Advertisement
HABERLER ABONE OL

Bursa'da bu yıl 8'incisi düzenlenen "Uludağ Ekonomi Zirvesi" başladı. Zirvenin açılış konuşmaları Capital, Ekonomist ve Start Up Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş, Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız ve DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase tarafından yapıldı.

'KAPİTALİZM ARTIK SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKTI'

Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, rekabet ve belirsizliğin giderek arttığı dünyada iş adamlarının sadece kendi şirketlerini düşünerek ayakta kalmalarının imkansız olduğunu dile getirdi.  Ayyıldız, "Kapitalizm uzunca bir süre bireyselliği ve tüketimi teşvik etti ancak o artık sürdürülebilir olmaktan çıktı. Artık ürettiğimiz her şeyde ve her değerde yalnızca kendi şirketimizi değil başkalarını, bulunduğumuz sektörü, ekolojik çevreyi ve hatta rakiplerimizi de düşünerek ortak değerler yaratmalıyız. Çin'in büyümesinde bunun stratejik anlamını görebilirsiniz. Çin'de bölgesel ve sektörel odaklanma, herkesin her yerde istediği her şeyi üretebildiği bir dünya değil, bölgesel bir strateji görüyoruz. Bir benzerini biz Bursa ve civarında otomotiv ve yan sanayi için yapıyoruz. Bu sektörel odaklanmayı diğer sektörlere de hızlı bir şekilde yaymalıyız." dedi.

'GELECEĞE, EĞİŞİME VE DEĞERLERE BAKACAĞIZ'

DOW Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kamu İlişkileri Direktörü Howard Chase de bundan sonra geleceğe, değişime ve değerlere bakacaklarını söyledi. Yeni ve sürekli değişimden konuşacaklarını belirten Chase, şunları kaydetti: "Görüyoruz ki iş dünyası da son derece büyük değişiklikler yaşıyor. Şirketlerin büyük diyaloglara ihtiyaçları var ancak bu şekilde birbirleriyle konuşabilirler çünkü bu zorlukları çözmek için bu gerekli. Bizim şirketimiz de bu bağlantıları kurmakta son derece önemli bir role sahip. Biz hükümet, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında bağlantıyı kurmaya çok değer veriyoruz. Dijitalleşmenin getirdiği zorluklar aynı zamanda günümüzde çok büyük fırsatlar yaratmaktadır ama bu fırsatların ne olduğunu anlamamız gerekir. Çoğu zaman da kendi düşünce tarzımızı değiştirmekte güçlük çekiyoruz. Bizim, düşünce tarzımızı değiştirmemiz gerekir. O zaman bütün fırsatları görür ve tanıyabiliriz."

İLK OTURUMDA ENERJİDE YENİ DENGELER TARTIŞILDI

Zirvenin ilk oturumunda enerjide yeni dengeler tartışıldı. Moderatörlüğünü Engie Enerji Türkiye Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Rende´nin yaptığı panele Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, Akkök Holding CEO´su Ahmet Dördüncü ve STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter katıldı.

'TÜRKİYE'NİN ELİNE BÜYÜK FIRSAT GEÇTİ'

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, küresel LNG üretiminin giderek arttığını belirterek, "Dünyadaki LNG furyası ile birlikte elimize büyük bir fırsat geçti. Şimdi, Türkiye'nin çok yakın zamanda Rusya ile olan uzun dönemli gaz kontratları müzakere edilecek. Eskiden, elimizde fazla imkan yoktu. Güzel adımlar attık, LNG altyapısını kuruyoruz. Bununla birlikte artık gazda ciddi pazarlık edip, fiyatları düşürebiliriz." dedi. Son dönemde ABD'nin kaya gazı ve petroldeki üretim artışının küresel piyasaları etkileyebileceğini aktaran Birol, şunları söyledi: "ABD, geçen yıl Rusya'yı geçerek doğal gazda bir numaralı üretici oldu. Önümüzdeki 5 yıl içinde LNG ihracatının yüzde 75'i Amerika'dan gelecek. ABD, Avusturalya ve Katar, LNG'ye damgasını vuracak. Amerikan kaya gazı ve petrolündeki gelişmeler maçın sadece ilk 45 dakikası. Esas etkiyi ikinci yarısında göreceğiz, o da ihracat. Amerika, ilk 45 dakikada kaya gazı ve petrolünde kendi ihtiyaçlarını karşıladı. İkinci yarı ihracatı kapsıyor. Bu da bütün dengeleri değiştirecek. Yani, Amerikan kaya gazı ve petrolü maçın ikinci devresine başlıyor diyebiliriz."

