Advertisement

Ceren Dilekçi/Bloomberg HT

Küresel çapta tedarik tarafında yaşanan sıkıntılar nedeniyle bazı şirketler üretimde rotayı Türkiye'ye kırdı. Polonyalı hazır giyim markası LPP ve İsveçli mobilya perakendecisi IKEA Türkiye'ye yönelik yatırım planları açıklarken, Alman ilaç şirketi Boehringer Ingelheim ve Belçikalı paketleme şirketi DW Reusables Türkiye'de yeni yatırımlara imza attı.

Dünyada navlun maliyetlerinin artması, tedarik sürelerinin uzaması ve Çin'deki gelişmeler Türkiye'yi cazip bir pazar haline getiriyor. Sektör temsilcilerine göre, pandemi sonrası değişen düzende Türkiye pazarına ilgi sürecek.

''Polonya ve İtalya'da çok sayıda firmayla görüşüyoruz''

Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Konfederasyonu’nun (EURATEX) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hadi Karasu, Polonya ve İtalyada’ki çok sayıda firmayla Türkiye’de üretimi görüştüklerini belirtti.

Pandemi sonrası dönemde bir cok şeyin değistiğine dikkat çeken Karasu, online satışın kaçınılmaz hale gelmesinin yeni tedarik zinciri ihtiyacını doğurduğunu, bu durumun Türkiye’nin önemini artırdığını söyledi. Bölge ülkelerinin de Türkiye ile aynı şartlara tedarik sağlamaya calıştığını fakat Akdenizin etrafındaki ülkelerin hiçbirinde benzer altyapı olmadığını bildiren Karasu'ya göre Türkiye bu anlamda Çin ile birlikte 2 ülkeden biri konumunda.

Çin'de bazı tesisler geçici olarak kapatıldı

Son dönemde Çin'de yaşanan gelişmeler nedeniyle de tekstil sektörü sıkıntıda. Çin'in doğusunda yer alan imalat merkezi Zhejiang'da enerji tüketim hedeflerinin karşılanması için bazı tesislerin geçici olarak kapatılmasına karar verildi. Bu karardan 160 tesis etkilendi, bu tesislerin yüzde 80'i Çin'de tekstil endüstrisinin merkezi konumundaki Ma'an bölgesinde bulunuyor.

Çin'in bir diğer tekstil merkezi konumundaki Sincan'a uygulanan yaptırımlar, bölgedeki tesislerin güç kaybetmesine neden oldu.

Pandemi öncesi dünyada Çin'in tekstil ihracatına katkısı yüzde 39 seviyesindeydi. Bu oran yüzde 31'e geriledi, kısa sürede yüzde 30'un altına inmesi bekleniyor.

Karasu, enerji darboğazı nedeniyle Çin'in yüksek enerjiye ihtiyaç duyduğu için tekstil üretimini yavaşlatma kararı aldığını, 3 vardiya olan sistemlerinin 2'ye düşürmeyi planladığını, tekstile yeni yatırımları durdurmaya başladığına ilişkin haberler aldıklarını söylüyor.

''Çin'den tedarik 3 ay, Türkiye'den 3 hafta sürüyor''

Navlun fiyatlarindaki artış nedeniyle Çin, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerden tedarik yapan firmaların hızlı tedarik sağlayamaz hale geldiklerini kaydeden Karasu, "Bir şirketin Çin'den bir ürün sorup cevap alması 3 hafta, mağazına koyması ise 3 aya yakın sürüyor. Türkiye'nin tedariği 3 hafta sürüyor, bu hıza kimse yetişemez" diye konuşuyor.

Diğer önemli konu ise sürdürülebilirlik. AB başta olmak üzere ülkeler 1.strateji olarak sürdürülebilirlik hedeflerini ortaya koydular. Uzaktan ürün getirmek, karbon salınımı konuları tartışılır hale geldi, ülkeler en yakından ürün getirmeyi tercih eder hale geldiler.

Karasu, markaların kendi üretimlerini yapmaktan çok Türkiye'de partnerler oluşturduklarını, Polonya ve İtalya'daki çok sayıda firmanin Türkiye'de üretimini konuştuklarını belirtiyor.

Türkiye'ye üretimi uzun dönemde kaydıran şirketler olacak


Türkiyenin ihracatta en güçlü olduğu sektörlerden bir diğeri mobilya sektörü. Pandemi döneminde yaşanan artış dikkat çekici. Mosfed Baskani Ahmet Gülec, pandemi döneminde Türkiye'nin İtalya, Almanya, İngiltere ve Fransa'ya ihracatında yüzde 60-80, ABD'ye ise 9 ayda yüzde 80 oranında artış var olduğunu belirtiyor. Bazı global firmaların işbirligi imkanıyla Türkiye ile görüştüklerini kaydeden Güleç, "İş ortakları bulduk, üretimler devam ediyor. Türkiye'ye üretimi uzun dönemde kaydıran şirketler olacak" açıklamasında bulunuyor.

