Bloomberght
Bloomberg HT Haberler İngiltere dört yılda üçüncü kez sandık başına gidiyor

İngiltere dört yılda üçüncü kez sandık başına gidiyor

Seçmen sayısının 46 milyonu bulduğu ülkede 3 bin 322 aday, 650 seçim bölgesinde parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasına girmek için yarışacak

Giriş: 11 Aralık 2019, Çarşamba 11:27
Güncelleme: 11 Aralık 2019, Çarşamba 11:27

İngiltere'de, yasaya göre 5 yılda bir yapılması gereken genel seçim, yarın Brexit krizinin gölgesinde son dört yılda üçüncü kez düzenlenecek.

Seçmen sayısının 46 milyonu bulduğu ülkede 3 bin 322 aday, 650 seçim bölgesinde parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasına girmek için yarışacak.

Avam Kamarasında salt çoğunluk olan 326 milletvekiline ulaşan parti, tek başına hükümet kurabilecek.

Ekimde erken seçim kararının alınmasından bu yana ülkede 3 milyon 100 bin yeni seçmen listeye kaydoldu. Bunun 2 milyonu 35 yaşın, bir milyonu da 25 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor.

Önceki seçimlerde daha ziyade yaşlı nüfusun sandık başına gittiği ülkede, yeni seçmenlerin sonuca etki etmesi bekleniyor.

İngiltere, Galler ve İskoçya'da seçim yarışının Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti ile Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi arasında geçmesi bekleniyor.

- Anketler

Ülkede yapılan son anketlerin ortalamasına göre yüzde 43 oy alması beklenen Muhafazakarlar, yarışı yüzde 32'de kalacağı tahmin edilen İşçi Partisine göre önde götürüyor.

Onları yüzde 13 ile Liberal Demokrat Parti, yüzde 4 oyla da Brexit Partisi ve İskoç Ulusal Partisi izliyor.

Kuzey İrlanda'da İşçi Partisi seçime girmezken, Muhafazakar Partinin oradaki kolunun başarı kazanması beklenmiyor. Kuzey İrlanda'da yarış İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi ve ayrılıkçı Sinn Fein arasında geçecek.

Sinn Fein, geleneksel boykot politikasının sonucu olarak seçilen milletvekillerini Londra'daki merkezi parlamentoya göndermiyor.

- Brexit

Seçmenlerin önem sırasına göre öncelik verdiği sorunları Brexit, ulusal sağlık sistemi, suç, ekonomi ve göçmenler oluşturuyor.

Ülkeyi erken seçime sürükleyen krizin nedeni olan Brexit konusunu seçim kampanyasının merkezine oturtan Muhafazakar Parti, eylülde AB ile vardığı Brexit anlaşması uyarınca ülkeyi 31 Ocak'ta Birlikten ayırmayı vadediyor.

Ana muhalefetteki İşçi Partisi ise AB ile yeni bir anlaşmaya varma ve bu anlaşmayı, içinde AB üyesi kalmanın da bir seçenek olacağı yeni bir referanduma götürme sözü veriyor.

Liberal Demokrat Parti ile İskoç Ulusal Partisi, Brexit'in iptalinden yana tutum alırken; Brexit Partisi ülkenin AB'den anlaşmasız ayrılmasını savunuyor.

Muhafazakar Partinin tek başına hükümet kurması halinde ülkenin gelecek yıl AB'den ayrılması olasılığı güçlenecek. Brexit Partisinin de parlamentoya milletvekili sokmayı başarması durumunda, bu senaryonun anlaşmasız ayrılığa doğru evrilmesi de mümkün olacak.

İşçi Partisi, Liberal Demokratlar ve İskoç Ulusal Partisinin bir koalisyon çıkarması halinde ise Brexit'in bir kez daha ertelenmesi ve yeni referandum ihtimali güçlenecek.

