İstanbul'un çıkmazları

Ne hikmetse, ele aldığımız her konuya, müthiş başarılara imza atmış gibi yaklaşıyoruz. Benzer yaklaşım sergileyen son açıklama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tan geldi. İstanbul Mobilya Fuarı'nın açılışında konuşan Topbaş'ın açıklaması şöyle: "Kuzeyde yeni yapılan havaalanı yakınında 1.5 milyon metrekarelik alanda 'Fuar ve Kongre Kampusu' yapmak üzere bir çalışmamız var. Bu çalışmalarla İstanbul, dünyayla rekabet edebilen, ama bir numaralı olan, dünyada örneği olmayan hem fuarcılık hem kongre merkezi olacak."
Peki, mevcut tablo nedir? Fuar ve kongre dendiğinde ne derece yeterliyiz? 3. havalimanının etrafı fuar ve kongre gibi yapılaşmayla doldurulacaksa Atatürk Havalimanı ve yanı başındaki İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ne olacak? Kadir Topbaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı, İbrahim Çağlar'ın İstanbul Ticaret Odası'nı, Kemal Akar'ın İstanbul Sanayi Odası'nı, H. Ateş Ünal Erzen'in de Bakırköy Belediye Başkanlığı'nı temsilen yönetiminde yer aldığı İDTM'nin dünya standartlarına çıkarılarak geliştirilmesi konusunda bir şey yapılmayacak mı? Gelecekle ilgili ahkâm kesmek, fikir üretmek kolay, ama mevcut durumdaki eksiklikleri kim giderecek?
Defalarca yazdım; dünyanın karada yapılan en büyük yat fuarı İstanbul'da, raylı sisteme 1.5 km uzaklıkta olmasına rağmen demiryolu bağlantısı olmayan "Euroasia Rail Turkey" isimli fuar İDTM'de, gösteri ve tanıtım uçuşu yasak olan Airex isimli havacılık fuarı da Atatürk Havalimanı'nda yapılıyor. Bu tablodan utanıp adım atmak isteyen tek bir yetkili, sorumlu kimse yok mu?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve diğer yetkili isimler bu tablodan bir ders çıkaramıyor mu? Halbuki övünmeye gelince kimse mangalda kül bırakmıyor. "Böyle geliştik, şöyle birinci olduk, şu şekilde rekor kırdık" diye hikâyeleri sıralayan çok. Ben size bu konuda nasıl nal topladığımızı bir örnekle izah edeyim. Mayıs 2013'teki yazımdan aktarıyorum.
Cenevre'de Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği'nin (UITP) Dünya Kongresi'ni ve 35 bin metrekare alanda yapılan fuarını ziyaret etmiştim. 1885 yılında kurulan UITP'nin 92 ülkede kent içi ulaşımını temsil eden kurumsal 3 bin 400 üyesi var. Eğer 2017'deki UITP Fuar ve Kongresi, Türkiye'de yapılabilseydi, yaklaşık 11 bin kişiyi ülkemizde ağırlamış olacaktık. Ama ülkemizdeki kongre ve fuar altyapısı yetersiz olduğu için bu organizasyonu üstlenemedik.
Bu organizasyonu neden İstanbul'da yapamadık biliyor musunuz? Yaklaşık 11 bin kişinin katıldığı organizasyon için 1500 kişilik konferans salonu, aynı anda hizmet verecek 6 adet 200'er kişilik toplantı mekânı ve 35 bin metrekare de fuar alanı gerekiyormuş. İstenilen evsafta fuar ve kongre merkezi İstanbul'da olmayınca UITP'nin bu devasa organizasyonunu yapma fırsatını kaçırdık. Nasıl? Şimdi fuar, kongre ve ulaşım sorunlarındaki benzeri tablolar ortadayken yetkililerden daha dikkatli açıklamalar beklemek hakkımız değil mi?
Döviz ve faiz enstrümanı neden tutmuyor?
Salı gecesi Merkez Bankası olağanüstü Para Politikaları Kurulu toplantısında faiz oranlarında radikal artışa gitti. Bu toplantından önce kaleme aldığım dünkü yorumumda, "Bu ateşi Merkez'in söndürmesi zor" başlığı altında asıl meselenin siyasi atmosferin soğutulmasında, istikrarda ve istikbale bakışta olduğu notunu düştüm. Merkez'in kararlarına kısa vadeli bakmanın doğru olmadığını belirterek, döviz ve faiz enstrümanını birlikte kullanmasının da yerinde olduğunu söylemeliyim. Ancak bundan sonraki tüm sorumluluklar hükümette olacaktır. Bir yönüyle "Merkez Bankası üzerindeki yükü siyasi iktidara yönlendirdi" denebilir. Eğer bu siyasi hava giderek kötüleşirse, korkarım gelecek günler hiç de iyi olmayacaktır. Çünkü piyasaların bozulduğu yerden düzelmesi gerekir. Gerisi palyatif çözümler olarak tarihe geçer...