Güleç sözlerini şöyle sürdürüyor: "Avrupalı şirketler icin lojistik avantajımız var. Teslim süremiz kısa. Uzakdoğu'daki şirketler 6-8 ayda teslim ederken, biz 6-8 haftada teslim ediyoruz. Çevre ülkelere kıyasla yüksek kalite mobilya üretiyoruz. Bu da Türkiyeyi cazip kılıyor."

Son donemde kurda yaşanan artışa ilişkin olarak ise her ne kadar ihracatçı olarak kur avantaji olsa da dünyada hammadde fiyatlarının da kurdan etkilendiğini hatırlatıyor. "İstikrarli kurdan yanayız, oynak kur ihracatımıza zarar verir" diyen Güleç, kurdaki oynaklığın fiyat verme kabiliyetlerini olumsuz etkilediğini sözlerine ekliyor.

Bir günde Türkiye'de farklı sektörlerde 4 yatırım haberi geldi.

Polonyalı hazır giyim markası LPP ve İsveçli mobilya perakendecisi IKEA pandemi ve navlun koşulları dolayısıyla Türkiye'ye yönelik yatırım planları açıklarken, Alman ilaç şirketi Boehringer Ingelheim ve Belçikalı paketleme şirketi DW Reusables Türkiye'de yeni yatırım kararları aldı.

1- LPP

Polonya merkezli hazır giyim şirketi LPP, Asya-Avrupa arasındaki navlun fiyatlarındaki artıştan ve teslimat gecikmelerinden dolayı, üretimin daha pahalı olmasına rağmen tedarik zincirinin bir kısmını Türkiye'ye kaydırabileceklerini söyledi.

Polonya merkezli hazır giyim şirketinin CFO’su Przemyslaw Lutkiewicz Türk giyim üreticileriyle temasta olduklarını belirtti.

Şirketinin analist telekonferansında konuşan Lutkiewicz Türkiye’de üretimin daha pahalı olmasına rağmen Asya’daki üretimlerinin bir kısmını Türkiye’ye kaydırabileceklerini ve arz risklerini düşürebileceklerini belirtti.

2- IKEA

IKEA Türkiye Genel Müdür Vekili ve CFO'su Kerim Nişel Reuters'a yaptığı açıklamada şirketin Türkiye'den daha fazla alım yapmayı; koltuk, kitaplık, mutfak dolaplarını Türkiye'de ürettirmeyi planladığını söyledi.

İsveç merkezli mobilya devi, Türkiye'deki mevcut üretimine ek olarak koltuk, kanepe, kitaplık, gardırop ve mutfak dolapları kategorilerini de büyük montanlı olarak Türkiye'de ürettirerek Türkiye üzerinden ihraç etmeyi planlıyor.

3- Boehringer Ingelheim

Boehringer Ingelheim META Bölgesi Yönetici Direktörü ve İnsan Sağlığı Birimi Başkanı Mohammed Al-Tawil, “Yerelleşme yatırımımız kapsamında, firmamız tarafından orta vadede yaklaşık 150 milyon TL düzeyinde bir yatırımın ülkemize kazandırılması, uzun vadede ise aşamalı olarak yapılacak yatırımların toplam 1 milyar TL düzeyine ulaşması beklenmektedir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Boehringer Ingelheim ile Abdi İbrahim iş birliğine ilişkin, “Ülkemizin ilaç tedarikindeki güvenliğine katkı sağlayan bir iş birliği ve yatırım olacağını görüyorum.” dedi.

4- DW Reusables

Çok amaçlı paketleme çözümleri sunan DW, Etap Enjeksiyon ve Etap Doğan’ı satın aldı. Depolama ve lojistik amaçlı kasa, palet ve konteyner üreten Etap Enjeksiyon ve Etap Doğan, Rekabet Kurumu ve ilgili diğer ön koşulların gerçekleşmesinin ardından DW Reusables çatısı altında faaliyetlerini sürdürecek.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Boehringer Ingelheim ile Abdi İbrahim iş birliğine ilişkin, “Ülkemizin ilaç tedarikindeki güvenliğine katkı sağlayan bir iş birliği ve yatırım olacağını görüyorum.” dedi.

Dağlıoğlu, küresel ilaç firmalarından Boehringer Ingelheim’in Türkiye’de yerelleşme planlarını ilaç sektörünün önemli oyuncularından Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Ticaret AŞ iş birliği ile hayata geçirmesine yönelik düzenlenen toplantıda konuştu.

