Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Görüş Önce Akhisar'dan Türkiye'ye şimdi de dünyaya açılıyor

Önce Akhisar'dan Türkiye'ye şimdi de dünyaya açılıyor

Giriş: 27 Ağustos 2011, Cumartesi 11:17
Güncelleme: 27 Ağustos 2011, Cumartesi 11:17

Akhisar ilçesi de İzmir yolu üzerinde olmasının etkisiyle bir köfte merkezi haline gelmiş. Akhisar köftecilerinin başında Ramiz Köftecisi geliyor. Ramiz Köftecisi, Balkan göçmeni Ramiz ve Rasim kardeşler tarafından 1928’de kuruldu ve geliştirildi. Uzun yıllar sadece Akhisar’da hizmet verdikten sonra 2000’li yıllarda yurda yayılmaya başladı. Türkiye’de şu anda 23 ilde 102 noktada faaliyet gösteriyor. Bu anlamda Akhisar’dan çıkıp ulusal bir marka haline geldi. Ramiz Köftecisi’nin Franchise Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Taşkınlar, şubeleşmeye devam edeceklerini, yurtdışında da faaliyet göstereceklerini belirterek şunları söyledi:

“Önümüzdeki yıl Bakü, Berlin ve Liyon şehirlerinde olacağız. Partnerlerimizle görüşmelerde son aşamaya doğru geliyoruz. Buralar aynı zamanda üretim merkezlerimiz olacak. Diğer ülke ve şehirlere buralardan yayılacağız. Körfez ülkeleri ve Balkan ülkelerinde çalışmalarımız sürüyor. Babamız bu müesseseyi kurdu ve 42 yılda geliştirdi, 1970’te vefat etti. Gelecek yıl, biz dört kardeş olarak işi devralmamızın üzerinden 42 yıl geçmiş olacak. Biz de bu müesseseyi Türkiye çapına çıkarttıktan sonra yurtdışına açıyoruz. Arkamızda uzunca bir geçmiş, verimli Akhisar ovaları ve güçlü bir üretim altyapısı var. Bu gücü kullanarak Türkiye’den bir dünya markası çıkartacağız. Türkiye dönerde dünya markası çıkarma fırsatını maalesef iyi kullanamadı ve kaçırdı. Böyle bir marka fırsatını biz köftede de görüyoruz. Bu konuda da Ramiz Köftecisi olarak bizim avantajımız var. Çünkü ürünlerimizi dondurmadan, günlük olarak Akhisar’da üretip tüm tüketim noktalarına günlük olarak sevk ediyoruz. Bu elbette bir nakliye maliyeti yüklüyor bize. Ama etimizin lezzeti de oradan geliyor. Bir de üretimimiz tek merkezde, sadece Akhisar’da yapılıyor. Bu da 102 noktada standardı yakalamamızı sağlıyor.”

Manisa hem şehzadeler, hem köfteciler şehri

Manisa hem Egeli, hem gelir düzeyi yüksek, hem de tarımsal üretimi zengin. Ortaya buna paralel bir mutfak zenginliğinin çıkması lazım. Manisa Belediyesi’nin yayımladığı “Geleneksel Manisa Yemekleri” adlı kitap da bunu gösteriyor. Manisa mutfağının zenginliğini burada görüyorsunuz. Ancak bu durum ticari mutfağa pek yansımamış. Manisa’nın lokantaları Manisa kebabının işgali ve etkisi altına girmiş. Manisa kebabı bir şiş köfte. Aydın’da da rastladığımız katkısız et ve tuzla yapılan bir köfte. Köftelerin altına yağlanmış pide döşeniyor. Pide parçalarının üzerine yoğurt dökülürse bu yoğurlu Manisa kebabı oluyor. Manisa’da köfte hâkimiyeti göç yollarının üzerinde bulunmasının bir sonucu. Balkanlar’dan ve Mezopotamya’dan gelen göçler bu ilde köfteyi baştacı yapmış. Manisa kebabı 1900’lerin başında Halep’ten gelmiş. Sonra bu köfteyi yapan mekânlar kurulmuş. Kebapçı Ali 1927’de faaliyete geçmiş. Üçüncü kuşak olarak İbrahım Onaylı işin başında. Onaylı dedesinin 5 masa ile başladığı dükkânı 12 masaya çıkardıklarını ve biraz genişlettiklerini söyledi. İbrahim Onaylı “Burası ilk açıldığı yerinde. Mönü de aynı. Zaten tek yemeğimiz var” dedi. Gülcemel Manisa kebabını yapan en ünlü yerlerin başında geliyor.

Tarihi bir mekân. Cemal Yansiler 1957’de lokantayı açarken güler yüzünden dolayı arkadaşlarının “Gülcemal” olsun baskısına dayanamamış. Burada sade ve yoğutlu yapılan Manisa kebabı gerçekten mükemmel. Üstüne verilen damla sakızlı sütlaç da öyle. Başka hiçbir şey yok. Mekânın başında üçüncü kuşaktan torun Cemal Yansiler‘i bulduk. Üniversiteyi yeni bitirmiş. Turizmcilik okumuş. Acelesi yok ama Gülcemal’e yeni bir açılımı planlıyor. Manisaspor Kebap Salonu da 1957’de kurulmuş. Manisa kebabı üzerinde Gülcemal gibi iddialı. Kent içindeki eski mekânı. Yenisini İzmir-İstanbul yolu üzerinde kurmuş. Büyük, bahçeli, şarküteri ürünleri de satan bir restoran. İsmine bakarak hemen bir spor kulübünün yan faaliyeti gibi bakmamak gerek. Çünkü doğrudan bir ilişki yok. Sadece kurucusu Hüseyin Şengün uzun yıllar Manisaspor’da yöneticilik yapmış. Yoksa bir spor kulübünün uzun yıllar kaliteli bir restoranı işletmesi ve bunu büyütmesi rastlanan durum değil.