Advertisement
HABERLER ABONE OL

Sucuoğlu, KKTC'de dün düzenlenen seçimin oy sayım işlemleri devam ederken Lefkoşa'da basına açıklamada bulundu.

Partisinin sayılan oyların yüzde 40,48'ini olarak 25 milletvekili çıkardığını aktaran Sucuoğlu, tüm sayımın bitmesi ve karma oyların da sayılmasıyla kesin sonucun belli olacağını ifade etti.

Kendisinin 1 Kasım'da Başbakanlık görevini üstlenmesiyle hızla seçim kararı aldıklarını hatırlatan Sucuoğlu, seçime kadar olan süreçte 10 yasanın geçmesi, 2022 bütçesinin görüşülmesi ve kabulü gibi birçok çalışmanın yapıldığını söyledi.

Sucuoğlu, pandeminin etkisi, ülkede yaşanan elektrik kesintileri ve ekonomik daralmaya rağmen halkın UBP'ye büyük bir destek verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Halkımız, bu kadar sıkıntı, bu kadar zorluğa rağmen yüzde 40,48'lir bir oyla 25 vekillik bir karar verdi. UBP şu anda Meclisin en büyük partisi olarak hükümeti kurma görevini büyük bir ihtimalle yarın veya salı günü sayın Cumhurbaşkanı'ndan alacak parti oldu. Hükümetin zaten büyük ortağı olarak seçme girdik, muhtemelen yine büyük ortağı olarak seçimden sonraki süreci yöneteceğiz."

Partisinin ekonomik ve sosyal istikrarı önceleyerek tek başına iktidarı hedeflediğini belirten Sucuoğlu, "Biz demokratik bir sürecin sonunda halkımızın vermiş olduğu bu kararı tartışmasız saygıyla karşılayacağımızı söyledik. Bu şekilde 25 vekille önümüzdeki süreçte bir koalisyon hükümeti için hemen çalışmaya başlayacağız." diye konuştu.

KKTC'de hükümetin bir an önce kurulması ve yapılması gerekenlerin yapılması gerektiğini anlatan Sucuoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan görev alır almaz temasların başlayacağını söyledi.

“Önce ekonomiyi düzelteceğiz”

Sucuoğlu, gelecek 5 yılda KKTC'nin ekonomik anlamda refahını halkın hak ettiği seviyeye çıkarmak istediklerinin altını çizerek, partisinin de bu anlamda hem tecrübeli hem de donanımlı vekillere sahip olduğunu belirtti.

UBP'nin seçimi kazanacağını bilerek hazırlıklarını yaptıklarını anlatan Sucuoğlu, şunları söyledi:

"Korkmadan radikal adımlar atabileceğimizi söyledik, aynı noktadayız. Biz bu 23'ünden sonraki süreçte göreve geleceğimizi çok büyük oranda bildiğimiz için hazırlıklarımızı bu düzeyde yaptık. Yasalar hazırladık, yasa çalışmalarının bir kısmı devam ediyor, bir kısmı bitmek üzere. Elimizden geldiğince hızlı bir şekilde bu ekonomik dönüşümü sağlamayı hedefliyoruz, sıcak paranın ülkeye gelmesini hedefliyoruz."

Sucuoğlu, yeni hükümetin esas görevinin ekonomi olduğuna da dikkati çekerek, "Önce ekonomiyi düzelteceğiz. Ekonomiyi düzelttikten sonra zaten diğer konular kendiliğinden düzelir diye düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Halkı rahatlatma anlamında kısa süre içinde ekonomik azılımlar yapılacağını da belirten Sucuoğlu, bugün saat 17.30'da Sarayönü'nde kutlama ve teşekkür etkinliği yapılacağını da sözlerine ekledi.

Altın fiyatları, yatırımcıların Fed’in faiz artırımlarına odaklanmasıyla yatay bir seyir izliyor. Gram altın ise 800 TL sınırında bulunuyor.

Fed’in para politikasını belirleyen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) salı ve çarşamba günü toplanarak Ocak ayı için faiz kararını açıklayacak. Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in bu toplantıda Mart ayındaki faiz artırımının sinyalini vermesini beklediklerini belirtti.