Boehringer Ingelheim META Bölgesi Yönetici Direktörü ve İnsan Sağlığı Birimi Başkanı Mohammed Al-Tawil ise genç ve dinamik nüfusu, nitelikli insan sermayesi, iyi düzenlenmiş piyasa yapısı, güçlü büyüme dinamikleri ve eşsiz konumu ile Türkiye’nin, bölgenin en önemli ülkesi olarak ön plana çıktığını söyledi.

Mohammed Al-Tawil, şunları kaydetti:

“Boehringer Ingelheim, 1994 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Firmamız, 2002 yılından bu yana, Türkiye’de 60’tan fazla erken aşama klinik araştırma gerçekleştirmiş olup, bu klinik çalışmalarda 2 bin 500’ün üzerinde hastaya ulaşılmış ve bu hastaların tedaviye erken erişimleri sağlanmıştır. Klinik araştırma ve çalışmalara ilave olarak, bugün bir araya gelmemize vesile olan yerelleşme ajandamız kapsamında Boehringer Ingelheim, diyabet, merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler hastalık alanlarında yenilikçi ve öncü ürünlerini Türkiye’de üretecektir.

Abdi İbrahim ile iş birliği halinde yürüttüğümüz yerelleşme projemiz, Almanya ve Türkiye arasında önemli bir teknoloji ve know-how transferine de zemin hazırlamaktadır. Yerelleşme çalışmaları sonuçlandığında, önümüzdeki 5 yıl içerisinde insan sağlığı portföylerinde her 2 kutu ilaçtan 1’inin Türkiye’de üretilmesi planlanmaktadır. Yerelleşme yatırımımız kapsamında, firmamız tarafından orta vadede yaklaşık 150 milyon TL düzeyinde bir yatırımın ülkemize kazandırılması, uzun vadede ise aşamalı olarak yapılacak yatırımların toplam 1 milyar TL düzeyine ulaşması beklenmektedir.”

"Şartlar ne olursa olsun yatırımdan vazgeçmiyoruz"

Abdi İbrahim Üst Yöneticisi (CEO) Süha Taşpolatoğlu da Türkiye'de toplum sağlığı için hizmet veren Abdi İbrahim olarak 109 yıldır ilaç ürettiklerini anımsattı.

Her gün milyonlarca insana daha iyi ve sağlıklı bir yaşam sunmak için çalıştıklarını ifade eden Taşpolatoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün önemli bir iş birliğine daha imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’nin en büyük ilaç firması Abdi İbrahim ile dünyanın en büyük 20 ilaç şirketinden biri olan Boehringer Ingelheim arasında gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma doğrultusunda hipertansiyon tedavisine yönelik kullanılan ürünleri Türkiye’de ve Cezayir’deki Abdi İbrahim Tesisleri’nde üreteceğiz. Bu anlaşma, Abdi İbrahim’in hem Cezayir hem de Türkiye’deki üretim tesisini kapsaması nedeniyle bizim için ayrı bir önem arz ediyor.”

Taşpolatoğlu, Boehringer Ingelheim ile yaptıkları bu anlaşmanın uzun vadeli bir iş birliğinin başlangıcı olduğuna inandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“İş birliğimizin daha da güçlenerek farklı tedavi alanlarına da yayılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda Boehringer Ingelheim’ın yenilikçi ürünlerini yerelleştireceğiz. Hipertansiyon tedavisine yönelik ürün sonrasında, merkezi sinir sistemi ve diyabet alanlarındaki ürünleri de Türkiye’de üreteceğiz. Bununla birlikte gerekli know-how’ı da Almanya’dan Türkiye’ye kazandırmış olacağız. Bu tür iş birliklerinin daha da artması ve Türkiye’nin yakın coğrafyamızda ilaç endüstrisinin üretim üssü haline gelmeye başlaması bizleri heyecanlandırıyor. Abdi İbrahim olarak uluslararası standartlardaki üretim kalitemiz ile iş birliklerimize yenilerini ekleyerek, endüstrimizi zirveye taşıyacağımıza inanıyoruz.”

IKEA, pandemi döneminde küresel olarak yaşanan üretim ve sevkiyat kesintilerinin yanı sıra artan navlun maliyetlerinin ardından, Türkiye'den daha fazla alım yapmak için harekete geçti.

İsveç merkezli mobilya devi, Türkiye'deki mevcut üretimine ek olarak koltuk, kanepe, kitaplık, gardırop ve mutfak dolapları kategorilerini de büyük montanlı olarak Türkiye'de ürettirerek Türkiye üzerinden ihraç etmeyi planlıyor.