   
'PETROLLE BİRLİKTE YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Birol, dünyada özellikle elektrikli arabaların üretilmesiyle birlikte "Petrolün sonuna mı geldik" sorusunun sorulmaya başladığını ama bu iki konunun birbiriyle ilgisinin bulunmadığını belirtti. Dünyada petrol tüketiminin çok büyük bir bölümünün petrokimya, taşımacılık ve havacılık sektörlerinde olduğunu söyleyen Birol, petrokimya sektörünün hayatımızın içinde pek çok alanda bulunduğunu anlattı. "En azından birkaç on yıl daha petrolle birlikte yaşayacağız" diyen Birol, doğalgazda da Türkiye´nin önünde büyük fırsatlar olduğunu söyledi. Birol, yenilenebilir enerji konusunda yatırımların artırılması gerektiğini ifade ederek, sürdürülebilir bir finansman oluşturulabilirse bu sayede enerji güvenliğimiz ve cari açığımızın da azalacağını söyledi.


'TÜRKİYE'DE ENERJİ ARZI SORUNU YOK'


Akkök Holding CEO'su Ahmet Dördüncü ise, Türkiye'de enerji arz güvenliğinin çok başarılı bir biçimde özel sektöre devrinin gerçekleştiğini belirterek, bu sektöre 110 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ifade etti. Türkiye´de 90 bin megawatt´a yakın bir arz bulunduğunu belirten Dördüncü, Türkiye'de bir enerji arzı sorunu olmadığını söyledi.

Dördüncü, Türkiye´de enerji şirketlerinin yabancı parayla finansman nedeniyle bilanço sıkıntısı yaşadıklarını belirterek sektörün liberalleşmesi ve rekabetin artırılmasıyla sorunların aşılabileceğini belirtti ve ilk olarak mevcut şirketlerin Döviz cinsinden borçlarının yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi ve yatırımcılar için cazip ortamın oluşturulmasını istedi.


'YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YETERSİZ'

STAR Rafineri Genel Müdürü Mesut İlter, Türkiye'deki büyümeyle birlikte birincil enerji tüketiminde de bir artış olduğunu ancak burada yenilenebilir enerji oranlarının yetersiz kaldığı ve fosil yakıt ithalatı yapıldığı için enerji sektöründe, dışardaki fiyat dalgalanmalarına açık kalındığını belirtti. Türkiye'de yıllık 42 milyon ton akaryakıt ürünleri tüketiminin bulunduğunu söyleyen İlter, SOCAR Türkiye´nin dışa bağımlılığı azaltacak yatırımlara yöneldiğini ifade etti. Star Rafineri´nin yıllık beş milyon ton dizel üretim yaparak ithalatı azalttığını aktaran İlter, petrokimya sektöründe de gelişim kaydettiklerini belirtti.

"Enerjinin depolanması sorunu gelecekteki en önemli sorunlardan biri" diyen İlter, dünyanın 2050´lere kadar fosil yakıtları kullanmak durumunda olduğunu söyleyerek, emisyon kısıtlamaları ve enerji ihtiyacı arasında bir denge bulunması gerektiğini belirtti. "Türkiye´deki enerji piyasalarının en güçlü yönlerinden biri bulunduğumuz lokasyon" diyen İlter, döviz kurlarındaki oynaklık ve ar-ge çalışmaları konusundaki isteksizliğimizin ise zayıf yanlarımız olduğunu ifade etti.

 ‘Global Belirsizlikte Büyüme” oturumunda küresel ekonomide belirsizlikler, korumacı ticaret politikası ve likiditenin azalması gibi konular dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin yaşadıkları zorluklar değerlendirildi. Moderatörlüğünü EY Türkiye Ülke Lideri Metin Canoğulları’nın yaptığı panele Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, BlueBay Asset Management Kıdemli Stratejisti Timothy Ash, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, ve EY Orta, Doğu, Güneydoğu, Avrupa ve Orta Asya (CESA) Yeniden Yapılandırma Başkanı Raj Apte katıldı. HSBC CEO’su Selim Kervancı,  İstanbul Havalimanı’nın İstanbul’u uluslararası ticaretin önemli bir merkezi haline getireceğini belirtti.

