Advertisement
HABERLER ABONE OL

ZEYNEP BAYAR

Dünya genelinde bu zamana kadar 121 ülkede 334 milyondan fazla doz aşı uygulandı. Uygulanan doz sayısı açısından ABD, Çin ve Avrupa Birliği önde gelmesine rağmen, İsrail 11 Şubat günü, ülke genelinde aşılanması gereken nüfusunun yüzde 100’ünü aşılayarak bir ilke imza attı.

İsrail’in aşılama serüveni

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 13 Kasım 2020 tarihinde, ABD kökenli Pfizer firması ile Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in Kovid-19 virüsüne karşı geliştirdiği 8 milyon dozluk aşı için anlaşma sağladıklarını açıkladı. Bu açıklamandan 1 hafta sonra Başbakan Netanyahu, İngiliz ilaç firması AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi ile geliştirdiği aşı için 10 milyon dozluk bir anlaşma yaptığını duyurdu.

Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, AstraZeneca’dan alınacak aşının kâr amacı gütmeyen bir programın parçası olduğu ve İsrail’in aşının sadece üretim ve dağıtım masraflarını üstleneceği kaydedildi.

İsrail aralık ayı başında, peşi sıra gelen aşı anlaşmalarına bir yenisini daha ekleyerek, ABD kökenli Moderna şirketinden toplamda 6 milyon dozluk aşı temin edileceğini açıkladı.

Yaklaşık 9 milyonluk nüfusa sahip olan İsrail, yaptığı anlaşmaların sonucu olarak, Pfizer/BionTech, AstraZeneca ve Moderna‘dan toplamda 24 milyon dozluk Kovid-19 aşısını garantilemiş oldu. Aşıların çift doz olarak uygulandığı göz önüne alındığında, İsrail’in fazladan aldığı 6 milyon dozluk aşıyı ne yapacağı merak konusu oldu. Üstelik söz konusu şirketlerin geliştirdikleri aşılar henüz 16 yaş altı kişilere uygulanamıyor. İsrail’in 0-14 yaş aralığındaki nüfus oranı ise toplam nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 27’sini oluşturuyor. Dolayısıyla, İsrail’in fazladan temin ettiği aşının 6 milyonun çok daha üzerinde olduğu tahmin ediliyor.

"Bize yetecek kadar olduğundan emin olmak istiyoruz”

İsrail Sağlık Bakanı Yuli Edelstein, Ocak ayında Financial Times’a verdiği röportajda aşılama süreci hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Fazladan temin edilen aşıların ne yapılacağı sorusuna cevap olarak, bu konu hakkında henüz karar vermediklerini belirten Edelstein, "Bize yetecek kadar olduğundan emin olmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Merak edilen konulardan biri de, İsrail’in üç farklı aşı firmasıyla kısa sürede anlaşma sağlayabilmesiydi. Edelstein, İsrail’in Pfizer/BionTech ile gerçekleştirdiği anlaşmada, aşının virüs üzerindeki etkisinin daha detaylı araştırılması amacıyla aşılama bilgilerinin şirket ile paylaşılmasına izin verdiklerini, bu sayede aşının ülkeye Aralık ortasında ulaştığını aktardı. Hasta bilgilerinin firmalarla paylaşılması kamuoyunda yankı bulan konulardan biri oldu. İsrail Meclisi eleştirilere rağmen 24 Şubat’ta, Kovid-19 aşısı olmayanların kişisel bilgilerinin yerel makamlarla paylaşılmasını öngören yasa tasarısını kabul etti.

Bir kesim İsrail’in hızlı aşılanma başarısını toplam nüfusunun diğer ülkelere göre daha düşük olmasına bağlarken, diğer bir kesim ticari ilişkilerinin avantaj sağladığını öne sürdü. Yunanistan, İsveç ve Avusturya gibi nüfus oranı İsrail’e yakın olan ülkelerde uygulanan aşı oranlarına bakıldığında, bu ülkelerin henüz nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 10’unu aşılayabildiği görülüyor.

İsrail’in ticari ilişkilerinin aşı anlaşmalarındaki etkisi

İsrail’in ilaç firmalarıyla anlaşma sağlayabilmesinin, ABD, Almanya ve İngiltere ile olan yüksek ticaret hacminin olmasına bağlayan grupların görüşleri incelendiğinde, İsrail’in ABD ile olan ticaret hacminin 31,7 milyar dolarla ilk sırada olduğunu söyleyebiliriz. Almanya 7,2 milyar dolarlık ticaret hacmi ile 5. sırada yer alırken, İngiltere 5,7 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Almanya’nın hemen ardından geliyor. İsrail’in söz konusu ülkelerle olan ticari ilişkisinin yanı sıra, Pfizer/BionTech ve AstraZeneca aşılarında kar amacı gütmeyen bir programın parçası olmayı ve hasta bilgilerini firmalarla paylaşmayı kabul etmesinin de aşı alım sürecini hızlandırdığı tahmin ediliyor.

Diğer bir taraftan uluslararası kamuoyunda, İsrail’in işgal altındaki tüm Filistinlilere "Dördüncü Cenevre Sözleşmesi" esasınca aşı temin etmekle yükümlü olduğu eleştirileri getirilmişti. İsrail’in Maariv gazetesinin yayımladığı haberine göre, İsrail Şubat ayında Batı Şeria'daki sağlık çalışanlarının aşılanması için 5 bin doz Rus SputnikV aşısı sözü verdiği açıklandı.

Filistin yönetimine bağlı Merkezi İstatistik Kurumunun verilere göre, Filistin devletinin, Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinliler dâhil olmak üzere toplam nüfusunun 5,2 milyon olduğu biliniyor. Sağlık Bakanı Mey el-Keyle şubat ayında basına verdiği bir demeçte, Küresel Erişim Programı (COVAX) girişimi tarafından da aşı temin edileceğini fakat aşılanma sürecinin aylar süreceğini söylemişti.