Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İhracatçı şirketlerin kur riski İstanbulda ele alındı

İhracatçı şirketlerin kur riski İstanbulda ele alındı

TİM ile Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) ve üyelerinin iş birliği çerçevesinde İstanbul'da "İhracat Yapan Şirketler İçin Kur Riski Yönetimi" konulu bir panel düzenlendi

Giriş: 08 Nisan 2019, Pazartesi 22:31
Güncelleme: 08 Nisan 2019, Pazartesi 22:31

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili İbrahim Pektaş, dünya ticaretinin yaklaşık üçte ikisinin dolarla yapıldığını belirterek, "Tüm dünyada emtia fiyatları dolar bazında belirleniyor. Bu ne anlama geliyor? Davul birinin elinde, tokmak başkasının elinde demek. Tokmak başkasının elindeyse, istediğiniz ritmi çalamazsınız. İşte o yüzden bizler kendi paramız ile ticaret yapmak istiyoruz." dedi.

TİM ile Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) ve üyelerinin iş birliği çerçevesinde İstanbul'da "İhracat Yapan Şirketler İçin Kur Riski Yönetimi" konulu bir panel düzenlendi.

TİM Başkan Vekili İbrahim Pektaş, panel öncesinde yaptığı konuşmada, söz konusu panelin ilk durağının İstanbul olduğunu ve bunu gelecek aylarda Ankara, Bursa, Denizli, Gaziantep, Mersin ve İzmir'de de düzenlenmeyi hedeflediklerini dile getirdi.

Bu panel serisiyle kur riski taşıyan ihracatçı şirketlerde, ihracat sektörü çalışanlarında ve yatırımcılarda bir farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını aktaran Pektaş, ayrıca bugün panel öncesinde ve eş zamanlı olarak ihracat yapan şirketlerin yöneticileri ile TSPB üyeleri arasında 1 saat süreli "B2B" görüşmelerinin gerçekleştirildiğini söyledi.

Hem bir ihracatçı olarak, hem de TİM Başkan Vekili olarak böyle bir toplantıyı çok önemli bulduğunu vurgulayan Pektaş, "Firmalarımızın döviz kurlarında oluşabilecek dalgalanmalar karşısında, Hedge yöntemlerini kullanabilmeleri, risklerini azaltabilmeleri, özellikle üretimlerinde aksama yaşamamaları açısından çok elzem bir konu." diye konuştu.

Pektaş, 2018 yılını 168,1 milyar dolar ile rekor kırarak tamamlayan ihracatçıların, 2019 yılında da Türkiye’nin ihracatını yeni rekor seviyelere taşımayı hedeflediklerini belirterek, "Bu kapsamda, özellikle kurlarda yaşanan yüksek volatilite ortamının ihracatçılarımızı çok yakından ilgilendirdiği bu dönemde, kur riskinin yönetilmesi daha da ön plana çıkıyor. Bu ortamda bizim amacımız, ihracatımızı ulusal, bölgesel ve küresel ekonomideki dalgalanmalardan en az etkilenecek şekilde yukarı taşımak." ifadelerini kullandı.

Bunun istikrar ve sürdürülebilirlik olmak üzere olmazsa olmaz iki şartı bulunduğunu anlatan Pektaş, "İstikrarlı artış için finansman sorunları, sektörel sorunlar, para birimlerindeki oynaklıklar gibi olumsuz faktörlere karşı dayanıklı olmamız gerekiyor. Sürdürülebilir artış için ise yüksek katma değerli üretim, doğru sektör seçimi, hedef pazarlarda çeşitliliği artırmamız gerekiyor. Ticaret Bakanlığımız liderliğinde, biz TİM olarak bu konuların tamamında yoğun şekilde çalışıyoruz." dedi.

"Bizler kendi paramız ile ticaret yapmak istiyoruz"

İbrahim Pektaş, doların dünya ticaretindeki ağırlığına da değindi. Dünya ticaretinin yaklaşık üçte ikisinin dolarla yapıldığını ve merkez bankalarındaki rezervlerin çoğunun dolar olarak tutulduğunu belirten Pektaş, şunları kaydetti:

"Tüm dünyada emtia fiyatları dolar bazında belirleniyor. Bu ne anlama geliyor? Davul birinin elinde, tokmak başkasının elinde demek. Tokmak başkasının elindeyse, istediğiniz ritmi çalamazsınız. İşte o yüzden bizler kendi paramız ile ticaret yapmak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı, “100 Günlük Eylem Planında” Türk lirasının dış ticaretimizde kullanılması, özellikle vurgulanan konular arasındaydı. Tıpkı yerel paralar ile ticaret gibi, ihracatçılarımızın finansal önlemlerin ve uygulamaların da farkında olarak, kendilerini olası risklerden nasıl koruyacaklarını bilmeleri de ihracatın devamlılığı açısından en çok üzerine düşülmesi gereken konulardan birisi."

