Advertisement
HABERLER ABONE OL

Fulya Öktem / Bloomberg HT

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 5 Mart’ta yayımladığı yeni bir endeks, insanların neredeyse %90'ının kadınlara karşı önyargılı olduğunu ortaya koydu. Küresel nüfusun %80'inden fazlasına ev sahipliği yapan 75 ülkeden gelen verilerle oluşturulan Cinsiyet Sosyal Norm Endeksi’ne göre erkeklerin %91'i ve kadınların %86'sı siyaset, ekonomi, eğitim, şiddet veya üreme hakları konularında kadınlara karşı en az bir önyargıya sahip. 2005-2009 ve 2010-2014 dönemlerini kapsayan verilere göre küresel nüfusun neredeyse yarısı erkeklerin üstün siyasi liderler, %40'ından fazlası erkeklerin daha iyi şirket yöneticisi olduğunu düşünüyor. Erkeklerin ve kadınların neredeyse üçte birine göre ise koca dayağı kabul edilebilir bir şey.

“KÜÇÜLMEK YERİNE ÖNYARGILAR TEKRAR BÜYÜYOR”

UNDP İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Pedro Conceição; cinsiyet eşitliğine karşı önyargılar nedeniyle kadınlar ve erkekler arasındaki güç boşluklarının devam ettiğini; verilerin genel ortalamasına göre cinsiyet eşitliğinde geriye gidildiğini, küçülmek yerine önyargıların tekrar büyüdüğünü söyledi. BM raporuna göre kadınların siyasi ve ekonomik iktidar alanlarındaki gelişimi duvara çarpıyor.

İncelenen 75 ülkeden, insanların çoğunun kadınlara karşı cinsiyet önyargısından arınmış olduğu ülkeler Andorra, Avustralya, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç ve İsveç oldu. İngiltere ve ABD'deki insanların yarısından fazlası en az bir önyargıya sahip.

Öte yandan, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan kuruluşların açık mektubuna göre cinsiyet eşitliğine ulaşma yolunda mevcut hız devam ederse, 2.1 milyar kız çocuğu ve kadına ev sahipliği yapan 67 ülke 2030’a kadar temel cinsiyet eşitliği hedeflerinden hiçbirine ulaşamayacak. Araştırmaya göre bu ülkeler sadece en fakir ülkeler değil. Son yirmi yıldaki eğilimler devam ederse, ABD de bu ülkeler arasında yer alacak.

HANGİ EĞİTİM DÜZEYİNDE OLURSA OLSUN KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA DÜŞÜK ÜCRET ALIYOR

TÜİK’in ‘İstatistiklerle Kadın 2019’ raporuna göre Türkiye’de kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor, daha az temsil ediliyor, çalışma hayatında daha az kalıyor. Örneğin, hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadın istihdam oranı %26.5 iken aynı şartlarda erkeklerin istihdam oranı %90.4 seviyesinde. Türkiye’de erkeklerin sağlıklı yaşam süresi ise kadınlardan 3.1 yıl daha uzun.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kadın milletvekili oranı %17.3, ülkedeki 30 büyükşehir belediyesi başkanından sadece 3’ü kadın.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporuna göre kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için en az 100 yıl, erkeklerle eşit ücrete sahip olması için ise 257 yıl geçmesi gerekiyor.

 

 BİÇİLMİŞ ROLLER

BETAM Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal; toplumsal cinsiyet rollerinin Türkiye'de erkeklere ekmek kazanma kadınlara da aileye ve eve bakma rollerini biçtiğini, ataerkil toplumlarda sosyal normların kadınların ekonomik güçlenmesine engel olduğunu vurguladı.

“ÇOCUKLARA KİM BAKACAK?”

Doç. Dr. Gökçe Uysal; Türkiye'de çalışmak isteyen kadınların sürekli çocuklarına kimin bakacağına dair sorulara maruz kaldığını, toplumun biçtiği rol nedeniyle kadınların çalışmalarına olanak tanıyacak kurumsal destekten de mahrum olduğunu belirtti. Türkiye'de ‘işler az olduğunda erkeklerin işe alınması’ gerektiği inancının hem erkekler hem kadınlar arasında yaygın olduğunu, dolayısıyla kadınların iş bulmakta zorlandığını kaydeden Uysal; kadınların erkeklere kıyasla kayıt dışı işlerde çalışma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu, çalışan kadınların aynı işi yaptıkları halde erkeklerden daha az ücret aldığını ve terfi ettirilmediğini vurguladı. Uysal ayrıca sadece evlendikleri için işten ayrılırken kıdem tazminatını ödemenin kadınları işgücü piyasasından uzaklaştırdığını ve firmaların kadın çalışan istihdam etmekten imtina etmesine yol açtığını söyledi. 

“TOPLUM KADINA OY VERMEZ”

BETAM Direktör Yardımcısı Doç. Dr. Gökçe Uysal, kadın siyasetçilerin önemli bir bölümünün eşlerinin ve ailelerinin desteği olmadan siyasete girmelerinin imkansız olduğunu söylediğini belirtti. Uysal’ın araştırmasına göre birçok kadın siyasetçi, fermuar sistemi olmadığı takdirde mecbur görülen en az sayıda kadının aday gösterildiğini ve bu durumun bazı erkek siyasetçiler tarafından "toplum kadına oy vermez" denilerek beslendiğine dikkat çekiyor. Araştırmaya göre imar, bütçe, hukuk gibi komisyonlarda yer alabilmek için kadın siyasetçilerden erkeklerin kanıtlamak zorunda olmadığı bazı teknik yeterliliklere sahip olmaları bekleniyor.

KADIN İSTİHDAMINDAKİ ÖNYARGILAR

ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı; Türkiye’de kadınların iş hayatına katılarak ekonomik açıdan güçlenseler de sosyal normlar sebebiyle iş yerindeki pozisyonlarını koruyabilmek için fazladan çaba göstermeye mecbur kaldıklarını söyledi. Narlı; kadınların, işgücü piyasasına girdiklerinde gelir eşitsizliği, ev-iş dengesizliği, cam tavan zorluklarıyla karşılaştığını vurguladı.

“KADINLARA TERFİ ALMA İHTİMALİ DAHA DÜŞÜK OLAN İŞLER TEKLİF EDİLİYOR”

Kadınların yönetici ve karar verici pozisyonlarında yeterince yer alamadığının altını çizen Feyza Narlı, kadın çalışanlara genellikle terfi alma ihtimalinin daha düşük olduğu görevlerin teklif edildiğini söyledi. Narlı, yönetici pozisyonundaki kadın oranı Türkiye’de yüzde 16 iken Avrupa, bu rakamın ABD ve Avustralya’da yüzde 20’ler seviyesinde olduğunu kaydetti.

Kadın istihdamıyla ilgili yakın tarihli bir araştırma kadın işçilerin yüzde 36’sının uzmanlık alanlarındaki muhakemesinin ve görüşlerinin sorgulandığını, yüzde 31’inin ise yetkinliklerini kanıtlamak için erkeklere kıyasla daha fazla çaba sarf etmeleri talebiyle karşılaştığını ortaya koyuyor.