Advertisement
TÜRKİYE MAKRO VERİLERİ ABONE OL

Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde, salgının ekonomik aktiviteye darbe vurduğu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 büyüdü.

Bir önceki çeyreğe göre büyüme ise yüzde 0,9 oldu.

Ana gruplara bakıldığında yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları 2021 yılı ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 22,9 arttı. Devletin nihai tüketim harcamalarında büyüme ise yüzde 4,2'de kaldı.

İkinci çeyrekte yatırımlarda yıllık yüzde 20,3 büyüme izlendi.

İhracat, 2021 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 60 ithalat ise yüzde 19,2 büyüdü.

Bu rakamların ardından ikinci çeyrekte büyümeye en büyük katkı 13,8 puanla özel tüketimden geldi. Özel tüketimi 6,9 puanla net ihracat izlerken, yatırımlardan 5,4 katkı geldi. Bu dönemde devletin nihai harcamalarından gelen katkı ise 0,7 puanda kaldı. Stoklar ise büyümeden 5 puan götürdü.

Sektörel bazda en yüksek büyüme hizmetlerde

Verilere göre yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda en yüksek büyüme performansına hizmetler sektörü imza attı. Buna göre hizmetler sektörü yüzde 45,8 büyüdü.

Hizmetler sektörünü yüzde 40,5 büyümeyle sanayi takip etti.

İnşaatta büyüme yüzde 3,1 seviyesinde kalırken ve tarım, ormancılık ve balıkçılıkta ise yüzde 2,3 oldu. Finans ve sigorta faaliyetleri ise ikinci çeyrekte yüzde 22,7 daraldı.

Çeyreklik olarak bakıldığında ise hizmetler sektöründe yüzde 2,1'lik büyüme izlendi. Sanayide bir önceki çeyreğe göre büyüme yüzde 1,2 olarak kaydedildi. Tarım çeyreklik bazda yüzde 1,8 daralırken, inşaat da yüzde 1,5 küçüldü.

188,6 milyar dolarlık değer

TÜİK verilerine göre üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2021 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 52,4 artarak 1 trilyon 581 milyar 120 milyon TL oldu.

GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 188 milyar 566 milyon olarak gerçekleşti.

Ekonomistler büyümede iç talebin katkısına dikkat çekti

İkinci çeyrek verilerini değerlendiren ekonomistler özellikle özel tüketimden gelen katkıya vurgu yaptı.

Bloomberg HT yayınına katılan Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı Özlem Derici Şengül, "İç talebin katkısı belirgin bir ivmelenme göstermiş. Yatırımlar tarafında da büyüme olması önemli. İnşaat tarafından ziyade bu tarafta büyüme olması sürdürülebilir büyüme açısından önemli. Yatırımların artışında da belli ki tüketimin artmasının bir etkisi olmuş" ifadelerini kullandı.

Elvan: Sürdürülebilir büyüme için düşük enflasyon kritik

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan büyüme verilerine ilişkin paylaşımında gelir dağılımına vurgu yaptı. Elvan paylaşımında, "İkinci çeyrek büyümesinin yüzde 57’si yatırımlar ve net dış talepten geldi. Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için; düşük enflasyon, kur istikrarı ve öngörülebilirlik kritik öneme sahip. Gelir dağılımı adaletini daha da iyileştirecek bir büyümeyi sürekli kılmanın çabasındayız." ifadelerini kullandı.

Muş: Türkiye ihracatla büyümeye devam ediyor

Ticaret Bakanı Mehmet Muş da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda büyüme verilerini değerlendirdi. Muş, "Türkiye ihracatla büyümeye devam ediyor. 2.çeyrekte %21,7 ile rekor bir büyüme kaydedildi. Mal ve hizmet ihracatımızın büyümeye katkısı 10,8 puan oldu. Bu değer 1998'den bu yana kaydedilen en yüksek katkıdır. Büyümenin yarısı mal ve hizmet ihracatı kaynaklı gerçekleşmiştir. Net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı ise 6,9 puan olarak gerçekleşti. İhracatta ilave destekler, uzak ülke stratejisi ve e-ihracat gibi alanlarda atacağımız adımlarla bu katkıyı daha da artıracağız. Yatırım, üretim ve ihracat temelinde büyümeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Ekonomistlerin beklentisi yüzde 22 olmuştu

Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin hazırladığı ankete göre, Türkiye ekonomisinin 2021’in ikinci çeyreğinde yüzde 22 büyümesi bekleniyordu.