'GEÇEN YAZ YAŞANAN TL’DEKİ DALGALANMANIN DOĞAL OLMADIĞINI DÜNYAYA ANLATTIK'

Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, dünyada ve Türkiye’de birçok finansal kuruma destek verdiklerini belirterek, geçen yaz Türk Lirası’ndaki dalgalanmalar boyunca tüm dünyaya bu dalgalanmaların doğal olmadığını anlatmaya çalıştıklarını anlattı. ABD’de Başkan Trump’ın politikalarının çok karmaşık bir hale geldiğini belirten Brooks, popülizm, jeopolitik ve ABD’deki faiz artışları gibi konuların gelişmekte olan piyasaları zorladığını belirtti. Brooks, bir haftadır yaptığı görüşmeler boyunca Türkiye’de karşılaştığı teknik üstünlük ve insan gücünden etkilendiğini söyledi ve Avrupa ekonomisi ve Euro’daki sorunların Türkiye için bir risk oluşturduğunu belirtti. Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeleri çeşitlendirmesinin önemli olduğunu anlatan Brooks, “İstikrarlı ekonomik büyüme yakalandığında yabancı yatırım artacaktır” diye konuştu.


'2018’DEN DERS ÇIKARILMASI GEREK'


BlueBay Asset Management Kıdemli Stratejisti Timothy Ash ise Türkiye’de ekonomi politikaları üretilirken dış piyasalara güvenilmemesi gerektiğini belirtti ve “2018’de ne oldu, neler yanlış gitti ve bundan nasıl dersler çıkarıldı?” sorularının çok önemli olduğunu söyledi. Ash, son altı ayda politikalarda önemli değişikliklerin olduğunu ve yabancı yatırımlar için daha güvenli bir ortam oluşturulmaya başlandığını ifade etti. Türkiye’yi hala önemli tehliklerin beklediğini belirten Ash, konuşulan yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. “Çok net söyleyebilirim ki eğer 2018 gibi bir yıl daha olursa Türkiye’deki yabancı yatırımcılar gidecektir” diyen Ash, ABD ve Avrupa’daki batılı ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyledi ve “Türkiye’nin ticaretinin üçte ikisi batıyla, dolayısıyla bu ilişkiler çok önemli” dedi. Türkiye’de bir değişim içinde bulunulduğunu belirten Ash, şu anda süren yeniden yapılanma sonucu normalizasyon yakalanmasıyla gelişme yaşanacağını söyledi.

'G20 ÜLKELERİNİN KOORDİNELİ ÇALIŞMASIYLA SORUNLAR AŞILABİLİR'

TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ise, “Dünya liderleri yalnızca kendi öncelikleri için hareket etmeyi tercih edebilirler ama bunların uzun vadede çalışıp çalışmayacağı konusunda endişem var” diyerek, dünya entegre bir biçimde yönetilmediği zaman gelişmekte olan ülkelerin yaşadığı sorunların gelişmiş ülkeler için de önemli riskler oluşturduğunu belirtti. Leblebici, G20 ülkelerinin koordineli çalışmasıyla bu sorunların aşılabileceğini aktardı. İletişimin çok kuvvetli olduğu bir çağda yaşadığımızı söyleyen Leblebici, “Yeni oluşan yapıya daha hızlı adapte olmamız gerekiyor, ama gelişmiş ülkeler de bizimle koordine olsunlar. İletişimin gücüyle sorunları çözelim” diye konuştu.

'DÜNYA PİYASALARININ GÖZÜ TÜRKİYE'DE'


EY Orta, Doğu, Güneydoğu, Avrupa ve Orta Asya (CESA) Yeniden Yapılandırma Başkanı Raj Apte ise Türkiye’nin dünya ekonomisinde önemli bir rol oynadığına değinerek “Dünya piyasalarının gözü Türkiye’deki büyük şirketlerin üzerinde” dedi. Apte, yeniden yapılandırma alanında, hukuki ve finansal alanda şeffaflık olmasının çok önemli olduğunu, böyle bir durumda alacaklıların da daha güvenli oldukları için daha hızlı çözüm bulunduğunu belirtti.

 

 

AA