Advertisement
HABERLER ABONE OL

BLOOMBERG HT ARAŞTIRMA

Dünyanın en büyük ulusal ekonomilerinden biri olan Japonya, II. Dünya Savaşı sonrası yarattığı ve mucizevi olarak nitelendirilen ekonomik performansını 1980'lerin sonuna kadar sürdürdü.

1990'ların başında ise büyük bir durgunluk sürecine giren ülke büyüme performansını yitirirken, işsizlik görünümünde de bozulmalara sahne oldu. 1990'lardan itibaren ekonomik tarafta "durgunluk" teması ile boğuşan Japonya, siyasi tarafta ise istikrarsız bir dönem tecrübe etti ve 17 farklı başbakan gördü. Bu süreçte ülkenin büyüme ortalaması yüzde 1,1 olarak gerçekleşti.

İşsizlik oranları 2000'lerin başına kadar yükselerek rekor seviyeler olan yüzde 5,5'lere kadar erişirken, 2008 küresel krizine kadarki düşüş eğilimini kriz sonrası kısa süreli yükselişe rağmen sürdürdü. Son olarak Kovid-19 salgını etkisi ile 2019'daki yüzde 2,4'lük seviyeden 2020'de yüzde 2,8'e yükseliş kaydedildi.

16 Eylül 2020'de görevi Abe'den devralan Yoshide Suga henüz 1 yılı doldurmadan görevden ayrılacağını açıkladı. Salgının ortasında görevi devralan Suga, son verilere 1,5 milyon civarındaki toplam vaka sayısı ve 16 binin üzerindeki can kaybı olan ülkede, pandemiye karşı toplam büyüklüğü trilyon dolarlarla ifade edilen ek bütçe paketleri ve "seyahate çık" gibi kampanyalarla süreci yönetmeye çalıştı.

Japonya'da 2008 Küresel Krizi sonrası hisse senedi piyasası ve konut pazarı, bilhassa 2010'lardan sonra belirgin bir canlılığa sahne olmuş, salgın ve kapanmaların etkisi sonrası da toparlanma eğilimi öne çıkmıştı.