Ankette en düşük tahmini veren kurum yüzde 18,70, en yüksek tahmini veren kurum yüzde 32 büyüme gerçekleşeceğini öngörmüştü.

Türkiye ekonomisi geçen yılın ikinci çeyreğinde koronavirüs pandemisinin etkisiyle yüzde 10,3 oranında daralmış, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyümüştü.

Ekonomi yönetimi yüzde 20 civarı büyüme öngörmüştü

Ekonomi yönetimi yılın ikinci çeyreğinde baz etkisinin de dikkate alınmasıyla yüzde 20 civarında büyüme bekliyordu.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan haziran ayında yaptığı değerlendirmede, büyüme oranının yüzde 20’yi geçebileceğini öngörmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu ay başında, Türkiye’nin 2021’de yüzde 7’nin üzerinde bir büyüme oranı yakalamasını, ikinci çeyrekte “özellikle icraatın desteklediği sanayi üretimi ve düşük bazın da katkısıyla” yıllık yüzde 20 civarında bir büyüme gerçekleşmesinin beklendiğini ifade etmişti.

Makine teçhizat yatırımlarında büyüme yine yüzde 30'un üzerinde

Büyüme rakamlarında yatırımların detayına bakıldığında makine ve teçhizat yatırımlarının üç çeyrektir yüzde 30'un üzerinde büyüdüğü görüldü.

Son verilere göre makine teçhizat yatırımları ikinci çeyrekte yüzde 35,2 arttı. İnşaat yatırımlarındaki artış ise yüzde 12,2 olarak kaydedildi.

Öncü göstergeler pozitif sinyaller vermişti

Büyüme açısından öncü olarak değerlendirilen göstergelerden pozitif sinyaller gelmişti.

GSYH'nin doğrudan yaklaşık üçte birini oluşturduğundan büyüme verilerine ilişkin önemli bir öncü gösterge kabul edilen sanayi üretimi arındırılmış bazda Haziran ayında beklentilerin üzerinde yüzde 23,9 ve ikinci çeyrekte yüzde 41,1 artış kaydetti.

Benzer şekilde perakende satışlar da ikinci çeyreğin son ayı olan Haziran'da artış gösterdi.

Buna göre, sabit fiyatlarla perakende satış hacmi, Haziran'da yıllık bazda yüzde 17,4 yükseldi. Bu dönemde gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 6,6, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 26, otomotiv yakıtı satışları yüzde 11,4 arttı.

Büyüme beklentileri farklılaşıyor

2021 yılına ilişkin kurum ve ekonomistlerin büyüme beklentilerinin ise farklılaştığı görüldü. Buna göre Temmuz ayının sonunda yaptığı güncellemeyle IMF, Türkiye ekonomisi için 2021 büyüme beklentisini yüzde 6'dan yüzde 5,8'e düşürdü.

Fitch Ratings ise Haziran ayında yayımladığı küresel görünüm raporunda Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 6,7’den yüzde 6,3’e indirdi.

Türkiye ekonomisinin iç talep ve iyileşen net ticaret dengesiyle beklentileri aşmaya devam ettiğini belirten Fitch, 2020’nin dördüncü çeyreğindeki ivmenin sürdüğüne dikkat çekmişti.

Bir diğer kredi derecelendirme kuruluş Moody's ise 2021 büyüme beklentisini yukarı çekti. Kuruluş Türkiye'nin 2021 yılı büyüme tahminini yüzde 6'ya yükseltti. Moody's mayıs ayında yayımladığı raporda Türkiye ekonomisinin 2021'de yüzde 5 büyüyeceğini öngörmüştü.

İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Erdal Bahçıvan 2. Çeyrek büyüme verisini Bloomberg HT’ye değerlendirdi.

Bahçıvan sanayinin büyüme verisinde şov yaptığını ve öncü verilerde sanayinin bu yılki büyümesinde çok güçlü destek yapacağını gösterdiğini belirterek, bu durumu beklediklerini söyledi.