Goldman Sachs ise Fed’in politika faizini Wall Street’in beklediğinden daha agresif bir şekilde artırma riski olduğunu söyledi. Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, haftasonu müşterileriyle paylaştığı bir notta Mart, Haziran, Eylül ve Aralık’ta olmak üzere 4 adet faiz artırımı beklediklerini söyledi.

Ons altın fiyatı

Ons altın, geçen haftayı yüzde 1’e yakın yükselişle kapatarak son 6 haftanın 5’ini kazançla geçirmiş oldu. Haftaya yatay bir seyir başlayan ons altın, geçen hafta ulaştığı 1.835 dolar üstü seviyeleri koruyarak 1.837 dolar civarında işlem görüyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen hafta küresel altın fiyatlarındaki yüksek seyre rağmen dolar/TL’deki dalgalanmadan etkilenmişti. Yeni haftaya da dolar kurundaki yükselişi takip ederek başlayan gram altın, pazartesi günü sabah saatlerinde 797 TL seviyesinde bulunuyor.

ABD’de Fed’in enflasyona karşı faizleri artırması doların kuvvetlenmesiyle beraber bu yıl gelişen piyasaları zor durumda bırakabilir. Fed faiz artırımının gelişen piyasaları nasıl etkileyeceği düşünüldüğünde ise akla ilk olarak 2013’teki taper tantrum geliyor.

Bloomberg Economics’in çalışmasına göre, Arjantin Fed’in faiz artırımlarına karşı en kırılgan ülke konumunda bulunurken Türkiye ikinci sırada yer alıyor. Arjantin ve Türkiye’nin ardından en fazla risk altında bulunan diğer ülkeler ise Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya.

Rusya ve Suudi Arabistan gibi enerji ihracının ekonomide önemli bir yere sahip olduğu ülkeler ise en az kırılgan gelişen piyasa ülkeleri arasında yer alıyor. Doların yükselmesi dolar cinsinden fiyatlanan emtiadan elde edilen gelirleri de artırarak bu ülkelerin doların kuvvetlenmesinden daha az etkilenmesi anlamına geliyor.

Brezilya’nın halihazırda ekonomik resesyona sürüklendiğini ve buna ek olarak mali ve siyasi gerilimin de arttığını belirten Bloomberg Economics, Türkiye’de reel sektörün döviz cinsinden borcunun yüksek seviyelerde olduğunu belirterek ülkenin Brezilya’dan daha da endişe verici bir durumda olduğunu vurguladı.

Fed’den 50 baz puanlık faiz artırımı beklentileri artıyor

Milyarder yatırımcı Bill Ackman’ın ardından Singapur’daki PineBridge Investments Portföy Yöneticisi Omar Slim de Fed’in enflasyonla mücadele konusunda getiri eğrisinin gerisinde kaldığını ve Mart ayında faizi 50 baz puan artırması gerekebileceğini belirtti.

Slim “Fed’in uzun zamandır devam eden enflasyonun geçici olduğu söylemi kredibilitelerini azalttı, eğrinin gerisinde kaldıkları için Mart’ta 50 baz puanlık faiz artışı masada” değerlendirmesini yaptı.

Bloomberg’in opsiyon fiyatlamalarını kullanarak yaptığı hesaplamaya göre, Mart ayında Fed’in 25 baz puanlık bir faiz artırımının gerçekleşme ihtimalinin yüzde 100 üzerinde olması katılımcıların bir kısmının da 50 baz puanlık artırımı fiyatlamaya başladığını gösteriyor. Bu da piyasaların Mart ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımına neredeyse kesin gözüyle baktığına ve 50 baz puanlık bir artırımında gelebileceğine işaret ediyor.

Enerji Enformasyon İdaresi’nin verilerine göre, ABD’de propan talebi 2004’ten bu yana tutulan verilerde rekor yüksek seviyeye ulaştı. ABD’nin Kuzey Doğu ve Orta Batı bölgelerinde geçirilen sert kışın bu yükselişte etkili olduğu belirtilirken, ülkedeki kırsal kesimin büyük kısmı ısıtma için propan kullanıyor.