libya ile sınırlı kalmayabilir. Batı, Kuzey Afrika ile Ortadoğu'da yeniden yapılandırmaya gidiyor sanki. İstikrarı, yeniden yapılandırmaya tercih ediyor, demek. İstikrarsızlık da, petrol ve enerji arzı konusunda belirsizliği ve fiyat artışlarını beraberinde getirebilir. Bu durumda petrol fiyatları yükseldiği düzeylerde kalıcı olabilir veya daha da yükselebilir.

Dış dünyadaki petrol ve enerji fiyatlarındaki bu artış da, içeride enflasyona elbette yansıyacak.

PARANIN GETİRİŞİ DİPTE: Ancak bu tablonun bir de öteki yüzü var. Yatırım araçları içinde pozitif getiri bu dönemde kalmadı.

■ Mevduat faizleri ocakta yüzde 7.05'e kadar geriledi. Bu faizden yüzde 15 stopaj vergisi kesildiğinde geriye yüzde 5.9 net getiri kalıyor. Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 5.9. Yani ortada reel bir getiri kalmamış. Kaldı ki, Merkez Bankası enflasyon tahminini yükseltmeye hazırlanıyor. Yani mevduatta bırakın getiriyi negatif getiri söz konusu.

■ Yatırım fonlarında da negatif getiri var.

■ Son faiz artışına kadar Hazine kâğıtlarının reel getirisi negatifti.

■ Hisse senetlerinde ise son aylarda ciddi kayıplar yaşanıyor.

PARADAN PARA YOK: Yani finansal piyasalarda belki enflasyonun da tek haneli rakamlara inmesinden dolayı paradan para artık kazanılamıyor. Ya da çok zor kazanılıyor ve bunu herkes beceremiyor. Büyük kitlelerin yöneldiği ortalama ve yaygın yatırım araçlarının bu dönemde reel getirileri yok.

Buna karşılık tüketimin de en uygun zamanı. Vatandaş da, tasarruf edeceğine tüketime yöneliyor. Her ay izlediğimiz yerleşiklerin finansal portföyü, yeni yılla birlikte yerinde sayıyor. Artık büyümüyor. Bu portföy geçen yıl yüzde 16 artmış ve enflasyonun 10 puan da üzerine çıkmıştı. Bu yılın iki ayında ise yerlilerin portföyü sadece yüzde 0.7 artabilmiş. TL varlıklarındaki artış yüzde 1.6 ile düşük seviyede kalmış. Portföy rakamları tasarruf eğiliminin zayıfladığını, tüketim ve ithalat rakamları ise vatandaşın parasını güzelce yediğini söylüyor bize.

SONUÇ: "Para insanın cebindeki yelkendir." Japon atasözü