“Türk sanayisi rüşdünü ispatladı”

Bahçıvan konuşmasına şöyle devam etti:

“Türk sanayisi pandemi başladığından beri rüşdünü fazlasıyla ispatladı. Birçok sektörün yaşadığı zorluklarla gerek iç piyasada ama özellikle ihracat kanalında elde etmiş olduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek, yeni pazarlar bulma ve pazarlardaki derinliği arttırma noktasında bunu da genel sektörlerin tümüne yayarak 2020’nin ikinci yarısından başlayıp ve halen de devam etmekte olan bir başarı hikayesini yazıyor.”

“Finansman ihtiyacı var”

Büyümenin sürdürülebilir olması için sanayinin kendi kas gücüyle buraya kadar olanını başardığını ama bundan sonrası için sanayicinin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Bahçıvan, “Büyümenin devam ediyor olması için yıllardan beri söylediğimiz birçok temel konunun da önümüzdeki süreçte çok daha güçlü bir şekilde sanayi ve sanayicinin yanında gelişmesi gerekiyor. Önümüzde bekleyen en önemli konu yüksek enflasyon. Orta vadede hatta kısa vadede hayatımızdan çıkması gerekiyor. Büyümeyi destekleyecek olan yeni yatırımların destekleyecek olan finansman ihtiyacı var.

Yatırımlardaki büyümenin de büyük kısmını sanayicimiz kendi özkaynakları ile oluşturdu. Tabii ki yabancı kaynak noktasında yapılan çalışmalar var ama Türkiye’nin mutlaka kredi noktasında bu yatırımları destekleyecek finansman modellerine ihtiyacı var” dedi.

Türkiye imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi (PMI), müşteri talebindeki iyileşme, yakın zamanda Kovid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesi ve yeni siparişlerdeki güçlü artışla Ağustos ayında 54,1 oldu.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI ağustos verilerine göre, takip edilen 10 sektörden biri hariç tamamı ağustosta üretim artışı sağladı. En güçlü büyüme, hızlı şekilde toparlanan kara ve deniz taşıtları üretiminde gerçekleşti.

Giyim ve deri ürünleri, tekstil, makine ve metal ürünler sektörlerinde de üretim belirgin iyileşmeler gösterdi. Üretimi yavaşlayan tek sektör metalik olmayan mineral ürünler sektörü oldu. Sektörlerin çoğunun yeni siparişlerinde de artış gözlenirken birkaç sektör özellikle ihracatta güçlü performans sergiledi.

Gıda ve tekstilde güçlü ihracat performansı

Yeni alınan siparişler altı sektörde artış kaydederken, üretimde olduğu gibi yeni siparişlerde de en hızlı genişleme kara ve deniz taşıtları sektöründe gerçekleşti. Birçok sektör, yeni ihracat siparişlerinin ivme kazanmasından destek aldı. Özellikle tekstil ile gıda ürünleri sektörlerinde güçlü ihracat performansı kaydedildi.

Yeni siparişlerdeki iyileşmelere ve üretim gereksinimlerindeki yükselişe bağlı olarak, istihdam artışı kaydeden sektör sayısı temmuzda altı iken ağustosta yediye yükseldi. Satın alma faaliyetlerinde geniş çaplı artış gözlenirken, sadece iki sektörde girdi alımları azaldı. İmalatçılar girdi alımı yaparken, artan teslimat süreleriyle karşılaşmaya devam etti.

Girdi fiyatlarında en keskin artış metalik olmayan mineral ürünlerde

En belirgin gecikmeler, elektrikli ve elektronik ürünler ile makine ve metal ürünler sektörlerinde gerçekleşti. Ağustos ayında sektörlerin çoğunluğunda enflasyonun gerilemesine rağmen, arz kısıtları girdi maliyetlerinde artışlara yol açtı. Girdi fiyatlarındaki en keskin artış metalik olmayan mineral ürünler sektörü firmalarında kaydedildi.

Benzer şekilde nihai ürün fiyatları da artmaya devam etti, ancak artışlar genel olarak daha sınırlı düzeylerde gerçekleşti. Satış fiyatlarındaki en hızlı artış tekstil sektöründe, en düşük oranlı artış ise giyim ve deri ürünleri sektöründe ölçüldü.