Çifte seçim yapmanın çifte kazancı nerede?

Üç etaplı seçim maratonunun ilkinin geride bırakılması piyasaların üzerindeki ağır yükü kısmen hafifletti. Salı gününden itibaren satın alınmakta olan bu durum dün de fiyatlanmaya devam etti. Finansal piyasalarda yılın en iyi değerlerine yaklaşıldı.
Piyasalardaki bu hava geçici. İyimser havanın kalıcı olabilmesi, içeride maratonun diğer iki ayağının da tamamlanmasına, bunun sonucunda siyasi istikrarın korunması ve siyasi tansiyonun düşürülmesine bağlı. Dış konjonktür ise kalıcı iyileşmesinin önünde bir engel. Çünkü küresel krizle ortalığa saçılan bol likiditenin geri toplanma dönemine geliyoruz. Bu durumdan en çok etkilenecek ülkelerden biri Türkiye. En azından bu etki, yüksek cari açığın kabul ve kolay finanse edilebilir düzeye gelinceye kadar sürecek gibi.
SİSLİ ZAMANI KISALTMA: Bu açıdan bakınca yerel seçimlerin asılmasıyla iş dünyasından yükselmekte olan genel seçimleri öne çekip cumhurbaşkanlığı ile birleştirme önerisi, gayet iyi bir formül gibi duruyor. Bunu bir ara Başbakan Tayyip Erdoğan da dile getirmiş, bu yıl üç seçimin yapılabileceğini söylemişti. Eğer öneri kabul edilir ve Haziran 2015 Genel Seçimi Ağustos 2014'e çekilirse ekonominin yaşayacağı belirsizlik süreci 10 ay kısalacak. Bu tıpkı sisli havada alınan yolun kısaltılması etkisini gösterecek.
YENİ HİKÂYE YAZILIR:Eylül ayı ile yeni iktidarın önüne de kesintisiz 4 yıllık icraatsüresi çıkacak. Bir daha 2018'e kadar herhangi bir seçim yok. Yeni iktidarla yeni icraat döneminde ekonomiye yeni bir hikâye yazmak da mümkün olabilir. Hikâyenin satış gücü de, oluşacak yeni yönetime ve yazılacak senaryoya göre değişecek ve ekonomi için yeni bir çıkış noktası yakalanabilecek. Seçimler normal zamanını bekler ise yeni hikâye işi de ister istemez bekleyecek. Mevcut ekonomi politikaları ile durum sürdürülmeye çalışılacak.
SANDIK CESARET VERDİ: Bu konuda sandıktan iktidarı ve Başbakan Erdoğan'ı cesaretlendirici bir sonuç çıktı. Yüzde 45'lik oy oranı siyasi istikrarı ve meclis aritmetiğinde çoğunluğu sağlayacak rahatlıkta bir oran. Aynı zamanda niyetlenmesi halinde Başbakan Erdoğan'a da cumhurbaşkanlığı yolunu açacak bir oy oranı. Yüzde 45 aynı zamanda meclisteki iki muhalefet partisinin oy toplamından biraz daha fazla.
Bu fazlalığın önemi ise şurada. Muhalefet partilerinin ortak bir aday üzerinde anlaşması halinde adayın alabileceği toplam oyu gösteriyor. Eğer birinci turda yüzde 50 oranı geçilemezse ikinci turda en fazla oyu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek. Seçim sonuçları da bu aritmetiğin Erdoğan lehine olduğunu gösterdi.
BÜYÜME HIZ KESİYOR: 2015 seçimlerinin öne çekilmesinde bir başka gerekçe de ekonomi olabilir. Dün açıklanan milli gelir verilerine göre ekonomi 2014'te yüzde 4 büyüdü. Herhalde seçimlerin kazanılmasında vatandaşın ekonomik durumu önemli bir rol oynuyor.
Ancak dün açıklanan ikinci bir veri ki, şubat ayı dış ticaret rakamları, büyümenin hız kesmekte olduğunu gösteriyor. Sürpriz bir gelişme değil, çünkü daha önceden açıklanan vergi rakamlarından ithalatın gerileyeceğinin işaretini almıştık.
İTHALAT % 6 DÜŞTÜ: Nitekim şubat ayında ihracat yüzde 6.2 artarken ithalat yüzde 5.9 azaldı. Dış ticaret açığı da yüzde 27 oranında geriledi. Zaten ekonomi yönetimi şubat ayından itibaren taksitlendirme olanaklarını kısıtlamıştı. Faiz oranları zıplamış ve döviz de artmıştı. Cari açığı düşürmeyi amaçlayan önlemlerin sonucu olarak büyümenin düşmesi bekleniyordu. Yaşanan gelişmelerin etkisinde yılın ilk ve ikinci çeyreğinde büyümenin yüzde 2 civarına ineceği tahmin ediliyor.
ÇIKAR ÇAKIŞMASI: Büyümenin düştüğü bir ortamı ve bu ortamda seçim yapmayı hiçbir siyasetçi sevmez. Bu açıdan siyasetçilerle ekonominin veya işdünyasının çıkarları çakışmış durumda. Ama karar verici olan siyasetçi. Cari açık sınırlaması nedeniyle daha düşük bir büyüme oranıyla mı genel seçimlere gidecek yoksa yüzde 4 büyümenin desteğini ve yerel seçim rüzgârını arkasına alarak mı? Tercih en başta seçimde liderliğini iyice pekiştiren Başbakan Erdoğan'ın.
SONUÇ: "Korku, korkulandan daha çok zarar verir."Marie Curie