IMF ve DB toplantılarında öne çıkan 10 konu
JPMorgan'ın toplantılar hakkında paylaştığı bir notta, ABD seçimleri, gelişen piyasa varlıkları ve varlık alım programları ile ilgili konuşulanlar ön plana çıkıyor
Geçen hafta Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın (DB) toplantılarına yatırımcıların ilgisi büyük oldu. JPMorgan ise yayınladığı bir not ile hem geçen hafta düzenledikleri kendi toplantılarında hem de bu kurumların toplantılarında yatırımcıların en çok ilgilendikleri ve kurumların vurguladıkları noktaları paylaştı.
Acil varlık alım programları artırılmalı
Borç veren resmi kuruluşlar koronavirüsten kaynaklı insani risklerin üstesinden gelmek için daha çok erken olduğunu ve para politikasının sınırlarına dayanılmasına rağmen daha fazla mali teşvik paketinin gerekli olduğunu belirtiyorlar.
Alışılmadık politikalar yürürlükte kalmaya devam ederken, yatırımcılar negatif faizlerin politika aracı olarak kullanımından ziyade acil varlık alım programlarının genişletilmesini bekliyor. ABD’de yatırımcıların yarısı tarafından 2021 yılında başvurulması en muhtemel para politikası aracının parasal genişleme olması bekleniyor.
Kasım’da Biden, 2021’de aşı gelir
Yatırımcılar arasında, Demokratların Başkan adayı Joe Biden’ın ABD Başkanlık seçimlerini kazanacağı konusunda büyük bir beklenti var. Bunun yanında aşının da 2021 yılının sonunda kullanıma sunulacağına dair beklentiler de gelecek yılın riskleri hakkında yapıcı bir görüşü destekliyor fakat beklentiler gerçekleşmediği takdirde yatırımcılar hayal kırıklığına da hazırlıklılar.
Katılımcıların %49’u bir “Mavi Dalga” olmasını beklerken, %40’ı Biden’ın kazanacağını fakat Senato’nun bölüneceğini düşünüyor. Aşı konusundaysa katılımcıların %61’i aşının 2021 yılının sonunda kullanıma sunulacağını düşünüyor.
Önümüzdeki dönemi ülkeler arasındaki asimetrik toparlanma şekillendirecek
İkinci çeyrekte yaşanan senkronize beklenmedik düşüş ve üçüncü çeyrekte yaşanan senkronize geri dönüş sonrasında küresel ekonomi şimdi farklılaşmış toparlanma evrelerine doğru ilerliyor. 2021 yılında piyasa aktörleri bir senkronizasyon döneminden sonra asimetrik ve farklı toparlanma senaryolarına hazırlıklı olmalılar.
Sırada nasıl bir büyüme modeli var bilinmiyor
Para politikaları ve acil durum mekanizmaları piyasalara istikrar sağlamada yardımcı oldu fakat büyümeyi geri getirmeyecekler. Gelişen piyasalar gelişmiş piyasalara oranla daha kötü bir süreç ile karşı karşıyayken gelecekteki büyüme modelinin ne olacağı hala belirsizliğini koruyor.
Birçok gelişen piyasa için büyüme rakamları önümüzdeki beş yıl boyunca potansiyellerinin altında olacak ve GSYH-sermaye kriz öncesi seviyelere on yıl daha geri dönemeyecek.
Ülkeler arasındaki eşitsizlik artmaya devam edecek
Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki eşitsizlik artmaya devam edecek. IMF’ göre, yoksul ülkeler daha da yoksullaşacak ve sadece bu yıl 90 milyon insan yoksulluğa sürüklenecek. Kriz sonrasında iş gücü piyasasında onarılması zaman alacak büyük hasarlar oluşacak, yatırımlar belirsizlik nedeniyle duracak ve bilanço problemleri baş gösterecek.
Biden seçilse de Çin ile ticaret gerginliği sonlanmayacak
Biden yönetiminin başa gelmesiyle ABD ve Çin arasındaki gerginlik son bulmayacak. Konuşmacılara göre hali hazırda Çin ürünlerine uygulanan gümrük vergileri reformlarla daha büyük bir ilerleme kaydetmek için büyük ihtimalle kaldırılmayacak.
Yatırımcıların %42’si yaptırımların ve gümrük vergilerinin önümüzdeki iki sene içerisinde kaldırılması durumunda hayal kırıklığına uğrayacağını, %30’u bir değişiklik olmayacağını ve %27’si ise gümrük vergileri ve yaptırımların artırılmasıyla birlikte daha fazla gerginlik yaşanmasını bekliyorlar.
Acil varlık alım mekanizmaları kalıcı olmalı
Avrupa ve ABD arasındaki ekonomik toparlanma yarışında, ikinci dalgayla birlikte geçici, acil yardım mekanizmalarının kalıcı olması gerekiyor. JPMorgan’ın gerçekleştirdiği müşteri anketinde, katılımcıların %60’ı Salgın Acil Varlık Alım Programının (PEPP) genişletilerek Avrupa Merkez Bankasının yeni politika enstrümanı olmasını bekliyor.
Gelişen piyasa tahvilleri pandemi ortamında daha cazip
2020 yılında hüküm süren makro göstergeler ve piyasa görünümü arasındaki kopuk ilişki, hisse senetlerinin sabit getirili menkul kıymetlere nazaran tercih edilmesi ve gelişen piyasa sabit getirililerine olan ilgilinin artmasıyla, 2021 yılında da devam edecek.
Gelişen piyasa sabit getirilileri böyle bir ortamda göreceli olarak cazipler, özellikle de %3.5 getiriye sahip olan Çin hükümeti tahvilleri.
JPMorgan’ın müşteri anketine göreyse katılımcıların %29’u hala gelişen piyasa varlıklarını tercih ederken, %28’i ise gelişen ülke varlıklarını tercih ediyor. ABD hazine tahvilleri ise katılımcıların %51’inin cevabıyla en kötü getiri beklenen varlık oldu.