Üretim liginde neredeyiz?

Küresel ekonomilerde bugünlerde tartışılan konu şu: “Neden sanayi üretiminde sorun var?” ABD ekonomisinin toparladığı, FED’in tam 7 sene sonunda faiz artırabildiği bir ortamda ne ABD’de ne de dünyanın başka bir yerinde sanayinin çarkları eskisi kadar kuvvetli dönmüyor. 2016’da ABD’de yüzde 2.5, Avrupa’da ise yüzde 1.7’lik bir büyüme beklenmesine rağmen her iki coğrafyada da sanayi üretimi ciddi bir ivmelenme içinde değil.
ÜRETİMDE LİDER ÇİN
ABD Kongresi’nin Mayıs 2015 tarihli hazırlamış olduğu bir raporda ilginç ayrıntılar var. ABD’nin toplam sanayi üretimi 2 trilyon dolar seviyesinde. Çin’in ise 2.7 trilyon dolar. Küresel sanayi üretimi sınırlamasında 3. sırada ise Japonya geliyor, 900 milyar dolar. Bu sıralamada 4. sıra 750 milyar dolar ile Almanya’nın, 5. sırada da 370 milyar dolar ile Kore geliyor. Bu sıraya göre küresel ölçekte sanayi üretiminin yüzde 23’ünü Çin, yüzde 17’sini ABD, yüzde 7’sini Japonya, yüzde 6’sını da Almanya üretiyor.
Ancak bu liste 1980’lerde bu şekilde değilmiş.
1980’lerde ABD’de yapılan sanayi üretimi dünyada toplam üretimin yüzde 30’unu oluşturuyormuş. Sanayi devrimini daha sonra tamamlayan Japonya’da ise 1991’deki sanayi üretimi, toplamın yüzde 20’sine denk geliyormuş. Yine aynı yıllarda yüzde 10 civarında bir sanayi üretimi olan Almanya, bugün yüzde 6 civarında bir paya sahip.
Gelin bir çarpıcı örnek daha vereyim. 2002’de Çin’deki sanayi üretimi küresel üretimin yüzde 8’i civarındayken, bugün yüzde 23’te. Görüldüğü gibi gelişmiş ekonomiler özellikle son 15 yıl içinde sanayi üretiminde meydanı başta Çin olmak üzere gelişmekte olan ülkelere bırakmışlar.
HANGİ ÜLKELERİN EKONOMİSİ ÜRETİME DAYANIYOR?
Bilindiği üzere Türkiye ekonomisinde imalat sanayiinin payı yüzde 16’lar seviyesinde. Bu oranın diğer ülkelerdeki karşılaştırılmasına baktığımızda, yüzde 30’la Çin birinci sırada. Sonraki ilk iki sırada yine Asya ülkeleri var, Kore yüzde 28, Endonezya yüzde 24. Avrupa’nın üretim üssü olarak bilinen Almanya’da imalat sanayiinin toplam GSMH içindeki payı ise yüzde 20. Dünyanın 1 numaralı ekonomisi olan ABD’de ise bu pay sadece yüzde 12.
Bütün bu rakamlar bize ne diyor?
- Son 15 yılda dünyada üretim tabiri caiz ise Doğu’dan Batı’ya göç etmiş.
- Bu göçün farklı sebepleri var. Ancak en çok öne çıkan sebepler; devlet politikaları, çalışma yasaları, kredi imkânları, işgücü maliyeti, arsa ve altyapı hizmetleri gibi konular.
- Bütün göçe rağmen Çin ve Kore hariç diğer gelişmekte olan ülkelerin toplam imalat sanayii üretimi hâlâ düşük. Dünyanın en kalabalık 2. ülkesi olan Hindistan’ın toplam sanayi üretimi Fransa’dan daha az.
- ABD sanayi üretimi içinde ortalama yüzde 85 yerli mamul kullanılırken, bu oran Almanya’da yüzde 75, Çin’de yüzde 55, Kore’de ise yüzde 50.
- Devlet planlaması olmadan, büyük oranda ithalata dayalı yapılan sanayi üretiminin orta vadede dünya liginde devlerle mücadele etmesi pek mümkün görünmüyor. Örnek 2 trilyon dolarlık Brezilya ekonomisinin sadece 240 milyar dolarlık bir sanayi üretimi yapabiliyor olması.
SONUÇ...
Türkiye olarak eğer küresel ekonomi liginde 17’ncilikten daha yukarılara çıkmak istiyorsak mutlaka imalat sanayiini ihmal etmemeliyiz. Bu konuda da örnek Hindistan değil Kore olmalı. Model doğru belirlendikten sonra yapılacak olan ise stratejik sektörleri seçmek, devlet teşvikli uzun vadeli planlar yapmak ve mutlaka insana yatırım yapmak.