Advertisement
HABERLER ABONE OL

JP Morgan Chase Türkiye Başekonomisti Yarkın Cebeci BloombergHT yayınında Merkez Bankası'nın faiz kararı ve para politikası patikasını yorumladı.

"Beklentiler konusunda son dönemdeki gelişmelere ve politika kararlarına baktığımızda aslında piyasa da biz de hiçbir şeye şaşırmayacak duruma geldik. Şaşırtıcı bir karar herhalde faiz artırımı olurdu. Son dönemde faiz kararları biraz ekonomik temellerden ayrışmış gibi duruyor. Hem arz kaynaklı hem talep kaynaklı fiyat artışları görülüyor. Yurt dışında merkez bankaları daha dikkatli, enflasyonun daha uzun süre yüksek kalacağını söylüyorlar ama Merkez Bankası şu ortamda hala faizi indirecek alanı olduğunu belirtip bu alanı kullandığını söyledi. Herhalde bir bildiği vardır.

Kümülatif faiz kararlarının sonuçlarına bakacağız ifadesi var. Bu tür bir söz aslında faizleri artırdıktan sonra söylenen bir söz yani enflasyonun bundan sonra ne kadar yükseleceğine bakıp bir karar verecekler herhalde ama ben ne demek istendiğini tam olarak anladığımı söyleyemem. 'Bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir' ifadesi kullanılmış. Burada geniş kapsamlı politika çerçevesi derken neyi kastettiği konusunda hiçbir fikrim yok. Merkez Bankası'nın bunu açıklaması gerekiyor bence. Yeni bir politika mı geliştirecekler yeni bir deneye mi kalkışacaklar gerçekten bilmiyorum. Maalesef şöyle bir durum oldu. Eskiden faiz kararlarından sonra bana yatırımcılardan 20-30 soru gelirdi. Burada ne demek istiyor burada bir nüans var katılıyor musun gibi. Bugün gelen soru sayısı sıfır. Dolayısıyla bakıp göreceğiz ama bu açıklamalara kimse de çok fazla önem vermiyor gibi."

"Piyasanın 3 ay sabredeceği konusunda şüphelerim var"

"Son dönemdeki para politikasını mevcut makroekonomik ortamla beraber objektif olarak değerlendirdiğimizde sanki 3 ay bekleyeceğiz, enflasyonda bir sıçrama olmazsa devam edeceğiz demek istiyor olabilir ama ben 3 ay beklenip beklenmeyeceği konusunda da çok güçlü bir fikre sahip değilim. Geçtiğimiz aylarda da bu politika rehberliği denen cümlelerde çok sık değişiklikler oldu. Aslında bu kadar sık değişmemesi lazım bu cümlelerin. Başka yerlerde bu cümlelerin içindeki bir kelimenin değişmesini biz saatlerce yorumlayabiliyorken cümlenin tamamının değişmesi çok iyi olmuyor. Zira cümlenin tamamı bu ay değiştiyse gelecek ay da değişebilir. Dolayısıyla gelecek ay faiz indirimi olmayacak diyemiyorum ben şu anda. Tabi objektif olarak okursanız 3 ay bir şey yapmadan izleyeceğiz o sırada dersimizi çalışacağız ondan sonra karar vereceğiz. 3 aylık piyasadan izin istiyormuş gibi değerlendirdim ben bunu. Değerlendirip 3 ay içinde başka bir yönlendirme yapacaklar diye düşünüyorum ama bu volatilite altında piyasa Merkez Bankası'nın oturup kafasını toparlayıp düşünmesine 3 ay müsaade eder mi, o konuda şüphelerim var."

"Piyasaya en güçlü sinyali faizle yollarsınız"

"Diğer para politika araçlarının kullanılması mümkün olur mu hususunda Türkiye’deyiz biz olması mümkün çünkü bunların hepsi daha önce yapıldı. Yapılmaz demek saf dillilik olur bence. Son dönemdeki söylem 'Biz para politikasını basitleştireceğiz sürprizlerden kaçınacağız' söylemiydi eğer bu söylemde ısrarcı olurlarsa tabi diğer politika araçlarını kullanmamaları gerekir. Yani bu işin yolu faizdir çünkü en güçlü şekilde piyasaya sinyali faizle yollarsınız. Onun dışındaki araçlarla zaman kaybederseniz kredibilite kaybedersiniz. Dolayısıyla böyle bir şey olmaz diyemiyorum ama inşallah olmaz diyorum."

"Ekonomi bilimiyle uyumlu politikalar uygulanırsa toparlanma çok hızlı olur"

"Yabancı yatırımcının mevcut şartlarda Türkiye'ye yatırım yapma iştahı olduğu söylenemez. Ne olduğunu biz anlamakta zorluk çekerken 80 ülkeye bakan bir portföy yöneticisini düşünün herkesin gittiği patikanın tam tersi yöne giden bir ülkeden bahsediyoruz. Bu ülkeye yatırım yapılması kısa vadede çok kolay görünmüyor. İnşallah yanılıyorumdur. Tabii bazı finansal yatırım araçlarının fiyatları bazı kişiler için yeterince düşük seviyeye gelmiş olabilir, orada birtakım yatırımlar görülebilir ama genel anlamda hızlı bir şekilde yabancı yatırım çekmek istiyorsanız daha öngörülebilir daha ekonomi teorisine uygun adımlar atılması gerekiyor. Ne zaman yatırım gelir diyorsanız bu adımlar atıldığında gelir. Sonuç olarak baktığınızda Türkiye ekonomisi hala çok güçlü bir ekonomi zira dayanıklılığının altında bu gücü yatıyor. Zaten herkes bunu takdir ediyor. Kimse şu anda Türkiye’nin özel sektöründen çok rahatsız değil ki geçtiğimiz dönemde yaşananlara göre bu çok önemli bir fark. Geçtiğimiz dönemde bana kriz senaryolarıyla çok farklı sorular geliyordu ama insanlar gördüler. Türkiye yıllardır meşakkatli dönemlerden geçiyor bu dönemde ne kamu sektöründe ne özel sektörde çok ciddi bir sorun olmadı. Bu da ekonominin ne kadar iyi çalıştığını Türkiye’de gerçek bir ekonomi olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak birçok gelişmekte olan ekonomi daha çok portföy yatırımların olduğu ekonomisi belli ürünlere dayalı olan ülkeler. Türkiye böyle değil, Türkiye çok güçlü bir altyapıya sahip. Sadece politikaların daha öngörülebilir olması gerekiyor ve ekonomi bilimiyle daha uyumlu olması gerekiyor. Bu tür politikalar uygulanırsa toparlanma çok hızlı olur ondan hiçbir şüphem yok benim" ifadelerini kullandı.