IKEA halihazırda tekstil, cam, seramik ve metal başta olmak üzere birçok kategorideki ürünleri Türkiye’de ürettirip dünyanın çeşitli ülkelerindeki Ikea mağazalarında satılmak üzere ihraç ediyor. İkea mevcut durumda Türkiye'de 20-25 civarı üretici ile çalışıyor.

IKEA Türkiye Genel Müdür Vekili ve CFO'su Kerim Nişel Reuters'a yaptığı açıklamada, "Son dönemde pandemi ile birlikte gelen lojistik krizi ile Türkiye’de üretim yaptırma konusunda çok ciddi bir hareketlenme var. IKEA'nın özellikle mobilya kategorisinde kitaplıklar, gardırop, mutfak dolapları vb. ürünlerin de Türkiye'de üretilmesine ilişkin birtakım girişimleri mevcut. Bunların büyük montanlı olarak Türkiye’de üretilmesi için çalışmalar devam ediyor" dedi ve ekledi:

"IKEA olarak üzerinde çalıştığımız bir diğer kategori de koltuk-kanepe grupları. Bunlarla ilgili de Türkiye'den alım yapılabilmek için girişimlerimiz sürüyor."

"Türkiye'den alımları büyütme yönünde yoğun çalışmalar var"

Nişel, IKEA'nın Türkiye'den dünyaya yaptığı ihracat tutarı ile ilgili bilgi vermedi. Ancak IKEA’nın Türkiye'den ihraç ettiği ürün miktarının Türkiye'ye ithal ettiği ürün miktarının yaklaşık 3 misli olduğunu belirtti.

Nişel, "IKEA tüm dünyada en yüksek standartta ürün ürettirmeye çalışıyor. Bu sadece ürün kalitesi açısından değil, çalışan haklarından, kullanılan malzemelerin sürdürülebilir olmasına kadar birçok alanı kapsıyor. Bu nedenle bir ülkede yeni bir kategori açmaya karar verdiğinde o standartları yerleştirmek açısından süreç bir hayli uzun olabiliyor. Bununla beraber, Türkiye'den alımı çok daha büyütmek üzere yoğun bir çalışma olduğunu ifade edebiliriz" diye konuştu.

Polonya merkezli hazır giyim şirketinin CFO’su Przemyslaw Lutkiewicz Türk giyim üreticileriyle temasta olduklarını belirtti.

Şirketinin analist telekonferansında konuşan Lutkiewicz Türkiye’de üretimin daha pahalı olmasına rağmen Asya’daki üretimlerinin bir kısmını Türkiye’ye kaydırabileceklerini ve arz risklerini düşürebileceklerini belirtti

Asya'dan gelecek yeni sezon koleksiyon ürünlerinde halihazırda üç haftalık gecikme yaşandığını belirten şirket, Asya-Avrupa rotasındaki navlun fiyatlarının 14-15 bin dolara kadar çıktığını ve maliyet baskısının arttığını söyledi.

Çok amaçlı paketleme çözümleri sunan DW, Etap Enjeksiyon ve Etap Doğan’ı, Özgörkey Holding ve Doğan Plastik’ten satın aldı. Satın alma işlemi, Rekat Kurulu’nun onay sürecinde bulunuyor.

Etap Enjeksiyon ve Etap Doğan, depolama ve lojistik amacıyla plastik kasa, palet ve konteyner üretiyor.

Özgörkey Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Armağan Özgörkey ise bu işlemin Özgörkey Holding’in odaklanma stratejisinin bir adımı olduğunu belirterek şunları aktardı:

"1968’de kurulan ve ülkemizde plastik sektörünün önemli işletmelerinden biri olan Etap Enjeksiyon grubumuza katıldığı 1997 yılından itibaren gerek yurt içi gerek ihracat pazarında büyüyerek dünyanın önde gelen markalarının güvenilir çözüm ortağı olmayı başardı. Aynı şekilde ortağımız Doğan Plastik’le birlikte kurarak tarım sektörüne yönelik lojistik ve depolama çözümleri alanında çok başarılı bir operasyona dönüştürdüğümüz Etap Doğan da niş bir alanda güçlü bir konuma ulaştı.

Özgörkey Holding’in iş yapma prensipleri çerçevesinde yerleştirdiğimiz kurumsal yapının şirketlerimizi plastik sektöründe taşıdığı özel konuma tanık olmaktan ve bu kurumsallığın ülkemize yatırıma gelen yabancı sermaye tarafından da takdir edilmesinden gurur duyuyoruz. Plastik iş kolundaki çalışanlarımızın DW Reusables gibi kurumsal bir çatı altında ülkemize katkı yapmaya devam edecek olmaları da bizi ayrıca mutlu ediyor."