Advertisement
ENERJİ ABONE OL

İngiltere’nin rüzgar santralleri 2022’de rekor miktarda enerji üretimi kaydetti. Ülkedeki şiddetli rüzgar ve büyüyen rüzgar türbini filosu, yükselen doğalgaz fiyatlarının olumsuz etkisini yumuşatıyor.

Avrupa’nın ekonomisine 1 trilyon dolardan fazla zarar verdiği belirtilen enerji krizinin yönetilmesinde, rüzgar enerjisi kritik önem taşıyor.

İngiltere, rüzgar enerjisi üretimi açısından Avrupa’nın en elverişli hava koşullarına sahip ülkeler arasında yer alıyor. İngiltere Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla, rüzgarın daha şiddetli ve istikrarlı olduğu denizin üzerinde yer alan rüzgar türbini sayısı açısından en önde gelen ülke konumunda yer alıyor. Ülkenin elektrik şebekesi işletmecisi National Grid’in verilerine göre, rüzgar santralleri bu yıl 19 milyon evin ihtiyacını karşılayabilecek bir miktar olan 74 teravat/saat enerji üreterek, 2020 yılındaki 68 teravat/saat olan rekorunu kırdı.

Ülke kapasitesini 50 gigavata çıkarmayı planlıyor

Rekor miktarda üretim, ülkenin yeni deniz üstü rüzgar santrallerinin üretime başlamasının ardından geldi. Önümüzdeki yıl da enerji şirketleri SSE ve TotalEnergies’in ortaklığındaki Seagreen adı verilen ve 1,1 gigavat kapasiteye sahip olacak deniz üstü rüzgar santralinin yaz ayında çalışmaya başlaması planlanıyor.

İngiltere’nin 2020’li yılların sonuna kadar, günümüzdeki kapasitenin üç katından fazla olan 50 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşma planıyla, gelecek yıllarda rekorların kırılmaya devam etmesi bekleniyor. Başbakan Rishi Sunak’ın da girişimleriyle, kara üstündeki rüzgar enerjisi kapasitesinde de artış görülebilir.

Geçtiğimiz hafta ise rüzgarın enerji üretimi için yeterli hıza ulaşamaması nedeniyle oluşan boşluğu, doğalgaz kullanılan elektrik santralleri doldurmuştu. Ülkede rüzgar hızının düştüğü dönemler de yaşanıyor, fakat uzun dönemde rüzgar enerjisinin fosil yakıt talebinin düşmesine neden olacağı düşünülüyor.

Hava durumu tahminleri Noel ve yeni yıl döneminde rüzgarın güçlü olacağını gösteriyor. Tatil döneminde birçok iş yerinin kapalı olması nedeniyle enerjiye olan talep de düşüyor, bu da rüzgar enerjisinin ülkenin ihtiyacının çoğunluğunu karşılayabileceği anlamına geliyor.