İlave teşvik umutları piyasalara can simidi oldu
Merkez bankaları ve hükumetlerin eşi benzeri görülmemiş teşvikleri hisse senedi piyasalarının Mart'ta görülen seviyelere gerilemesini engelleyebilir
Volatilite tüm dünyada hisse senedi piyasalarına geri döndü; ancak satışla geçen bir hafta piyasanın Mart ayında görülen dip seviyelere gerileyeceği anlamına gelmiyor.
Korkutucu ekonomik veriler ve Kovid-19 enfeksiyonlarında ikinci dalga endişeleri, Stoxx Europe 600 Endeksi'nin geçen hafta Mart'tan beri görülen en sert düşüşünü tetikledi. Buna karşın mali ve parasal teşvikler ile küresel varlık yöneticilerinin Avrupa hisse senetlerindeki pozisyonlarını geçen yıllarda azaltmaları sert kayıplara karşı tampon görevi görebilir.
Newton Investment Management Ltd.'nin reel getiri ekibinde portföy yöneticisi olan Suzanne Hutchins, "Piyasa her iki yöne de bir miktar gidebilir, ancak Mart ortasında gördüğümüz seviyelere kesinlikle dönmeyecek. Merkez bankacıları sınır görevi görüyor, piyasalar için "satma hakkı" gibi çünkü geri kalan herkesin almak istediğin varlıkları alarak yatırımcıları risk almaya zorluyorlar. Ayrıca aşırı likidite hisse senetlerinin daha fazla yükselebileceği anlamına geliyor." dedi.
Küresel yatırımcılar siyasal istikrar ve reel ekonomik büyüme, kar artışı olmaması endişeleriyle uzun bir süre boyunca Avrupa hisselerinden uzak durdular. Ancak Bank of America Corp. tarafından Salı günü yayınlanan bir ankete göre geçen ay diğer varlıklarla beraber Euro Bölgesi hisselerinde de alım yapmaya hazırlanıyorlardı.
BofA'ya göre Euro Bölgesi hisselerinin payı bu ay 24 puan artarak net yüzde 7 ağırlığa ulaştı. Tüm bölgeler arasında en fazla ağırlığını artıran Euro Bölgesi oldu.
Piyasanın Mart düşüklerinden güçlü bir şekilde sıçraması, Citigroup'ın kar revizyonları endeksinde görüldüğü üzere analistlerin kar beklentilerinin öncesine kıyasla daha az kötümser olmasından da kaynaklanıyor. Hala negatif olmasına karşın endeks pozitife dönüşten fazla uzak bir noktada bulunmuyor.
Buna karşın kar beklentilerinde gerçek bir sıçrama olmadan fiyat-kazanç değerleme rasyoları yüksek kalacak. Bu da bazı yatırımcıların bu seviyelerden hisse alımı yapmalarını engelleyebilir. Analistler ise tahminlerinde revizyona gitmek için bir sonraki bilanço dönemini bekleyebilirler.