"İhracat işi sermaye piyasalarından, finanstan ayrı düşünülmemeli"

İhracatçıların özellikle de ithal girdisi yüksek olan, üretim sistemlerinde faaliyet gösterenlerin, dolar ile maliyetlendikleri için opsiyon piyasaları, "future-forward" işlemlerine hakim olmaları gerektiğinin altını çizen Pektaş, böylece döviz kurunda meydana gelebilecek dalgalanmalarda kur zararının minimize edilebileceğini kaydetti.

Bu yüzden bu türden eğitim çalışmalarını daha sık ve daha uygulamaya dönük olarak devam ettirmeye kararlı olduklarını dile getiren Pektaş, "İhracat işi, sermaye piyasalarından, finanstan ayrı düşünülmemeli. İhracatçılarımızın hepsi en azından temel düzeyde sermaye piyasası araçlarını kullanabilmelidir. Bu sayede finansal piyasaların beraberinde getirdiği iyi koşullardan faydalanarak, kötü koşullarda da kendilerini risklerden nasıl koruyacaklarına dair yeterli finansal okur-yazarlığı uygulamayı başarabilmelidir." şeklinde sözlerini tamamladı.

"Sermaye piyasası ekosistemimiz, güvenilir ve uluslararası ölçütlerde bir alt yapı sunuyor"

TSPB Genel Sekreteri İlkay Arıkan ise birliğin 223 üyesi bulunduğunu ve Türkiye'deki bütün bankaların, aracı kurumların, portföy yönetim şirketlerinin ve borsada payları işlem gören yatırım ortaklıklarının birliğin üyeleri arasında yer aldığını dile getirdi.

Arıkan, TSPB'nin Türkiye'de sermaye piyasasının gelişmesine, derinleşmesine ve reel sektöre kaynak sağlanması için geliştirilecek yol ve yöntemlere ilişkin bu tür etkinlikler düzenlediğini ve söz konusu panelin bu sene içerisinde planlanan bir dizi etkinliğin ilk örneği olduğunu kaydetti.

Panelin ihracatçı firmalar için önemine değinen Arıkan, şunları söyledi:

"Günümüzde küreselleşen dünya koşullarında, döviz kurundaki belirsizlikler nedeniyle özellikle ihracatçılarımızın kur riskinden korunmaları konusunda önemli bir ihtiyaçları olduğunu düşünüyoruz. Bunu sağlamak amacıyla da konusunda uzman kuruluşlarımızla bir araya gelip nasıl katkı sağlayabiliriz diye düşündüğümüzde, bu kuruşlara giderek kendimizi daha iyi anlatacağımızı düşündük. Dolayısıyla da geçen sene Türkiye'de sanayi ve ticaret odalarında bu tür etkinlikler yaptık ve o etkinliklerden edindiğimiz tecrübeler ve yeni ihtiyaçlar çerçevesinde yeni bir program dizayn ettik."

Günümüzde küreselleşme süreci ile artan dış ticaret hacimleri çerçevesinde esnek kur sisteminde firmaların kur riski ile karşı karşıya kaldığını dile getiren Arıkan, "Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanan dalgalanmalar da kur riskini başka bir boyuta taşımıştır. Kur riskinin yönetimi ve sermaye piyasalarının önemi ise burada devreye girmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Arıkan ayrıca bundan sonraki panelleri mayıs, haziran, eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında gerçekleştirmeyi planladıklarını sözlerine ekledi.

Kur yönetimi riskleri ele alındı

Diğer yandan, Ak Yatırım Menkul Değerler AŞ Araştırma Müdürü Özgür Hatipoğlu'nun moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Borsa İstanbul AŞ Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP) Direktörü Harun Özay, borsada işlem gören enstrümanlara ilişkin bilgi verdi.

Gedik Yatırım Menkul Değerler AŞ Genel Müdür Yardımcısı Coşan Yeğenoğlu ve İntegral Yatırım Menkul Değerler AŞ Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu kur hareketlerinde risk yönetimine ilişkin, Ak Yatırım Menkul Değerler AŞ Türev İşlemler Satış Müdürü Çağan Atlan ise "Kur Riskinin Borsa İstanbul'da Yönetimi" konulu bir sunum yaptı.

Ayrıca panel kapsamında Akbank Ekonomik Araştırmalar Birimi Müdürü Eralp Denktaş "CFA Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler", KMPG Türkiye İş Ortağı Kerem Vardar ise "Kur Riskinden Korunmanın Mali Tablolarda Gösterimi" konularında bilgi paylaştı.