- İşçi Partisinin destek bulan vaatleri

Seçimde başlıca partiler Brexit sorununa odaklanırken, ana muhalefetteki İşçi Partisi ulusal sağlık sistemini güçlendirmeyi, asgari ücreti yükseltmeyi, üniversiteleri ücretsiz hale getirmeyi, başta toplu taşıma olmak üzere temel hizmetleri kamulaştırmayı ve herkese ücretsiz geniş bant internet vermeyi vadediyor.

Partinin anketlerdeki oy oranı genelde düşük olsa da tek tek politikalarına halk desteği yer yer yüzde 60'a ulaşıyor.

Ülkede son erken seçim, iktidardaki Muhafazakar Partinin girişimiyle 2017'de yapılmıştı. Parlamentoda daha büyük bir çoğunluk elde edip Brexit'i hızla hayata geçirmeyi planlayan parti, seçimde tek başına hükümet çoğunluğunu da kaybederek azınlık hükümeti kurmaya mecbur kalmıştı.

2017 seçiminde anketler, Muhafazakar Partiyi yüzde 44'te, İşçi Partisini yüzde 36'da gösterirken; seçim sonucu yüzde 42,4'e yüzde 40 olarak gerçekleşmişti.

Anketler, iki partiyi yüzde 34'le başa baş gösterdikleri 2015'te de yanılmış, Muhafazakarlar yüzde 36,9 ile tek başına hükümet olurken, İşçi Partisi yüzde 30,4 ile ana muhalefette kalmıştı.

- Johnson için kritik seçim

Bu seçimde dikkatle izlenecek seçim bölgelerinin başında Başbakan Johnson'ınki gelecek.

Johnson'ın 2017 seçiminde İşçi Partili adaya karşı yüzde 10 farkla kazandığı Londra'nın batısındaki Uxbridge seçim bölgesinde, İşçi Partisi oyunu yüzde 13,6 artırmayı başarmıştı. Parti bu trendi bu seçimde de sürdürüp sadece yüzde 5 oyu daha yanına çekebilirse, Johnson parlamento dışı kalabilir.

Seçim kampanyası boyunca, kendi seçim bölgesine pek uğramayan Johnson'ın oyunu da orada değil, başbakanlık ofisi 10 Numara'ya yakın bir sandıkta kullanmayı tercih etmesi bekleniyor. Buna mukabil, İşçi Partili 24 yaşındaki Müslüman aday Ali Milani, kampanya boyunca her seçmenin kapısını çalmasıyla dikkati çekti.

Uxbridge'de Liberal Demokratlar ile Yeşil Partinin seçmenlerinin de Milani'ye destek vermesi halinde, Johnson İngiltere'nin modern tarihinde "görevdeyken Avam Kamarasına giremeyen ilk başbakan" unvanını kazanabilir.

- Müslümanlar dengeleri değiştirebilir

Seçimde önemli etkenlerden birini de sayısı 2 milyona ulaşan Müslüman seçmenler oluşturuyor.

Müslüman seçmenlerin özellikle sonucun son seçimde az farkla belirlendiği 31 seçim bölgesinde seçimin kaderini kolayca değiştirmesi mümkün görünüyor.

Müslüman seçmenler, nüfusun en az yüzde 20'sini oluşturdukları 26 seçim bölgesinde de dengeleri değiştirme gücüne sahip bulunuyor.

Ülkedeki Müslüman sivil toplum örgütleri, seçmenden oyunu partilerin İslamofobi ve göçmenlik konusundaki tutumlarına göre belirlemeleri için gayret sarf ediyor. Bu da kendi üyeleri arasında yaygın İslamofobi vakalarını soruşturmaktan kaçınan Muhafazakar Partinin aleyhine işleyecek faktör olarak öne çıkıyor.

İngiltere'de uygulanan dar bölge çoğunluk seçim sistemine göre, ülkedeki 650 seçim bölgesinin her birinde en çok oyu alan aday, parlamentoya seçiliyor.

Teorik olarak, bir parti her seçim bölgesinde ikinci gelerek ülke genelinde çok yüksek oy alsa bile parlamentoya milletvekili sokamayabiliyor.